Bahar önceki zamanlara göre daha erken gelmiş gibiydi sanki. Havalar sıcaklamaya başlamıştı. Bu güzel havada insanların kendilerini eve hapsetmeleri mümkün değildi.
Seungmin'in de en hoşlandığı mevsim bahardı. Bahar ayları geldiğinde, kendisini daha iyi ve mutlu hissederdi hep. Fakat şuanki mutluluğunun sebebini sadece havanın güzel oluşuna bağlayamazdı tabii ki. Yaklaşık 15 dakikadır yanında beraber yürüdüğü genç, yüzündeki gülümsemesinin en büyük sebebi, hatta belki de tek sebebiydi.
"Geldik sanırım, burası değil mi?"
Tepelerinde parlayan güneş gözlerini
kamaştırırken onayladı Seungmin."Hm, evet.. Hadi içeri girelim."
Minho bileğini tuttuğunda adımını duraksattı. Yanındaki genç'e anlamaz gözlerle bakarken, Minho kafasındaki
beyaz renkte olan yazlık şapkayı çıkararak, güneşten dolayı gözleri kısılan ve son derece sevimli gözüken gencin kafasına taktı."Sana daha çok yakıştı." yüzündeki gülümsemeyle şapkanın kenarlarını düzeltirken söyledi.
"Çok normal, bana herşey yakışır."
Minho gencin söylediğine gözlerini devirirken silik bir gülüş attı.
"Ne, haksız mıyım yoksa?" sahte bir triblenme ifadesiyle sorduğunda, Minho hızla reddetti onu.
"Haklısın.. ama biraz alçak gönüllü olmayı dene." parmaklarıyla gencin burnuna hafifçe makas atarken söyledi.
"Denerim." Seungmin de yüzündeki sahte ciddiyet ifadesini silerken hafifçe kıkırdadı karşılık olarak.
Bir süre daha oldukları yerde birbirleri için oyalandıktan sonra artık içeriye girmişti ikili. Bugün hayvan barınağını ziyaret etmek için sözleşmişlerdi aralarında. Baharın en güzel gününde sevimli dostlarıyla vakit geçirmek, onlarla ilgilenmek için buradalardı. Barınakta gönüllü olarak çalışmak her ikisi için de ilk sefer değildi, fakat bu defa daha farklı ve heyecanlı hissettiriyordu. Bu güzel fikir Seungmin'den çıkmış, Minho ise hiç itiraz etmeden kabul etmişti. Sevdiği çocuğun hevesini farkında olmadan bile kırmamak için savaş veriyordu son günlerde.
Sırf bunun için, pek ilgili olmadığı halde onunla beraber resim sergisine bile katılmıştı öncesinde. Sergideki resimlerin hiçbiri ilgi alanı değildi,
sergi boyunca da gözlerini sadece Seungmin'in üzerinden alamamıştı.Nereye gittiklerinin hiçbir önemi yoktu onun için, tek umursadığı nokta Seungmin'di..
İçeriyi girdiklerinde orta yaşlı bir adam karşıladı onları güler yüzüyle.
Seungmin daha öncesinde bir kere daha gelmişti buradaki barınağa,
bu yüzden adam onu tanıyabilmişti.
Kibar tavrıyla onları selamladıktan sonra yapılması gereken bazı işlerden bahsetmişti kısaca.Seungmin ilk iş olarak köpeklerin kaplarındaki sularını değiştiriyordu.
O sırada Minho ise etrafta gördüğü dışkaları temizlemeye başlamıştı.
Bu iş onu her ne kadar zorlasa da, yanındaki mutlu çocuk yüzünden bunu umursadığı pek söylenemezdi.Etraftaki diğer işleri bitirdikten sonra ikili, kalan vakitlerini sevimli köpek yavrularıyla oynayarak geçiriyordu.
Hepsi o kadar şirin ve hareketliydi ki, Seungmin yüzündeki gülümsemesini bir an olsun bile durduramıyordu. Minho bacaklarına dolanan yavru köpeğin fotoğrafını çekerken, Seungmin ise aralarından en uysal görünümlü olan köpeğe odaklanmıştı."Baksana Minho, bu yavru ne kadar ilgi ve sevgiye muhtaçmış gibi görünüyor."
Minho elindeki telefonunu cebine sıkıştırırken, Seungmin'in işaret ettiği
yavruya çevirdi bakışlarını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eyes off you, 2min
Fiksi Penggemar"peki ya, şuan bir bencillik daha yapıp seni öpsem?" ¬lee minho, kim seungmin