Bugün antrenmanımın ilk günüydü, almam gereken özel eğitimi başarıyla tamamlayacaktım. Elime aldığım temiz iç çamaşırlarımla banyoya girip sıcak bir duş aldım. Saçlarımı kurutup, üstüme straplez geçirip onun üstüne bir kot gömlek geçirip altıma kot pantolonumu da giyince... Evet hazırdım. Ufak spor çantamı ve arabamın anahtarlarını alıp çıktım evden.
Anlaştığım dövüş kulübünün önüne geldiğimde bana şaşkınca bakan birçok çehre gördüm. Ne var yani kız dövüşçü olamaz mıydı? Hem bir nevi staj amaçlı buradaydım. Eğitimimi aldığım gün asıl hayatım başlayacaktı...
Elime tutturulan malzeme listesiyle salonun alt katındaki malzeme marketine girdim. Eldiven boyutum L olarak belirlenmişti. Büyük olacağını düşünsem de boks eldivenlerinin olduğu bölüme gelip L beden bir eldiven kaptım raftan.
"Onlar sana büyük" duyar duymaz kafamı çevirdim. Benim yaşlarda bir çocuk vardı ve onun da elleri doluydu. "Bana da öyle geldi" diyerek bir küçüğünü aldım. "Kick- boks mu acaba?" dediğinde sadece "evet" dedim. "Zeynep Kozerler sen misin yoksa?" "evet?" dediğimde şaşırmıştım. "Rakibimsin, listede gördüm adını, ben Aras" dedi. "Aa memnun oldum, Aras Gökalp" dediğimde şaşırma sırası ondaydı.
"Adımı biliyorsun""Liste nelere kadir, görüyorsun" derken hafif kahkaha attık ikimizde. Tanışma faslını ve eşyalarımızı tamamladıktan sonra antrenmana yarım saat kala cafede oturup kahve içmeye karar verdik.
"Burada...ımm yanlış anlama da neden kick-boks?" şaşırmamalıydım bu tür sorulara. "Sadece ufak bir staj diyelim" derken gülümsemeyi eksik etmedim. Hakkımda bu kadarını bilmesi yeterliydi. "Sen?"
"Ufak bir eğitim diyelim" derken benim lafımı bana satmış gibiydi. Ve ekledi "aslında dövüş deneyimim var ve bu ilk değil ayrıca aşağıda aldığım malzemeler de diğerleri eskidiği içindi," gizemli görünüyordu. İyi arkadaş olacak gibiydik. Bir arkadaş bulmayı çok istemiştim buraya gelirken de sanki biraz erken oldu deyip kıkırdadım.
Kahvelerimiz bittiğinde antrenman saati gelmişti. Rakibime göz dağı amaçlı göz kırptığımda "içeride elinden gelenin en iyisini yapmayı unutma, ve..dikkatini dağıtmamayı." Son dedikleri biraz aklımı karıştırsa da başımla onaylayıp, içeri girdim.Üstümü giyip, ellik ayaklık ve kavallıklarımı takıp piste geçtim. Aras doğal olarak ön tarafını tam kapatmamıştı ve kusursuz vücudu gerçekten emek harcadığını belirtiyordu. Şimdi anlamıştım dikkatimin neden dağılacağını. Pistin tam karşı tarafında siyah camla kaplı bir alan vardı. Orayı incelerken Aras'ın "fazla merak etme" deyişiyle irkildim. Isınma hareketlerini yaparken etrafımı inceledim. On kişilik bir takımdık ve bu bir özel eğitimdi. Toplam beş erkek vardı. Birisi çok garip davranıyordu. Birkaç kez gözgöze gelip kafamı çevirmiştim. Adlarını bilmediğim dört kız daha vardı. İkisi hariç diğerleri pek de eğitim için gelmiş gibi görünmüyorlardı. 'Amaaan neyse' olan favori kelimelerimle önüme döndüm. Isınmadan sonra kumite başlamıştı.
Aras blok alıp atak yapmada gerçekten ustaydı. İlk yarım saat onun hızına ulaşmak için çabaladım. Antrenörümüz Bruce hoca Amerika'dan gelmiş usta bir eğitmendi. Aras'ın dediğine göre yirmi bir yaşındaydı. Bizden sadece üç yaş büyük bir ustaydı... Baklavaları fazla çekici kılıyordu onu. Ve biz Aras'la kumiteye başladığımızdan beri beni izliyordu.
Yarım saatin sonunda Aras'a alışmış, kur öncesi öğrendiğim temel hareketlerle blok alıp atak yapabiliyordum. Bu mutlu etmişti çünkü eğitimin daha erken bitmesi demek oluyordu. Kısa sürede fazla emek ve çok başarı taktiği...
Ataklarım gittikçe güçlenirken Aras'ın takdirini kazanıyordum. Yumruk, blok, atak, tekme derken terlerimi sildim ve antrenman bitmişti. Su termosumla dans ederken herkes çıkıyordu pistten.
Ben de tam çıkacaktım ki Bruce hoca eliyle işaret edip yanına çağırdı beni.
"Bak Zeynep, bu piste bir kere girdin ve seni gözüme kestirdim. Tek bir uyarım olacak ki dışarda ne olursa olsun bu piste yansıtmayacaksın. Şimdi nedenini merak ediyor olabilirsin ama zamanı gelince öğreneceksin. Ve çıkabilirsin" gülümsediğinde ben şaşkındım. Nedenini merak etmiştim ama bence etiklik kuralları içinde yer alan bir maddeyi hatırlatmak istemişti. Özel bir nedeni yoktur diye düşünerek "peki hocam, olur sizi dinleyeceğim" deyip soyunma odasına geldim.
Kızlarla tanışacak halim yoktu bende hepsine şöyle bir bakıp sahte bir gülümsemeyle yetindim. Kabine geçip duş alıp bir an önce çıkmaya karar verdim. Suyun sıcaklığı tenimi sakinleştirirken...birden ışıklar söndü ve çığlık atmaya başladım. Kabinden kafamı çıkardığımda kimsenin olmadığını görünce bir daha çığlık attım. Çıplak ve yalnızdım. Kapıya koşup kilitli olduğunu görünce gözyaşlarımı tutamadım. Korkuyordum... Karanlıktan, yalnız kalmaktan. Üşüyordum ve kıyafetlerimi karanlıkta bulamıyordum. Rimelimin aktığına emindim ki bir ses duydum.
"Zeyneeeep?" bu Aras'ın sesiydi. "A..Aras benim Zeynep" ağlamaklı bir ses çıkıyordu dudaklarımdan. Kapının zorlanma sesini duydum. Ve Aras kapıyı zorlayıp içeri girdi.
"Aras şey..çıplağım ve git nolur" utanıyordum ve göz yaşlarıma engel olamıyordum. "Şş gel buraya" dediğinde çıplak belimden tutup ayağa kaldırdı. "elbiselerini alıp geliyorum" dedikten sonra bir dakikada bulmuştu benim bulamadıklarımı. "Teşekkür ederim ben hallederim..sağol" utanıyordum ve elbiselerimle başbaşa bıraksın istiyordum. "Ağlama" dedikten sonra bir elbiselerime bir de titreyişime baktı. "Gel buraya utanmak yok, bunları giydirmeliyim" Sesi fazla otoriterdi. Önce külodumu giydirdi ardından sütyenimi. Elinin değdiği yerlerde ufak gıdıklanmalar oluyordu. Gözgöze geldiğimizde öfkelendiğini farkediyordum."Şş sakin ol artık," Burnumu çekerken gücümün azaldığını hissedebiliyordum. "ağlama lütfen" dediğinde üzülmüş gibiydi. Kucağından indirmeyerek pantolonumu ve tişörtümü giydirdi. Anlam vermediğim bir huzurla başımı kendine çekip sakinleştirmeye çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dövüşçü
Teen Fiction"Gel buraya,bunları giydirmeliyim.Ağlama artık" sesi fazla otoriterdi. Titreyerek onu izledim, korkmuştum.