Zamana Karşı Yarış

42 15 1
                                    

Osman ''Dayan bir tanem az kaldı hastaneye'' diyerek Ayşe'yi teselli ediyordu. Aracı oto sürüşten çıkartarak tam gaz arabaları sollayarak gidiyordu bir yandan da arabanın sesli asistanı aşırı hız uyarısı veriyordu ta ki arabanın ekranına düşen polis'in sağ çek uyasını görene kadar, Osman ekrandaki polis'in sağ çek uyarısını gördükten sonra dikiz aynasından gözü polisi ararken polis arabasının arkasında yetiştiğini gördü. Osman hızını düşürerek sağ çekti polis te hızını düşürerek Osman'ın arkasın da durdu, polis kısa bir süre arabada bir şeylerle uğraşırken Osman da o sırada polisin gelmesini beklerken arka koltuktaki eşi Ayşe'yi sakinleştirmeye çalışıyordu polisin hala arabadan inmemesi sinirini bozmuştu ki kapı kolunu tam eliyle kavrayıp açacakken polis arabasından indi bir yandan elindeki tabletten bir işlem yaparken bir yandan da yavaş yavaş yürüyerek Osman'ın arabasına yaklaştı Araba polisi direkt algılayıp arabanın camını açtı polis kafasını eğdi güneş gözlüklerini çıkardı Osman'ın gözlerine terli somurtkan yüzüyle bakarak;

- ''beyefendi ne kadar hızlı gittiğinizi fark...'' sözünü tamamlayamadan Siren sesleri geldi. Siren sesleri içinde bir anons duyuldu:

- ''Kütahya halkı Ermenistan'a düşen Atom bombasının etkisi Türkiye'ye hızla yaklaşmaktadır acilen şehir içlerini terk edip sığınaklara, metrolara ve maden ocaklarına ulaşınız!'' Anons tekrar geri sarıp başladı.

Polis anonsu duyduktan sonra gözleri fal taşı gibi açıldı. Çenesi titremeye başladı. Bir şeyler söylemeye çalışıyordu, şehadet getirmeye çalışıyordu ama olmuyordu. Elindeki gözlük ve tableti düşürüp bir anlık can havliyle Osman'a sanki hiçbir şey sormamışçasına arabasına koştu. Osman beyninden vurulmuşa döndü, biryandan arkada hamile eşinin gittikçe canın yanmasıyla daha çok bağırması bir yandan da beklenmedik radyasyon uyarasının etkisiyle korkuya kapılması, Osman elleri ve ayakları korkudan titremeye başladı. Korkusunu da eşine göstermemeye çalışıyordu onun da korkmasını istemiyordu, Ayşe hızlı nefes alıp vererek sancısını bastırmaya çalışırken bir anlık sancısını unuttu ve Osman'ın sessizliğini bozdu;

- ''Osman iyiminsin sen'' dedi. Ayşe halsiz bir şekilde Osman Ayşe'yi duyar duymaz iç dikiz aynasından yalancı bir soğukkanlılıkla;

- ''evet evet iyiyim'' diyerek kendini silkeledi. Hemen arabayı çalıştırdı, asistana en yakın hastane yolunun rotasını çizmesini istedi yola koyuldu.

Osman arabayı tam gaz sürmeye başladı. Yan şeridine baktığın da herkes onun gibi sürüyordu, tıpkı bir yarış pistini andırıyordu otoyol, yolda gittiği sırada asistanın internet bağlantısının gidip geldiğini gördü Osman Asistana sinirlendi asistanı sessize alıp araba hakimiyetini kendi eline aldı.

Trafiğin olacağı yolları öngörerek ara sokaklara girdi ve gördü ki herkes onun gibi düşünmüş, dar sokağın çıkış yolun kadar adım başı araba kaynıyordu ve herkes arabadan çıkıp bir yandan da kapıdan doğru kornaya basıp yolu açmayı umuyordu ama nafile trafiğin en önünde anons dan sonra hızlı giden araçların birbirine süratle girmesiyle bir kaza oluşmuştu ve bu olay  trafiği tıkamıştı yol Osman arabayı geri çıkarıp kaçmak istese de yapamazdı direkt arkası dolmuştu çünkü, Osman bir anlık korkunun etkisiyle mide öz suyu ağzına gelir gibi oldu dişini sıktı  - ''sırası mı be Allah'ın belası!'' diye sitem etti.

Osman hezimete uğramıştı arabada eşi canı burnunda bağırıyor arabadan inip ara sokağın arabalarla tıkanmış korna sesleri arasında ne yapacağını artık bilemeyerek ağlamaya başladı;

- ''yardım edin yardım edin karım ölüyor!'' ani bir hareketle arabadan inip bağırması Osman'ın başını döndürdü arabanın kapısına tutundu yanındaki apartmandan hızla çıkan yanına birkaç parça eşya ve erzak alanları gördü ve onlara bağırdı;

- ''Ulan hiç mi insanlığınız yok karım ölüyor nerede bu insanlık yardım edin!'' yoldan geçen bir adam evden can havliyle çıkmanın hezimetine uğramış bir şekilde telaştan gömleğinin düğme sırası bozuk iliklenmiş sarışın omzuna kadar gelen uzun saçları dağınık evde sakal tıraşı olurken olayların patlak verdiği çok beliydi, sarı sakalarının sol tarafı kısaltılmış sağ tarafı hala uzundu, ayakkabılarını topuklarına basarak giderken Osman'ın eşini gördü arabada yanlarına ilk başta gitmekte tereddüt etti yoluna devam etti, ama Osman'ın bağırışları içini kötü bir karamsarlığa itti eğer ki geri dönüp müdahale etmez ise hayatının sonuna kadar bu vicdan azabıyla yaşamaktan korkup geri dönüp Osman'a doğru dönüp koşmaya başladı Doktor arabanın yanına vardığın da arabanın arkasında ki kadını gördü ve kadının  hamile olduğunu anladı. Osman koşanın doktor olduğunu anladı ona yol verdi hemen, doktor arabanın kapısını açıp hemen sordu;

- Ayşe'ye Ne zaman başladı sancın? Ayşe artık karnındaki bebeğin tekmelerinin verdiği acıdan dolayı odaklanmakta zorluk çekiyordu kendini toparlayarak sorulan soruya cevap verdi.

- ''Anons sesinden önce başladı'' Doktor doğumun geciktiğini farkına vardı. Osman'a dönüp ;

- ''Eşini kucağına al çabuk buradan çıkmanız imkânsız, otoyol yakınlarındaki park yerinde arabam var arabamla tavşanlı hastanesine gideceğiz, yolda ona müdahale ederim yoksa dayanacak takati yok kadının, hastanede ameliyata alırız hemen çok geç kalmış doğum'' Osman tıkalı trafiğe son kez bakıp başka çaresi olmadığını teyit ettikten sonra doktor 'un söylediklerini onaylar bir biçimde kafa salladı.
Osman İlk önce arabanın torpido gözünden su ve arabada uzun yol yaparken her ihtimale karşı koyduğu parayı aldı, son olarak arabanın güneşliğinden cüzdanını da aldı, arabadan aldığı eşyaları doktora verip Ayşe'yi kucağına sarsmadan aldı, Ayşe'yi kucaklayıp sokak aralarında kaldırımlardan gitmeye başladılar.


Yolda hızlı adımlarla giderken sokaktaki korkunç atmosferi gözlemlediler siren sesleriyle insan ve korna sesleri birbirine karışmıştı bazı insanlar trafiğin açılmasını beklerken arabanın içindeki boğucu havadan kurtulmak için sokak araların da kaldırımda oturuyordu.

Hepsi ter içinde kalmış, bazıları ellerinde ki su şişelerini kafalarından aşağı boşaltarak ferahlamaya çalışıyorlardı, bazı insanlar da telefonla yakınlarına ulaşmaya çalışıyordu, yolun açılmasını beklerken bitkin düşenler de kaldırımda sırtını sokak lambasına yaslayıp kestiriyordu, daha uyanık olup işin ciddiyetini farkında olanlar ise arabasından eşyalarını alıp arabayı öylece bırakıp gidiyordu 5 dakika aralıklar yer altına gidilmesi için uyarılar tekrar ediliyordu bir yandan da sirenler çalmaya devam ediyordu.

Osman Ayşe'yi sarsmadan Doktoru takip etmeye devam etti. Sokak aralarında yürürken trafik hala aynıydı. İnsanlar kornaya fütursuzca basıyor ve küfürler ediyorlardı sonunda sokaktaki sesten kurtulup ana yolun yakınındaki otoparka geldiler doktor arabanın kapısını açtı Kemal Ayşe'yi koltuğa koyup direksiyonun başına geçti hastanenin yolunu tutu.

MADEN OCAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin