6

54 6 6
                                    


O köşede korkudan tir tir titrerken sanki daha da küçülüp, yok olabilecek gibi bacaklarımı iyice göğsüme yaslayıp kollarımı daha sıkı sardım kendime. Sahi neyden korkuyordum  bu kadar, büyük Lee'nin beni görmüş olmasından mı? Hayır, hayır korktuğum şey yanındaki adamdı, sadece adım sesinden bile haydut olduğu anlaşılabilecek o adam. Evet tamam ben de haydutun tekiydim, kendimi sütten çıkmış ak kaşık sanmıyordum. Ancak benim bir zarafetim vardı yahu! Beni görünce küçük çocuklar hayranlıkla gözlerini üstümde sabitlerdi. Kadınlar inceliğime iltifatlarını listelerdi. Ama bu adamda bırakın inceliği, herhangi bir etiklik kırıntısı olduğunu sanmıyordum. Tam anlamıyla ürkünçtü. 

Benim zihnimde asırlarca süren ama tahminimce gerçek zamanda geçen 5-10 dakikanın sonunda büyük Lee, ürkütücü kişiye yüzünde büyük bir gülümsemeyle kapıya kadar eşlik edeceğini söyleyip, üstüme killerin kapısını kilitleyip çıkmıştı. Galiba dakikalarca ilk defa nefes aldığımı hissetmiştim. Nefesimi verip bacaklarımı, yapıştırdığım gövdemden biraz ayırdım. Biraz rahatlayınca onca zaman ne konuştuklarına dikkat etmediğimi fark ettim, hadi ama doğru düzgün nefes bile almamıştım. Tam ayaklanacağım sırada kapının kilidinin açılma sesiyle sıçrayıp yine aynı yeri bulmuştum. O sırada büyük Lee de yüzünde bariz bir şaşkınlıkla beni izliyordu. İçeri adımlayıp karşımda dikildi, aklındakileri oturtmaya çalışıp düşündüğünü zannettiğim bir sürenin ardından konuşma kararı almış olacak ki önüme çömeldi hafiften.

"Ahmak mısın?"

Ne demeliydim, evet mi? Çünkü evet, galiba ahmaktım. Ama o cevap beklemiyor olacak ki konuşmaya devam etti.

"Burada olmaman gerekiyordu."

Hani az önce korktuğumun büyük Lee olmadığını söylemiştim ya, şu an korktuğum tam olarak oydu. Yüzünde şu zamana kadar görmediğim bir ciddiyet vardı. Ama ondan korktuğumu belli edemezdim tabii ki, bu zamana kadar yaşamak için yaptığım şeyi yapıp utanmazlığımı gösterip ilgiyi üzerimden atmaya çalışacaktım. Yüzümde alık gözüktüğümden emin olduğum ifadeyi silip küçük bir gülümseme yerleştirdim.

"Ah kusura bakmayın büyük Lee, ama merakımı susturamadım. Sonuçta her derme çatma handa bir cephane deposu görmüyorsunuz."

"Minho." dedi

"Pardon?"

"Adım Minho, ikimizde birbirimizin sırlarını bildiğimize göre bana büyükbaş sıralıyormuş gibi seslenmene gerek yok.

"Neyden bahsettiğinizi inanın anlamıyorum büyük Lee, ah pardon Minho."

"Oyun oynamana gerek yok Hyunjin, odandaki tabloyu gördüm. Müzayedeye gittiğinizi, zabıta teftişleri yüzünden burada konaklamaya devam ettiğinizin de farkındayım. Yani en azından tabloyu gördükten sonra bu kadar emin oldum."

"Odama mı girdin? Ne biçim han burası, mutfak sandığım yerde onlarca silah çıkar, o silahları geceleri korkunç tipli heriflere satan genç hancı odamı karıştırır. Şikayet falan mı etmeliyim?"

"İlgini çeken sadece odana girmem mi sahiden?" dedi yanıma iyice çöküp otururken.

Omuz silktim,

"Müzayede elimde satılık bir tabloyla gittiğim bilgisiyle ne yapabilirsin ki, hele de kanun damgalı olmadığına emin olduğum böyle bir yere sahipken."

O da omuz silkti,

"Hm zaten bir şey yapabilecek olsam da yapmazdım galiba." bu dediği beni kıkırdatmıştı.

"Neden, ahmak mısın?"

"Olabilir, güzelliğinin zindanda ya da kodamanların haremlerinde çürümesini isteyeceğimi sanmıyorum."

Şaşırmıştım, hayatım boyunca bir çok iltifata ev sahipliği yapmıştım ama galiba ilk defa şaşırmıştım. Güzel olduğumu tabii ki biliyordum, sanatın içinde yaşayan biriydim ben, tablolarım her türlü insanı görmemi sağlayan aynalarımdı. İçlerinden sıyrılıp gerçek bir aynaya baktığımda o tabloların birinin içinde rahatça yaşayabileceğimin de bir tabii farkındaydım. Fakat karşımdaki bu hancıdan güzel olduğumu düşündüğünü duymak beni... heyecanlandırmıştı? Hala dümdüz Minho'nun yüzüne baktığımı hatırlayınca hafifçe başımı salladım, düşüncelerimi savurmak adına.

"Üzgünüm, dalmışım"

"Sorun değil." dedi yanıma biraz daha yanaşırken. Galiba rahat edememişti, ki şu an çürük tahta bir zeminde oturduğumuz varsayılırsa gayet doğaldı. Ancak ikimizde sanki konuştuklarımız dinlenecek, gözlenecek gibi ayrılmıyorduk  buradan. 

"Bir şey sorabilir miyim?" Başımla onayladım.

"Nasıl  çalışıyorsunuz?"

"Nasıl mı eserleri çalıyoruz?" Dedim iyice ona dönerken, başıyla onaylama sırası bu sefer ondaydı.

"Hmm, ben gözümüze kestirdiğimiz tabloları boyuyorum, sonrasında müzayedelerin sergi kulislerinde orijinal parçayla benim boyadığımı değiştiriyoruz, burası asıl karmaşık ve riskli yer diyebilirim. Sonrasında Chris'le tabloyu, parasını harcayacak yer arayan ihtiyarlara mücevherlerle donatılmış bir maden gibi anlatıp akıllarına giriyoruz. Daha sonra müzayedeye katılıp fiyatın arttığına emin olduktan sonra satılmasına izin veriyoruz. Bundan sonrası kolay olan kısım çünkü elimizde fiyatı iyice şişmiş orijinal bir eser bulunuyor. Genelde Chris uzak bağlantılarına satın alınan kişinin vazgeçtiğini yayıp oralara pazarlıyor, açıkçası bu kısımlarla pek ilgilenmiyorum."

"Karmaşıkmış." 

"Öyle de denebilir" dedim gülerek.

O da bana dönmüştü, yüzlerimiz öyle yakındı ki bunu gözlerim istemsiz dudaklarına kayana kadar fark etmemiştim. Kafamı refleksle geri çekip kuruyan boğazımı temizledim.

"Peki ben bir şey sorabilir miyim?"

Hala aynı şekilde durup yüzüme bakarken mırıltıyla onay verdi.

"O adamla ne işi yapıyorsun"

Bu sefer gülen oydu.

"Buradaydın, dinlemedin mi? Woah gizlice odalara giren birine göre oldukça saygılı bir davranış."

Gözlerimi devirip "O sırada kalp atışlarım dışında herhangi bir şeyi dinleyebileceğimi düşünmüyorum" diye cevapladım.

"Dört gün sonrası için ağır bir kaç silah istediğini söyledi, sipariş verdi. İstediği silahlara bakılacak olursa yüksek ihtimalle bir suikast için."

Hızlıca ona döndüm, "Dört gün mü, başka bir şey söyledi mi?"

"Hayır? Müşterilerim pek beş çayı yapabileceğim kişiler değil, bir sorun mu var?"

"Minho" dedim ona dönüp, o da bana bakıyordu. O sırada yüzüm nasıl gözüküyor, sesim nasıl çıkıyor bilmiyordum ancak gözlerini endişe kaplamıştı.

"Minho, müzayede dört gün sonra."



________________________

bu bolum tt kesfetimde gordugum, ficlerdeki top 10 crushim videosunun 7. maddesine a night theft - Hyunjin'i koyan kişi sayesinde yazilmistir.

<8




Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 15, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

a night theft - hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin