Öğlen arasıydı. Huening Kai her zamanki gibi okul bahçesinde, ağacın yanında oturmuş resim yapıyordu. Arkadaşı pek olmadığından kendi başına takılan birisiydi. Olan arkadaşları da kendisinden büyük oluyordu. Yeonjun ve Soobin gibi. O yüzden günlerini ya tek başına geçiriyordu ya da Yeonjun ve Soobin ile.
Şuan Yeonjun Soobin'in kişnemesini kayda alıyor olmalıydı ki ikisi de yanında değildi.
Tuhaf bir eğlence tarzları vardı ama onlara ayak uydurmakta sıkıntı da yaşamıyordu. Onlarla tanışmaları da bir tuhaftı zaten. Okula geldiği ilk yıl üst sınıflar da dahil zorbalığa uğradığı zaman tanışmışlardı. Okulun ikinci günü birine açıldığı zaman o kişinin homofobik olmasıyla okulda dedikodu çıkmış ve tüm dikkati üzerine çekmişti o zamanlar. İlk Yeonjun ile tanışmıştı. Bir gün beden dersinde üstüne bir kova su boşaltıldığı gün, Yeonjun bu olaya şahit olmuş ve hepsine bir ders vermek için bahçedeki fıskiyeyi gizlice alıp bana zorbalık yapanlara sıkmıştı. O an Kai dahil herkes şaşırmıştı ve Yeonjun kai'ye hiçbir açıklama yapmadan sadece 'arkadaş olalım.' demişti. Bir süre sonra zorbalıklar azalmıştı. En azından fiziksel olarak üstüne gelemiyorlardı, sadece ucuz bakışlar atıyorlardı ona. Bunun sebebini başta anlayamamıştı ama sonradan öğrenmişti. Yeonjun bu okulun en popüler ve zengin öğrencilerden birisiydi. Biraz da 'deli'. O yüzden onunla kimse uğraşmak istemiyordu.
Ardından da Soobin ile tanışıp arkadaş olmuştu. Zaten Yeonjunla ikisi çoktan arkadaşlardı.
Sırtını ağaca yaslayıp gülümsedi. Onlarla tanıştığı için minnettardı.
Orada düşüncelere dalmış bir halde resim çizmeye devam ederken bir ses duyulmuştu hemen sağ tarafından.
"Bu kadar kötü resim çizmeyi nereden öğrendin?" demişti birisi. Kai ürktüğü için bir anda sağına dönmüştü.
Taehyun ile karşılaşmayı elbetteki beklemiyordu. Açıkçası dün gece yaptığı hata hakkında düşünmek istemediği için zihnini boşaltmış hatta bir an Taehyun'un varlığını bile unutmuş sayılırdı. Şimdi onu tam karşısında görünce hayalet görmüş gibi bir tepki vermişti.
Yüzleri arasındaki mesafenin çok kısa olduğunu, onun yüzündeki çilleri incelerken fark edebilmişti Kai.
Evet, çilleri...güzeldi.Biraz uzaklaşmış ve "Burada ne arıyorsun?" demişti utangaç bir tavırla. Hala mahcup hissediyordu ona karşı.
Ona kendisini açıklamak zorundaydı ama hala açıklayamamıştı. Mesaj atacakken kaç kere yazıp sildiğini hatırlamıyordu bile.
"Başından beri buradayım zaten. Buraya sonradan oturan sensin. Fark etmedin mi?" demişti hafifçe gülerek.
Aslında gülünce daha iyi oluyor diye düşünmüştü bir an Kai. Neden onu nadiren gülümserken görüyordu ki?Sonra bu düşünceyi hemen aklından uzaklaştırmıştı.
"Şey, hayır. Fark etmemiştim."Bir süre sessizlik oluştu. Taehyun önüne dönmüşken Kai biraz daha onu incelemişti merakla. Ardından onun elindeki okuma kitabını fark etmişti.
"Two birds." diye mırıldandı bi anda ister istemez. Neden sesli söylediğini bilmiyordu ama bu isim bir yerden tanıdık gelmişti.
Taehyun ona baktığında bir an gözlerindeki parıltıyı fark etti. Ya da Kai yanılmıştı bilemiyordu. Kendisine bir şeyler daha söylemesini bekliyordu sanki.
"Bir çocuk romanı değil mi?"
Taehyun hafifçe başını aşağı yukarı sallamıştı. "Evet. Sen de okumuş muydun?"
"Hatırlamıyorum." demişti Kai. Gerçekten hatırlamıyordu. Zaten okuduğu kitapların ismini çabuk hatırlayan birisi değildi. Dün ne yediğini bile hatırlamazdı bazen. "Ama ismi tanıdık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
two birds on a wire | tyunning
Novela JuvenilHuening kai aşk mektubunu yanlış kişinin dolabına koymuştu - vitaya özel doğum günü hediyesi<3