10

139 22 8
                                    

Jisung

Felix benim için ev demekti. Onunla olduğum sürece inanabilirdim, geçecek diyebilirdim. Şarkılarımdaki nakarattı o, cümlelerimdeki noktaydı. Her şeyin sonu ve en güzel hissettireniydi. Nefessiz kaldığım sahtelikler arasında en gerçeğiydi, kendimi ateşe atabilecek kadar güvendiğim bir daldı. Lakin o bunları bilmiyordu muhtemelen, kimse bilmiyordu. Ona olan hislerimi isimlendirme ihtiyacı duymuyordum. Sadece ona ihtiyaç duyuyordum, daldığım düşüncelerde veya yorulduğum kalabalıktaki dinlenme yeriydi benim için.

Onda benden bir şeyler bulmuştum, bende olmasını istediğim şeyler. Ve ondan çekip almak istediğim acılar. İlk tanıştığımızda, okulun başında, ondan fazlasıyla nefret etmiştim. Sebebi bilinmez, sinir oluyordum her bir hareketine. Yaptıkları gözüme batıyordu ama bunları içimde yaşıyordum. Bu böyle sürer iken her şey bir günde değişmişti. Yere düşen defterini alıp yerine koyacakken merakıma yenik düşüp kurcalamıştım. Yazılarına denk gelmiştim, şaşırmıştım ama belli etmemek için çok çaba sarf etmiştim. O zamanlarda başlamıştı ona olan ihtiyacım, bende bir şeyleri ortaya çıkarmıştı. Onu, geçirdiği ruh hallerini izlemeye başlamıştım. Konuştuğu kişi olmak, ağlayacağı omuz olmak istemiştim.

Lee Felix benim kayboluşumdu, kaybolmaya bile razı olduğum, onunla olduğum sürece bulunmak istemediğimdi.

----------

Ela'mı anlattımm

Happines is a butterfly -jilix- (√)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin