Son Can Çekiş

29 9 0
                                    

Doktor, Ayşe'nin şuurunu açık tutmak için basit sorular soruyordu:

- ''Kaç yaşındasın, en sevdiğin yemek nedir?''. Doktor arabanın arkasında bulduğu bir bezi elindeki suyla ıslatarak Ayşe'yi serinletmek için ıslak bezi Ayşe'nin alnına koydu. Doktor ortamı sakinleştirmek için Ayşe'ye;

- ''Erkek olursa ismini Timur koyun'' diye takıldı. Ayşe'ye, Osman'da Hastaneye giden yoldan sapmadan olayın da ciddiyetini unutmadan oda biraz ortalığı sakinleştirmek için sordu doktora:

-İsminizi sormaya ortam müsait değildi sizin isminiz nedir? dedi. Doktor isminin Timur olduğunu söyledi.

Ayşe'nin sancıları artık dayanılamayacak derecedeydi ve Timur Ayşe'nin yatığı yerde kan geldiğini fark etti, Hastaneye yetişilemeyeceğini anladı Timur konuşmayı bırakıp, gömleğinin kollarını kıvırdı, sterilize edebilecek şartlar olmadığı için suyla elini yıkamakla yetindi, çocuğu dünyaya getirmeye karar verdi.

Timur Ayşe'nin eteğini kaldırıp iç çamaşırını çıkartı ona sakin olup ıkınmasını ve derin derin nefes alıp vermesini söyledi, bir yandan da onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

Ayşe Timur'un dediğini yaptı bir yandan derin derin nefes alıp verdi, bir yandan da ıkınmaya başladı ıkınmaya başlayınca kan gelmeye başladı Timur bu kadar kan kaybı yaşanacağını tahmin etmiyordu. Kan kaybının önlenmesi için kanın aktığı yere bezle tampon yaptı bir süre, bezi çektiğin de kan hala gelmeye devam ediyordu Ayşe kuvvetli bir çığlık atı ve hızlı hızlı nefis almaya başladı alnındaki bez artık onu serinletmeye fayda etmiyordu, yüzü ter içinde kalmıştı, bacakları titriyordu. Timur Osman'ı yerinden sıçratacak bir sesle;

- '' Ne kadar kaldı Hastaneye'' diye seslendi. Osman Ayşe'nin de çığlığını duyduktan sonra sesi titreyerek cümleleri toparlamakta zorluk çekerek;

-  ''Çok az kaldı Doktor, az daha sabret Ayşe inan ki çok az kaldı'' dedi Osman. Osman Arabayı Otobanda süratli bir şekilde sürüyordu siren sesleri yeri göğü inletir cinstendi otoyolun şeritleri sanki bir film şeridi gibi akıp gidiyordu otoyolda çok az sayıda araba seyir halinde gitmekteydi bazı arabalar yol kenarında terk edilmiş vaziyete duruyordu.

Timur, ilk önce kan kaybının durdurulması fikrinin kötü bir fikir olduğu kanısına varıp hemen bebeği çıkarmaya koyuldu. Timur Ayşe'yi korkutmadan;

- ''Ayşe biliyorum yoruldun ama çok az kaldı kardeşim, sana dediklerimi harfiyen yapmanı istiyorum nefes al ver ve ıkın, nefes al ver ve ıkın bunu ritmik bir şekilde yapmanı istiyorum tamam mı'' diyerek onaylamasını istedi. Timur, Ayşe de dişlerini acının etkisiyle sıkarak kaygılı bir şekilde tamam anlamında kafasını salladı.

 
Ayşe ilk önce derin bir nefesle ciğerlerini doldurdu nefesi içine çekerken kasıkları bıçak saplanır gibi oldu ama yine de pes etmeyip içine çekti nefesi, ardından hızlıca geri verdi sonra ellerini bacaklarına bastırıp bacaklarından kuvvet alarak tüm gücüyle ıkınmaya başladı. Ikındığı esnada gelen acıyı dindirmek için ayak parmaklarıyla koltuğu sıkmaya başladı. Bunu iki üç defa yapmasıyla bebeğin ayakları gözükmeye başladı, ama kan hala gelmeye devam ediyordu. Timur karmaşık duygular içeresindeydi, bebeğin ayaklarının gözükmesi onu mutlu etmişti fakat bir yandan da kanamanın hala devam etmesi onun canını sıkmıştı sessizliğini koruyup bebeği ayaklarından yavaş yavaş çekerek Ayşe'ye yardımcı oldu. Ayşe son bir defa ıkınmasıyla Timur, bebeği çıkarmayı başarmıştı. Bebek erkekti vücuttan çıkarken yüzüne Ayşe'den akan kanlar gelmişti bebek kendinden habersiz öylece ağlıyordu, kim bilir belki de insanoğlunun başına gelen korkunç olayları oda hissetmişti. Osman'da dikiz aynasından bebeğe bakıp mutlu oldu ama hala Ayşe'nin Hastaneye yetişmesi gerektiğini bildiği için ciddiyetinden ödün vermedi.

Timur Ayşe'nin alnındaki bezi alıp bebeğin gerekli yerlerini sildikten sonra fazla önemsiz yerlerin hızlıca üstünden geçip sildi, Timur Osman'dan torpido gözünde bulunan makası istedi Osman gözünü yoldan saniyelik ayırmalarla torpido gözünde makası aradı makası ararken yere bir şeyler düşürdü ama yine de aramaya devam etti sonunda makası buldu ve arkaya uzattı, Timur makasla bebeğin göbek bağını kesip düğüm attı bebeği sildiği beze sardı. Timur bebeği Ayşe'nin kucağına verdi. 

-  ''Sağlıklı bir erkek çocuğun oldu Ayşe'' dedi. Timur, Ayşe'nin acısı bir nebze de olsa dinse de hala acı çekiyordu ve kan kaybından dolayı halsizdi, güçlükle Timur'a bakarak;

- '' Sağ ol Timur, sen olmasan kimse yardım etmezdi bize orada bu iyiliğini asla unutmayacağım oğlum da senin gibi yiğit olsun oğlumun ismini Timur verdim'' dedi. Güçsüz sesiyle Ayşe, Timur hafif bir şaşkınlık içerisinde tebessüm ederek;

- ''Olur mu öyle şey kim olsa aynı şeyi yapardı'' diyerek yaptığının önemsiz bir şey olduğunu söylemeye çalıştı '' biraz durakladı tekrar konuştu;

- ''Oğlunuza ismimi vermeniz beni mutlu etti'' dedikten sonra daha çok konuşmadan kanamayı durdurmaya koyuldu.

Timur bezle bebeği sardığı için kanamaya tampon yapacak bir şeyler aradı etrafta ama bulamadı gömleğini çıkartıp kanamayı durdurmak için kullanmaya başladı uzun süre gömleği tutu kanayan yere Timur un üstü başı kan için de kalmıştı. Timur bir eliyle tampon yaparken bir eliyle de alnındaki teri siliyordu bir anlık gözüyle Ayşe'yi yoklarken Ayşe'nin göz kapaklarının yavaş yavaş kapanmaya başladığını bebeği düşüreceğini fark etti. Timur bir hamleyle düşecek olan bebeği yakaladı bir koluyla bebeği tutarken diğer koluyla da Ayşe'yi uyandırmaya çalışıyordu. Burnuna parmağını koyup kontrol etti nefes alıyor mu diye nefes alması kesilmişti hemen sol göğsüne elini koydu kalp atışını kontrol etti kalbi de atmıyordu Timur hemen Ayşe'yi uyandırmak için sarsıcı tokatlar atmaya başladı Timur Ayşe'yi uyandırmaya odaklandığından dolayı Osman'a durumu söyleyemedi.

Osman Hastaneye varmıştı tek yapmaları gereken otoyoldan karşıya geçip hastaneye varmaktı. Boş yolun ortasında durdu arabayı Osman. Osman geldiklerini söylemek için arkasına döndüğünde de Doktorun Ayşe'yi uyandırmaya çalıştığını gördü daha iyi müdahale etmesi için Timur'a sormadan bebeği hemen aldı. Timur bir türlü Ayşe'yi uyandıramıyordu Timur son çare kalp masajı yapmayı denedi iki dakika boyunca kalp masajı yaptı, o sırada Osman olanları sessizce izliyordu dudakları titremeye başladı. Gözlerindeki yaşarmaya engel olamıyordu ağlamamak için kendini zor tutuyordu, Doktorun dikkatini dağıtmamak için kendine hâkim olmaya çalıştı kendini sıktı ve bebeğin ağlamasını dindirmeye çalıştı.

Timur sanki göğüs kafesini kıracak gibi baskı uygulayarak onu hayata geri döndürmek için kalp masajı yapmaya devam etti ama iki dakika sonra işe yaramayacağını anladı eli hala kalp masajı pozisyonun da kaldı nefes nefese kalmıştı Timur yüzü yere eğik bir şekilde birkaç saniye durdu Osman'ın ona baktığını hissedebiliyordu. Osman artık Ayşe'nin öldüğünü anlamıştı dünyası başına yıkılmıştı beş saniyeliğine Ayşe'nin yüzüne hipnoz olarak geçmişe geri döndü Ayşe'yle olan anıları canlanmaya başladı üniversite de ilk tanıştıkları zamanlar, ilk flörtlük zamanları, günü birlik kaçamak yapıp İstanbul da kız kulesine karşı kol kola gezip simit yiyerek gülüşmeler ve ilk evlilik teklifi ettiği zaman... artık hiçbir şey ifade etmiyordu bütün her şeyin anlamı yok olmuştu. Ayşe artık sadece bir et parçasıydı konuşamayan, koklayamayan, göremeyen, hissedemeyen, sevemeyen bir et parçası ne kadar da garip az önce konuşan insan bir daha bu dünyada konuşmamak üzere ağzını kapatıyordu Osman kendine geldiğinde göz yaşlarını tutamayıp ağlamaya başladı.

- ''Neden Doktor neden kurtaramadın onu'' diyerek Timur'a sitem eti ''üzgünüm Osman çok üzgünüm elimden gelen her şeyi yaptım ama olmadı'' diyerek Osman'ı avuttu.
Timur arabanın kapısını açtı arabadan çıkıp etrafına bakındı. Sokak aralarındaki ortam burada da vardı insanlar araba dışında bekliyorlar beklemeyen de pılını pırtını alıp gidiyordu Timur Osman'ın hala olanları atlatamadığını anlayıp arabadan indirdi onu Osman kucağında bebekle öylece etrafa boş boş bakıyordu;

- ''Ben şimdi ne yapacağım? ben şimdi ne yapacağım? ''diyerek söyleniyordu, Timur Osman'ı omuzlarından tutup hafifçe sarstı ve hafif yüksek bir sesle;

- ''Osman artık kendine gel yapacak hiçbir şey yok çocuğunla ilgilenmek zorundasın benim hastaneye gitmem gerekiyor evden çıkmadan önce baktım hastanenin yakınların da nerede sığınak var diye, en yakın sığınak bir maden ocağı bu yol güzergahın da git maden ocağını göreceksin, bebeği de al git oraya çabuk'' Timur'un bu bıçak gibi saplanan sözleri karşısında bir şey söyleyemedi. Osman kafasını sallamakla yetindi Timur arabanın ön koltuğundan kendi eşyalarını alıp Osman'a dönüp;

- ''Umarım yollarımız tekrar kesişir kendine ve özellikle bu baş belasını iyi bak Osman her şey için üzgünüm'' diyerek Timur sözünü bitirdi. Osman başıyla onaylamak dışında bir şey söylemek gelmedi içinden sadece;

- ''Her şey için çok sağ ol'' diyebildi. Timur başını sallayarak koşar adımlar hastaneye koşmaya başladı. Osman birkaç saniye onun koşuşunu seyretti. Timur koşarken bir anda yolun sonunda söylemeyi unuttuğu bir şeyi söylemek için durdu ve uzaktan;

- ''Timur'' diye bağırdı, Osman ilk başta ne demeye çalıştığını anlayamadı ''Ayşe Oğlunun ismini Timur koydu diye bağırdı'' Timur, lafını bitirdikten sonra tekrar hastaneye doğru koşmaya devam etti. Osman oğlunun isminin Timur olduğunu öğrendikten sonra vakit kaybetmeden arabaya binip yola koyuldu.

MADEN OCAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin