Mezarlıkta uyuyakalmak

316 12 0
                                    

Multimedyada Uygar ft. Zeynep

...
Sonra elindeki paketten güzel bir elbise çıkartarak "Bu gece..dövüşçü kızım bana bir partide eşlik edebilir mi?" dedi.
...

Portakal suyunu boğazıma kaçırdığım için bardağı dudaklarımdan çekerken hafifçe öksürdüm.

"Bedel bu muydu..kimin partisi hocam..?"

"Kulüpteki başkanlar,arkadaşlar falan,en azından evde kalıp sıkılmazsın Zeynep?"

"Saat kaçta?"

"Akşam on gibi başlayacak"

"Ben..eşlik edebilir miyim ki.." dedim,benim için çok da kötü bir bedel değildi işte hem ben de eğlenirdim.

"Yapmanı istediğim bir şey yok," dedi ve güldü. "Sadece yanımda olacaksın Zeynep,"

"Peki,zaten sizin için bir şey yapmış olurum,"

Sehpanın üzerinde duran bir paket sigaraya uzandı ve bir tanesini alıp yaktı. Sigarayı sevmezdim ama onun eline bile yakışıyordu tutmak.

"Hocam..önce buluşmam gereken biri var,müsadenizle."

Gözlerimin içine baktı onaylar gibi. "Sana yardımcı olması için birini ayarlattıracağım,peki" deyip anahtarlarını kapıp,odadan çıktı.

Gerçekten çok soğuktu. Yaralıydım ve bu kadar ilgilenmesine rağmen kimle buluştuğumu sormadan bırakabilecekti. Ama olması gereken buydu.

Hoca odadan çıkar çıkmaz içeri bir hizmetçi girdi. Elinde birkaç parça kıyafet vardı,bana uzattı. "Bunlar temiz kıyafetler,Bruce bey giymeniz için ayarlattı," demesiyle gülümseyip elinden kıyafetleri aldım. Gerçekten çok düşünceliydi. Sonra yan tarafımdaki gece giyeceğim elbiseye baktım. O da harikaydı,ama incelemeye pek vaktim yoktu. Elimdekileri giyip Uygar ile buluşmalıydım.

Yardımcımın bana gösterdiği odaya girip boy aynasının karşısına geçip,giyinmeye başladım. Siyah şortlu bir tulum pantolon,ten rengi çorap ve beyaz tişörtümle güzel bir kombin yapmıştım. Saçlarımı ellerimle tarayıp hafif dağınık bıraktım. Siyah tulum,tam üzerime oturmuştu. Bileğimde biten botlarımı da geçirip,aynada şöyle bir baktım kendime. Aynadan geçer not alıp,kendime göz kırptım. Dün ne haldeyken,şimdi ne haldeydim. Önemli olan ayağa kalkmama yardımcı olan bu insanların kıymetini bilmemdi.

Bruce hoca,şoför ayarlamayı da unutmamıştı ki kapıya çıkar çıkmaz koyu gri renkli range roverı görünce 'hass..arabam..dün sahilde kaldı tabi ya' dedim içimden. Arabaya biner binmez "dönüşte..arabamı alıp döneceğim,beni almanıza gerek kalmayacak" dedim hafif gülümseyerek.

"Bruce bey bugün arabanızı aldırttı efendim. Diğer arkadaşım bugün evinize bıraktı,kendinizi yormayın."

Gözlerim irileşti. Cidden..cidden her şeyi ayrıntısına kadar nasıl düşünebiliyordu ki?

"Ah,peki teşekkürler."

Yarım saat sonra cafenin önüne gelmemle Uygar'ı bulmam bir oldu. Tam zamanında gelmiştik. Kollarını açıp,kocaman sarıldı. Daha yeni tanışmıştık ama yıllık arkadaşım gibiydi. Birine alışmanız bazen çok kolay olabiliyordu. Bruce hoca,Burcu ve Uygar. Aras..o..bilemedim. Beynim onun hakkında düşünemiyordu.

İçeri geçip,cam kenarında bir masaya oturduk.

Her zamanki vazgeçilmezim sıcak bir latteydi. Ah,en son sahilde içmiştim.

"Bugün..farklı olmuşsun Zeynep,özellikle siyah çok yakışmış," demesiyle "teşekkür ederim ama ben daha çok renkli giyinmeyi severim" dedim.

DövüşçüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin