Merhaba.
İlk kez fic yazıyorum. Umarım okurken zevk aldığınız bir kurgu olur. Okunur mu bilmiyorum gerçi.
Hikayeye geçmeden önce: Shorter, Skipper gibi karakterler yaşıyorlar. Animenin devamını bir mucize gerçekleşmiş gibi kurgulayacağım, mutsuz son yok bu sefer.
xxx
Eiji çalan kapıya doğru yöneldi ve dürbünden baktı. Kimseyi görememişti fakat bulunduğu katta ki ışık yanıyordu. Kapıyı tereddüt ederek açtığında yine kimseyi görememişti. Sokakta oynayan çocukların eğlenmek için yapmış olabileceği düşüncesiyle kapıyı kapatıp içeriye geçti.
Ardından zil tekrar çalındığında Eiji ciddi anlamda rahatsız olmuştu. Bastırmaya çalıştığı öfkesiyle birlikte kapıyı açtığında yaşadığı şokun etkisiyle afallamış ve güçlükle kapıya tutunmuştu.
Eiji'nin öldüğünü sandığı Ash, tam şu an karşısında duruyordu, elindeki kan lekeleri olan mektupla birlikte.
Eiji bir şeyler söylemek için dudaklarını araladı fakat tek bir harf bile çıkmadı ağzından. Ash, büyük bir özlemle Eiji'ye bakıyordu.
Ash, Eiji'yi kollarının arasına aldığında "Uyan artık Eiji." diye fısıldadı kulağına. Eiji, Ash'ın fısıldamasıyla birlikte gözlerini açmıştı. Yanaklarından süzülen göz yaşlarını elleriyle sildi ve ayağa kalkıp kapıya koştu ve hızla kapıyı açtı. Kimse yoktu, bunu zaten biliyordu fakat emin olmadan içi rahat etmeyecekti.
"Ash..." Kapıyı kapatıp içeriye geçtiğinde dolan gözlerinden yaşlar akıyordu.
Ardından kapı çalındı. Eiji o an kendinde geri dönüp kapıyı tekrardan açma cesaretini bulamamıştı. Dejavu yaşıyormuş gibi hissediyordu. Sanki kapıyı açınca Ash karşısında olacakmış gibi...
Kendine geldiğinde hızla kapıya yöneldi. Kapının kolunu tuttu ve yavaşça aşağıya doğru bastırdı. Kapıyı açtığında kalbi yerinden çıkarcasına atıyordu. Belki hiç bir şey olmayacaktı, Ash karşısına çıkmayacaktı ama yine de heyecanına yenik düşmüş ve gözlerini kapayıp kapıyı açmıştı. Gözlerini hazır hissettiğinde açacaktı.
Hala kapalı olan gözlerini açmamakta ısrar ederken onu kollarıyla saran bir beden hissetti. Panikle gözlerini açmış ve ona sarılan kişiyi hafifçe itmişti. Eiji, zümrüt yeşili gözlerdeki yansımasına uzun bir süre baktı, kendi yansımasını ilk defa bu kadar güzel bulmuştu...
"Eiji..." demekle yetinen Ash hızla Eiji'yi kollarının arasına aldı ve yüzünü boynuna gömdü.
xxx
Eiji ve Ash suskunluklarını sürdürürken Eiji kahvesinden bir yudum aldı ve gözlerini Ash'ın gözlerine dikti. "Öldüğünü sanmıştım, daha doğrusu sanmıştık. Bunca zamandır neredeydin? Ne yapıyordun? Bir şeyin var mı? Başına bir şey geldi mi? Neden bunca zaman kimseye haber-"
"Eiji, üzgünüm. Her şey için üzgünüm." Ash derin nefes aldığında Eiji ayağa kalktı, yanına oturdu ve ona sarıldı. "Aptal, seni ne kadar özledim biliyor musun?" Göz yaşlarına hakim olamamıştı Ash gibi.
İkisi bir şeyleri tartışmak, konuşmak yerine özlem gidermeyi tercih etmişlerdi. Birbirlerine sarılmışlar ve bir daha ayrılmayacaklarına, kimsenin onları ayıramayacağına dair söz vermişlerdi.
Bu sözü hissederek vermişlerdi. Verdikleri söz ne bir savaşın başlangıcıydı ne de bir yangının körüklenişiydi. Verdikleri söz güzel günlerin habercisiydi. Başka bir anlam taşıyamazdı.
Birbirlerine olan aşkı en içten hissederek bulmuştular birbirlerini. Buna aşklarının bağı denirdi... Öyle değil mi? Aralarında ki mesafeye rağmen hissettikleri aynıydı. Birinin kalbi diğerinden farklı bir nedenden atmıyordu.
Ash da artık normal bir hayata sahip olacaktı... Eiji gibi. Hak ettikleri hayatı yaşayacaklardı.
xxx
(1 gün sonra)
"Ash artık anlatmak ister misin?" diye sordu Eiji, dizlerine yatmış olan Ash'ın saçlarını okşayarak. Ash olumlu anlamda başını salladı.
"Mektubunu okuduktan sonra sen uçağa binmeden yanına gelecektim ama... -nasıl söyleyeceğini bilemediğini belli eden bir ifadeyle, titrek bir sesle devam etti- Bıçaklandım." Ash cümlesinin sonunu getirir getirmez -üstünden yıllar geçmiş bir olay olsa da- Eiji, Ash'a endişeyle baktı. Onun yanına gelirken bıçaklanmış olması onu sarsmıştı.
"Eiji şu an iyiyim. Endişelenmeni istemiyorum." dedi Ash ve başını Eiji'nin dizlerinden kaldırıp onun yanına oturdu.
"Sonrasında bir kütüphaneye gittim. Mektubunun devamını orada okudum ve bilincimi kaybettim. Gözlerimi açtığımda gördüğüm manzara hiçte yabancı değildi, bir hastane odasıydı. Uzun bir süre orada kaldıktan sonra senin yanına gelmek istedim ama beni öldürmeyi isteyen birileri olduğunu hatırlayıp bundan vaz geçtim. Senin yanına gelirsem tehlike de beraberimde gelecekti. Bu sorunu hallettikten sonra seni bulmam gerekti. Japonya'yı iyi bilmediğim için zorluk çektim ama sonunda senin yanındayım." Ash gözlerinden akan yaşlara rağmen gülümsüyordu.
xxx
Bu bölümü özet gibi düşünebilirsiniz.
Bu arada ilk başta güzel başta güzel başlayıp sonra içine etmişim hissediyorum. Ha bir de iki güzel söz yazayım derken yaptığım edebiyatı batırdım KWJHQŞOHAJSŞA
Hatta cringe yazdığımı düşünüyorum ama daha nasıl yazabilirdim, nasıl ifade edebilirdim bilmiyorum. En hızlı ve en net olanı düşünüp yazdım.
Umarım sevmişsinizdir görüşürüzz<3
Her bölüm sonu fanart koyacağım. Çünkü neden olmasın?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Banana fish - Ash x Eiji ✔
Fanfiction• Ash ve Eiji için animenin devamı olan bir mutlu son • Herkes, Ash'ın öldüğünü düşünüyordu hatta haberlere bile çıkmıştı. Eiji bunu öğrendikten sonra Japonya'da yalnız bir hayat sürmeye devam eder. Yalnız başına yaşadığı evin kapısı bir gün beklenm...