1'

6.1K 261 141
                                    

"Bırak Chan ya, madem Jisung ısmarlıyor tüm acımı çıkartayım." dedi genç boş kadehini sertçe ve keyifle masaya vururken. Hemen yanında oturan Jisung'un öldürücü bakışlarına rağmen yürek yemişti adeta.

"Buraya gelme amacımız içme oyunu değil, bunun farkındasın değil mi Jeongin?"

Chan bunları söylerken küçüğünün surat asmasını umursamamış, önündeki henüz dolmayan kadeh bardağını olabilidiğince uzağına koymuştu.

Akşamın bu saatinde yedi arkadaşını, -btw hep geciken hyunho ikilisi henüz gelmemişti- evine yakın olan bara çağırmasının asıl sebebi onların yardımına muhtaç olmasıydı.

Chan neredeyse 1 yıldır sevgili olduğu kıza aniden evlenme teklifi etmeye karar vermişti, fakat bunun tek başına üstesinden gelemeyeceğini emindi. Neredeyse herşeyde başarılı olan ve arkadaşlarına her konuda destek olabilen Chan, bu evlilik teklifi mevzusunda tıkanıp kalmıştı.

"hey siz.. Jeongin, Jisung ve Changbin! eğer yardımcı olmayıp keş gibi içmeye devam edecekseniz şimdiden siktirip gidin." geldiklerinden beri sadece içmekle ve tıkınmakla meşgul olan arkadaşlarına çekinmeden sataşıp, yanındaki arkadaşına çak yapmıştı Seungmin.

Felix, soulmate olarak gördüğü arkadaşının attığı laflardan yüz bulmuş, masaya doğrulup işaret parmağını karşılarında oturan üç gence sallamıştı.

"Şuan burada olmanız hesap kabartmaktan başka bir işe yaramıyor."

Kafasını masanın başında oturan Chan'a çevirip, "Hakikaten Chan, bu enayileri ne diye çağırdın?" dedi sarışın ve çilli olan genç.

Giydiği sıfır kollu sweatinden dolayı kasları göze çarpan Changbin, gencin sorusuna karşın muzip bir sırıtma vermişti.

"Bak güzelim, sizi ve yanımdaki iki kazmayı bilemem ama eğer Seo Changbin'in olmadığı bir masa varsa, o masada bir sorun vardır."

Jisung yanındakinin dediğine karşılık yüzünü buruşturmuş fakat göz göze gelince hızlıca toparlamıştı kendini. Felix de aynı şekilde yüzünü buruşturmuştu ve göz devirmişti apaçık bir şekilde karşısındaki gence, çekinmemişti Jisung'un tam aksine.

"Atışmayı bırakın, çünkü benim her birinize ihtiyacım var. Bu yüzden maalesef kaçışınız yok." dedi en büyükleri kollarını masaya dayayıp ellerini kenetleyerek.

"Endişelenme Channie, abilerin daima yanında." En küçüklerinin alaylı bir şekilde omuz poh pohlamasına göz devirmişti gerginliğinden dolayı.

"Saat on bir olmak üzere, zamanımızı boşa tüketmek yerine artık plan yapmaya mı koyulsak diyorum ha?"

Seungmin kolundaki saati Chan'in gözüne sokup dikkatini çekmeye çalışmıştı. Chan yüzüne yakın olan gencin bileğini geri itip telefonunu eline almıştı hızlıca.

"Minho ve Hyunjin'e mesaj atacağım neredeler diye, size olduğum gibi onlara da ihtiyacım var. Özelliklede Lee Minho kişisine.."

Seungmin, umutsuzca mesaj yazan çarprazındaki arkadaşının
vurguladığı son isme göz devirmiş, suyundan yudumlamıştı.

"Adımın Jisung olduğundan emin olduğum kadar, o iki ucubenin Chan'i ekip bir yerlerde orospu gibi sürttüğüne de eminim."

"E zaten." Jeongin arkadaşını eğlenerek onaylarken Changbin'in ile göz göze gelince kafasını eğmişti, dudaklarını bastırarak gülmesini bastırmaya çalışmıştı.

"Lan Jisung! Bu çocuğa hiç iyi örnek olmuyosun bak, senin gibi gamsız bir piçe dönüşmesine az kalmış."

Jisung arkadaşına çocuk gibi göz belertmişti. Dibine kadar girip konuştuğunda, nefesiyle yanındakinin huylanmasına sebep olmuştu.

eyes off you, 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin