-07-

68 3 4
                                    

"Ne saçmalıyorsun sen..?"

"Diyorum ki, geçen gece beni beklemeden neden gittin."

"Ne gecesi lan!? Seninle ne zaman bir gece geçirdik biz!?"

"Seviştik ya."

"Ne yaptık!?"

"Bir şeyler yemek istersin diye markete gitmiştim. Geldiğimde toz olmuştun."

Lanet olsun. Evinde uyandığım o adammış.

"O sen miydin lan!? Ne yaptın bana??"

"Ben bir şey yapmadım. İkimiz de memnun şekilde seviştik. Hepsi bu."

"Siktir lan oradan! Gay miyim ben? Neden sevişeyim seninle?"

Hyunjin şok olmuş gibi bakıyordu bana.

Kahkaha attı şerefsiz. "O gece öyle demiyordun ama. "Ahh" "Acıyorr""

Ben tüm yüzümün kızardığını hissederken Hyunjin daha da kızarttı yüzümü. Ben hâlâ telefondayken yapıştı dudağıma. En olmayacak zamanda.. Konuşamadım da adamla, nefes aldırmadı.

"Bak canım, ya yanıma gelirsin ya da ben getiririm."

Nihayet bıraktı Hyunjin dudağımı.

"SIKIYORSA GETİR LAN."

"Getireceğim.."

Daha fazla sabredemeyip kapattım telefonu yüzüne. Hyunjin'den de sağlam bir tokat yedim.

"Erkeklerden hoşlanmıyorum Hyunjin. Seni sevmiyorum Hyunjin. Gay değilim Hyunjin. GARSON KIZ MI LAN!?"

"Özür dilerim.."

"NE DİYE ÖZÜR DİLİYORSUN BE ŞEREFSİZ!"

"HYUNJİN DOĞRU KONUŞ BENİMLE!"

"ŞEREFSİZ!"

"KAL LAN BURDA İTİN OĞLU."

Ben kalkıp giderken onun da arkamdan gelmesini bekledim. Neyime bekliyorum ki, itin oğlu dedim adama. Orada kaldı. Gelmedi peşimden.

Her zamanki gibi, nereye yürüdüğümü bilmeden öfkeli adımlarla yürüdüm rastgele. Öfkem hem o şerefsize, hem de Hyunjin'in kalbini kırdığım için kendimeydi. Bulduğum her sokağa girdim. Bir an durup bakmadım arkama, Hyunjin geliyor mu diye. Gelmezdi de neyse..
İyi bok yemişim. En son maskeli bir adamın elini ağzıma bastırdığını hatırlıyorum. Sonrası yok...

Pavilion - HyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin