19

472 37 2
                                    

Olanlardan sonra kendimi beyaz duvarları olan, kahverengi çatılı, müstakil bir prefabrik evde bulmuştum. Bu ev küçük ve şirindi.

Bir kaç kere itiraz etmeme rağmen beni kendi evine getirmeyi başarmıştı. Bu evde tek başına yaşadığı bârizdi. Küçük bir evde ailesiyle yaşayamazdı sonuçta.

Bileğimi saran elleri bileğimin alev alev yanmasına sebep oluyordu. Dokunduğu her yer yanıyordu sanki. Bu öyle bir histi ki birden kanatlanıp uçacak gibiydim.

Bileğimi tutuyordu ve onu takip etmemi sağlıyordu. Bileğimi bırakıp elini arka cebine attı. Anahtarını çıkartıp kapıyı açtı. O eve girerken bende onunla beraber ilerledim.

"Sen salondaki koltuğa doğru uzan, ben hemen geliyorum."

Salonun bir kapısı olmadığından hemen oranın salon olduğunu anlamıştım. Oraya doğru ilerlediğimde sanırım o üstünü değiştirmek için ve ya pansuman malzemeleri almak için bir odaya girmişti.

Etrafı biraz inceledim. Beyaz duvarlar, beyaz eşyalar, gri bir halı, siyah bir televizyon, köşeli bir beyaz koltuk, sağ tarafımda duran beyaz yemek masası ve büyük bir oda karşılamıştı beni. Gerçekten çok güzel bir evde yaşıyordu. Zevkine hayran kalmıştım. Çok soft bir evdi.

Koltuğa oturdum ve hemen telefonumu elime aldım. Mesajlarıma girdim. Jungkook ve  Taehyung bizi bırakıp nereye gitmişlerdi?  Jungkook'tan bunun hesabını sormalıydım.

•••

[Saçmalayan sensin]
Grubu.

Suga
Jungkook
Nerdesiniz?
Bizi bırakıp gittiniz!
16.42

•••

Bir cevap yoktu. Artık görmesini ve bir şeyler yazmasını beklemekten başka çârem yoktu.

Kapının açılma sesini duyduğumda Jimin'in odadan çıktığını ve buraya doğru geldiğini düşünmüştüm. Doğruldum. Elinde bir kaç malzeme vardı. Yanıma doğru yaklaştı, altına pembe bir eşofman üstünede beyaz bir bol tişört giymişti. Yanıma oturdu.

"İstersen uzanabilirsin nasıl rahat ediyorsan öyle davran."

Elindekilerden bir parça pamuk aldım ve ilacı pamuğa döktüm. Yaptığım şeye garip bir şekilde bakıyordu. Koltuğa doğru uzandım ve dudağımın patlamış yerine doğru bastırdım. Yanması ile acı ile inledim.

"Pansuman yapmayı biliyor musun?"

Sorduğu soru ile ona doğru baktım.

"Evet biliyorum. Pamuğa ilacı sürüp yaraya bastırıyoruz."

Elimden pamuğu aldı ve yüzüme doğru eğildi.

"İşte öyle olmaz. Bastırırsan daha çok acır. Hafif bir şekilde yavaş yavaş yapman gerekiyor."

Dudağımın kenarına hafif bir şekilde dokunduruyordu pamuğu. Yavaş yavaş bastıyordu. Canımın yanmaması için elinden geleni yapıyordu. Elindeki pamuğu sehpaya bıraktı ve burnuma sağ elindeki baş parmağı ile dokundu, işaret ve orta parmağı elmacık kemiklerime değiyordu. Çok narin ve hafif dokunuşlarla rahatsız olmayacağım şekilde yapıyordu. O bunu yaparken ben gözlerine ve dudaklarına bakıyordum. O ise yaralarıma odaklanmış gibiydi.

Wrong Love | YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin