okçu Vampir

5.Vampir okulu

Blake alaycı bir ses ile konuşmaya başladı "Ağzını kapat, sinek yutmak istemezsi diye düşünüyorum"



Etkilendiğimi belli etmemek için ağzımı kapattım ve "Ah senden etkilenebileceğimi mi sanıyorsun" dediğimde yüzündeki gülümseme belirdi.

Etkilenmiştim ama bunu ona itiraf edemezdim.

Lacivert gözlerini gözlerime dikip pembemsi dudaklarını araladıktan sonra küçümseyici konuşmasını sürdürdü.

" Evet ordan bakınca çok etkilenmiş gibi görünüyorsun" Deyip Yayını ve okunu sırtına yerleştirdikten sonra
"Çok belli ediyorsun" diyerek yürümeye başladı.

Bu bir saçmalıktan da öte bir durum, gecenin bir yarısı evimden üç haydut tarafından kaçırılıp ormanda vahşi yaratıkların saldırısına uğruyorum ve buraya getiriliyorum. Burası dediğim yere hiç bir anlam veremiyorum. Bu nasıl olabilir kendimi vampir filminin çekimlerinde bir oyuncu olarak görüyorum hadi ama bunlar gerçek olamaz bu bir rüya olabilir mi?

salak.. bir rüya bu kadar mı uzun sürer?

Sus sensin salak, iç ses. Ah! İç sesimle kavga edecek kadar kafayı yedim neyse susayım. Kendimle yaptığım münakaşaya son verdiğimde, ağzımın kenarından istemsizce kısık bir inilti koptuğu anda bizim okçu çocuğun...
oo bizim okçu çocuk olmuş... İç ses sus! mavi gözleri bir anda üzerimde hissetmemle ona bakmam bir oldu. Dolgun pembemsi dudaklarını konuşmak için araladı.

"Ne o, yoksa kendinle kavga mı ediyorsun?"
Meymenetsiz şey...
Kevin araya girerek " Tam olarak kavga denmez ona. Şöyle açıklayayım dostum Blake, biz buna erkeklerin dilinde kızların kendilerini bile çekemeyecek kadar kıskanç oldukları için kendi saçına başına girmesi demek"
Kevin'in gereksiz bu açıklamasına gözlerimi devirip susmayı tercih ettim.

"Kevin, dostum...!"

"Efendim landon "

"Yaptığın bu açıklama çok gereksizdi bence"
Landonun bu cümlesi beni savunmuş olmasa öyle gibi geldi bana.
Kevin, Landon'a kaşı çatık biçimde bakarak landondan ona cevap vermek için söze girdi

" Peki ne dostum?"

Landon boğazını temizledi çok bilmiş bir edayla omurgasını dikleştirerek.

"Biz buna saç baş girmesi değil de, kendini bile kendinden kıskanacak kadar şımarık olan cici kız versiyonu diyelim."

Landonun kurduğu bu cümle beni az önceki onun hakkındaki olumlu düşüncelerimde ne kadar çok yanıldığımı göstermiş oldu.
Yanılmışım bunlar tam da IQ yoksunuydu. İkisi de aynı şeyi savunup birbirlerinin görüşünü çürütmeye calışyor salak mı bunlar. Ta kendikeri...

Koridorda ilerlerken beni kaçıran bu üç vampirlerin saçma sohpetlerine kulak tıkamak isterdim ama ne yazık ki öyle bir şansım yoktu.

Omuz silkerek bakışlarımı Blake çevirip ondan da bir eleştiri bekledim fakat, kafasında bir şeyleri oturtmaya çalışıyormuş gibi düşünceliydi ve bana aldırış etmeden bakışları sabit bir noktada yürümeye devam etti.

Uzunca bir sessizlikten sonra Blake sessizliğini bozup konuşmaya başladı.
"Durun! "

Tok sesi üçümüzü ip gibi hizaya getirdi. Lacivert gözlerini gözlerime gezdirdikten sonra Kevin ve Landon'a dönerek.

" Kızı ne yaptınız?"

"Hangi kızdan bahsediyor bunlar?" Dediğimde üçüde gözleriyle ebelemece oynuyor havasındaydılar.