4 ay önce"Bu kadar içecek ne vardı söyler misiniz? tabi ya nasıl olsa arkanızı toplayan enayi bir chan var değil mi?"
Changbin ve Minho içme oyunlarını fazla kaçırınca, Chan her zamanki gibi onların arkasını toplamak için meşhur barlarına gelmişti. İkisini tek başına idare edemeyeceğini önceden deneyimlediği için, bu sefer Seungmin'i de yanında getirmişti.
" Ya olum kime diyorum ben? Minho bırak o elindekini, yeter."
Minho, arkadaşının azarına karşın isyanla elindeki kadehi sertçe masaya koydu. Changbin ise onun aksine çoktan elenmişti, oturduğu sandalyede yarı uyanık bir haldeydi.
"Seni çağıran oldu mu? Bir de yanında Seungmin'i getirmişsin, çok lazımdı ya."
Minho, alayla söylediği şeye karşılık almamıştı. Seungmin bunları, Minho'dan ayık olsa da olmasa da duyduğu için umursamamıştı. İçten içe bıksa da alışmıştı bir süreden sonra.
" Tamam yeter hadi, Changbin tam sızmadan kalkalım artık. 70 kilo adamı kucaklayıp evine götürmek için yapmadım ben bu kasları."
"Bir işe yaramıcaksa neden var o kaslar o zaman? Neden var?!"
Changbin,yarı sızmış haliyle gözlerini açmadan isyan ettiğinde Chan sinirlenip omzuna hafifçe vurdu.
"Kalkalım artık."
Seungmin arkadaşını onaylayıp ayaklanarak, Minho'yu kaldırmak için omzuna dokundu. Minho sıkıla sıkıla yerinden kalktığında, ceketini bile giymeyi redderek çıkışa doğru yürümeye başladı.
"Ya! beklesene be ucube herif!"
Seungmin elindeki Minho'nun siyah deri ceketi ile öylece durmuş, sadece ona arkasından seslenmekle yetiniyordu.
" Bu aptal herif başına bela açmadan, en iyisi peşinden git Seungmin. Arabaya doğru gidin, ben hesabı halleder, Changbin'i de alır gelirim."
Seungmin, Chan'i bıkkınlıkla onaylayarak Minho'ya yetişmek için peşinden çıkışa ilerledi. Kafasını etrafına çevirdiğinde Minho'nun beklemeyip sokağa doğru ilerlediğini gördü. Hızla yürüyerek gence yetiştiğinde bileğini tutarak onu durdurmaya çalıştı.
"Tanrım! ne diye söz dinlemeyip peşinden sürüklüyorsun?"
Seungmin çatık kaşlarıyla gence baktığı halde, karşısındaki konuşmak yerine sadece yüzüne öylece bakıyordu.
"Chan'in arabasını geçtik, bizi bekliyorlardır gidelim hadi."
Minho, hala bileğinde olan eli geri çekip, hafif dağınık olan koyu renk saçlarını karıştırdı.
"Sen git yetiş onlara, ben gelmiyorum.
Hiç çekemem şimdi yol boyunca Chan'in söylenmelerini.""Araban yanında mı peki? gerçi olsa bile bu halde kullanamazsınki.
Hadi itiraz etme ya gidelim işte.""İlerdeki otobüs durağına gideceğim, çok endişeleniyorsan sen gel benimle."
Seungmin, istemeyerek de olsa kabul
etmişti Minho'nun teklifini. Buraya Chan'a yardıma gelmişti ve ona mahçup olmak istemiyordu. Minho için endişelendiğinden veya onunla olmak istediğinden değildi, kesinlikle tek sebep Chandi."Hava soğuk esiyor, şu ceketini giy bari yoksa üşütüceksin. Bu seferde hasta olup uğraştırma bizi."
Minho, yavaşca seungmin'in de yardımıyla ceketini giydikten sonra, yakındaki durağa doğru ilerlemeye başladılar. Vardıklarında, durakta onlardan başka kimse yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eyes off you, 2min
Fanfic"peki ya, şuan bir bencillik daha yapıp seni öpsem?" ¬lee minho, kim seungmin