Bu hikayedeki kişiler ve olaylar tamamen hayal ürünüdür, gerçek kişiler ve olaylarla hiçbir ilgisi yoktur...
Demeyi çok isterdim ama bazen de aşırı gerçektir. Yani her şey kafama göredir.
12 nisan 2011
- Oğlum uyan, okula geç kalacaksın. Dedi annesi, Buğra annesini çok bekletmeden karşılık verdi oflayarak "tamam anne uyanıyorum şimdi." dedi Fakat o zaten çoktan uyanmıştı bile bir süre daha yatakta kalmak istedi ve sırt üstü uzanarak tavana gözlerini dikip hızla gözlerini kapatıp Şule'yi görme umuduyla içinden şunları geçirdi;
"Şule 3 yıl oldu sen gideli. Seni çok özlüyorum. Seninle vakit geçirdiğimiz yere bir kere bile tek başıma gidemedim. Senin yokluğunda çok şey değişti bir ben değişmedim sevgilim. Okul da zaten sensiz çekilmiyor. Duvarlar beni boğuyor. Neyse ki bu sene mezun oluyorum. Tabii sen şimdi soracaksın neden bir yıl uzadı bu okul. Sorarsın en doğal hakkın. Sensizliğe dayanamadığım için derslerle uğraşmak istemedim herkes tek tek benimle konuştu ama ben dinlemedim. Sen yokken dersler bana ağırlık yapıyordu. Alışamadım senin yokluğuna, ben seni sen yoksan da severim. Sen hep kalbimde kalacaksın Şule."
hışımla kalktı klasik rutin işlerini tekrarladı. Önce elini yüzünü yıkadı. dayanamayıp duşa girdi beline doladığı gri havlusu hafif belirgin duran baklavaları ile genç kızların hayranı olabilirdi. Dolabındaki son derece moda 'Ata Işık Koleji' okul formasını giydi. sarı saçlarını yana şekil vererek taradı. Üzerine bergamotlu parfümünü sıkıp masasında bulduğu rastgele defteri eline sıkıştırıp aşağı kahvaltı sofrasına indi.
Annesini öptü, babasından harçlık alıp, sonra masa da bakıştığı zeytini ağzına atıp "ben çıkıyorum valide sultan okul beklemez" diyerek kapıdan çıktı. Arkadaşları her zaman ki yerinde onu bekliyorlardı.
Şule'nin yokluğunda 6 kişi kalmışlardı. Grubun en meraklısı ve dedikoducusu Nesrin'dir kızıl ve dalgalı saçlı orta boyludur. Simsiyah saçları simsiyah gözleri grubun en sessizidir Selda, Şule grubun starıydı zaten ona bu yüzden 'Yıldız' derlerdi. Buğra grubun en yakışıklısı ve karizmatiğiydi ona da Prens diye seslenirlerdi kendi aralarında. Osman platonik aşkıyla popüler olmuş aşıktı, Grubun en agresif insanıdır Murat, Faruk ise en sessiz kendi halinde bu yüzden notları hep yüksektir. Şule'den sonra biraz kopsalar da yine de ayrı kalamamışlar ve barışmışlardı. Buğra'nın tekrar aralarına katılması ile...
Buğra sonunda onların yanına gelebilmişti hiç beklemeden Faruk'un arabasına atlayıp okul yolunu tuttular. Okul sokağına girene kadar kimse konuşmadı. Sessizliği ilk bozan Nesrin oldu camdan gözünü almadan "A şuraya bak berke ışıktan ayrılıp ne ara sevgili yaptı ya bu çocuğun hızına da insan yetişemez pes doğrusu" dedi Selda lafa daldı "Of nesrin insanların hayatlarını kurcalamayı bırak artık" dedi.
Buğra ise iki kızın konuşmasını umursamadan ortaya yeni bir konu açmak üzere cümleleri döktü ağzından "Okul çıkışı Şule'nin mezarını ziyaret edeceğim oradan da onların evine gideceğim gelen var mı?" dedi ve etrafındaki gözlere baktı. Tek bir ağızdan söyler gibi "geliriz tabii seninle" dediler. Buğra'nın gözleri gülümsedi. tek gitmeyeceği için...
Okula giriş yapıldı. sınıfa çıktılar. sınıf her zamankinden sessizdi. Buğraların girdiğini görünce Işıl hemen koşup hiçbir şey demeden gazeteyi ona verdi. Nesrin söze atladı "Ne oluyor konuşsana kızım" dedi gazeteden gözlerini almadan Nesrin'e söylenen Buğra "gerek yok. Gazeteye bak" dedi. 5 kişi birden gazeteye baktılar. Selda tam konuşacakken arkadan topuklu ayakkabı sesi ve ardından vücudun kendisi konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3 6 5
Teen Fictionİçimde biriken duyguları artık tutamıyorum bir şekilde onları kusmam lazım fakat kime anlatayım yanımda kimse yok ki... Bir tek ben mi böyleyim bilemem ama ben sadece hayallerime kavuşmanın umuduyla içimdeki çocuğu söndürmüyorum. Bence huzur büyükş...