bölüm 4: kanayan ruh

10 2 0
                                    

yeni bir bölümle merhaba. kendi kendime konuşuyor gibi hissediyorum burada. sanki kendime yazıyorum. yalnızlığımı paylaşmak için yazmaya başladığım hikayeye kendim bile iyi gelemiyorum. neyse. bunu görüyorsanız bir kalp olsun bırakırsanız sevinirim. umarım beğenirsiniz. <3.

bölüm şarkısı: teoman, serseri.
                           amy winehouse, back to black

  güneş parıl parıldı güzel bir gün olsa gerektiher şey olağandı kalbim atıyor, beynim çalışıyordu  hâlâ kendimi kandırabiliyordumhâlâ aşık olamıyordum hâlâ maskelerimi gizleyebiliyordum hâlâ gözyaşlarımı gizleyemiyordumnasılsın, diye soruyordu iy...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  güneş parıl parıldı
güzel bir gün olsa gerekti
her şey olağandı
kalbim atıyor, beynim çalışıyordu
hâlâ kendimi kandırabiliyordum
hâlâ aşık olamıyordum
hâlâ maskelerimi gizleyebiliyordum
hâlâ gözyaşlarımı gizleyemiyordum
nasılsın, diye soruyordu
iyiyim, diyordum
yalan söyleyebiliyordum hâlâ, çok güzel
"gözünden yaş geliyor ama gülüyorsun"
demişti başka bir gün
"içimdeki terazi benim yerime karar verdi."

defterler, günün derslerinin kitapları, kalem silgi. her şey tamamdı. çantamı sırtıma attım, kafamdaki pasaklı düşünceleri savuşturdum, önemli bir gündü. anahtarıma uzandım, tam o esnada gözüme kapının altından ilişen zarf çarptı. ah, yine başlıyoruz. senenin başından beri ayda en az bir defa kapıma bırakılan bu zarflardan ne kadar bıktığımı dile getirsem de herkese, hoşuma gitmiyor değildi. biri beni delicesine önemsiyor ki, bu kadar zahmet edip zarf gönderiyor hem de her ay! güzel.

ölmek. iki hece beş harf. vur bileklerinin dikine bir jilet gerçekleştir bu eylemi. oluk oluk kan akarken bileklerinden, hayatın kaysın parmaklarından. son filmini izle bu sırada; hayatın, tüm anıların iyisiyle kötüsüyle. unuttuğun tüm anılarını hatırla. unutamadıklarını yâd et tekrar, hep yaptığın gibi. unutmak için yalvardığın anıları izle. merak etme bu sefer eskisi kadar can yakmayacak, bileklerinden kan akarken bir anı canını o kadar yakamaz. söylesene b. kaç kere düşündün bu anı?

bu da ne halttı şimdi? tam kafamı meşgul etmeyi bırakmıştı aptal mektupçu, ama şimdi tekrar mı başlıyordu gizli, analiz yaptığı mektuplara?

17 nisan tarihli mektubu da diğerlerinin arasına koyduktan sonra evden çıktım.

çantamdaki kulaklığımı çıkardım ve favori şarkımı açtım en sevdiğim playlistimden. teoman, serseri. kampüse gidene kadar defalarca başa sardım, eşlik ederek bizimkilerin yanına gittim.

istemeye istemeye kulaklığımı çantama atarken, ecem'in sesini duydum. "nerede kaldın kemal seni sorup duruyor."

ah, bir de kemal vardı. neyse. "kolumdan tutup beni çekiştirerek kemallerin yanına sürükledi ecem. kemal beni görür görmez yüzüne bir gülümseme koydu, "hoşgeldin," diye selamladı.

hoşbuldum, diye cevap verdikten sonra bacaklarımı kıvırarak çimlere oturdum. tam muhabbete dahil olacağım sıra alarmım çaldı, dersime geç kalıyordum. "üzgünüm çocuklar çıkışta görüşelim derse geç kalıyorum." dedikten sonra fakülteye doğru yürüdüm.

bakma öyle.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin