0.3

514 19 6
                                    

SELAAAAAAAAAM BEBISLERİM ben geldimm:D
bayadır yeni bölüm atamadım:/
kusura bakmayın inanın hiç müsait değildim")
ama size hem duygusal hemde komik bir bölümle geldim fakat bu bölümde sanki duygusallık daha bir ağır bastı sanki:)
Bu arada pazar günü KPSS sınavı var girecek olan herkese başarılar diliyorum:)Allah kolaylık versin:) Herşey gönlünüzce olsun bebeklerim


Bu arada arkadaşlar güzel okunmalar oluyor fakat kimse yorum yapmıyor yada oy vermiyor lütfen oy verin ve yorum yapında verdiğim emekler boşa gitmesin yapanlara teşekkür ederim:)<3

ÖPÜYORUM SİZİ ÇOKK:)


MİLAS'DAN
Kulağıma bir sürü uğultu geliyordu fakat sanki çok uzağımda gibiydi gözlerimdeki ağrıları umursamadan açmaya çalıştım fakat karşımdaki beyaz ışık açmamı engelliyordu. Acaba gerçektende öldüm mü? Hayır ya ölmüş olsam yatakta yatmazdım dimi. Evet bencede ölmedim. Gözlerimi rahatsız eden ışıkla yüzümü şekilden şekile sokuyordum ama bir anda ışığı engelleyen birşey oldu gözlerimi rahatlıkla açtığımda bunun bir el olduğunu gördüm,elin sahibine baktığımda ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuş buruk gülümsemeyle yürüyen bir atom olduğunu gördüm.

Allah'ım maşallah neler yaratıyorsun kurban olduğum Rabbim.

Yürüyen atom konuşmaya başladı. Arkadaşlar kalpleri tutuyoruz her an elden kayabilir veeee "İyi misin miniğim"

Arkadaşlar şimdi elinizi yavaşça olmayan kalbinizin üzerinden çekin çünkü artık kalp diye birşey yok.

Ben onun kolumu tutan damarlı ellerine bakarak kendimden geçerken onun melodik gülüşü kulağıma geldi.

Vicdansız bu nasıl bir gülüş.

Kolumu tutan elini çekti ve çenemden tutup ona bakmamı sağladı "Bakıyorumda ilk defa damarlı kol gördün" dedi ve yine o melodik gülüşünü sergiledi "Y-yok canım" dedim

Ahh,evet kekelemiştim.

Güldü ve yanıma oturdu o oturunca Mete ve Barkın'da gelmişti bende oturur pozisyona geldim ve odanın içine kısaca bir göz gezdirdim Barış'ta buradaydı fakat yanında sürekli ağlayan benim yaşlarımda yakışıklı bir çocuk vardı,ve sebepsizce bana benziyordu. Dün Barkın abim benim bir ikimizin olduğunu söylemişti acaba o muydu.

Barkın'a döndüğümde bana gülen,ultra yakışıklı,yürüyen atomu gösterdi "Bu Deniz abin dün geldiler sen uyurken" dediğinde biraz üzülmüştüm çünkü onu kendime ayarlamayı düşünüyordum. Şaka low abime yavşayacak kadarda düşmedim. Deniz'e baktığımda bana içten bir gülümsemeyle bakıp sıkıca sarıldı kokumu içine derin derin çekti "Aynı annem gibi kokuyorsun" dedi gözlerimin dolduğunu hissettim "Ağlaman için söylemedim" dedi ve göz yaşlarımı sildi "Miniğim benim" yanaklarımdan öptü sonra geri çekildi yataktan kalkıp Barış abimin yanına geçti orada oturan çocuk ise daha fazla dayanamamış ağlayarak yanıma gelip sarılmıştı "İkizim" tahmin ettiğim gibiydi ve sanki kalbimdeki son parçada tamamlanmıştı.

Diğer yarımı bulmuştum..

Bende onun belinden sardım ben sarılınca daha çok sardı beni ve konuşmaya başladı "Sana birşey olacak diye o kadar korktum ki anlatamam" dedi ve kafasını boynuma gömdü "Bak hâlâ yaşıyorum ama" dedim ve güldüm yüzünü yüzüme hizalayıp buruk bir gülümsemeyle "Sen hep yaşa manolyam" dedi manolya çiçeği benim için çok önemliydi ama o bunu nereden biliyordu "Sen bunu nereden biliyorsun" dedim gözlerini kapattı ve kafasını hafifçe yukarı kaldırdı yüzende hâlâ buruk gülümsemesi vardı bir anda gözünden yaş düştü yavaş yavaş o anda konuşamayacağını anladığında Deniz abime baktı Deniz abimde anlamış gibi yanıma geldi ve kafamı göğüsüne bastırdı "Sen manolya çiceği gibi koktuğun için,annem sürekli sana manolyam derdi." dedi ve sessizlik.. Deniz abinin sözünde ki incelik o kadar buruktu ki göz yaşlarım yavaş yavaş akmaya başladı "M-manolya" dedim ve buruk gülmümsememle ağlamam daha çok siddetlendi (arkadaşlar bilmeyenleriniz varsa manolya çiçeği dokunulduğunda solar ve ölür) Barkın abim ve Mete geldi yanıma "Ağlama güzelim" dedi Barkın abim bana sarılırken, söze hemen Demir girdi "M-Milas ben ö-özür dilerim" derken bana sımsıkı sarıldı.

BEŞ ERKEĞİN TEK DELİSİYİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin