4

6 1 0
                                    

Sonunda kamp günü gelip çatmıştı. Sabah erkenden hazırlanıp okulun önüne toplanmıştık. Bizi götürecek olan otobüsler hazırda bekliyordu, öğretmenler son defa sayım yapıp öğrencileri otobüslere yönlendirmeye başladılar. Biz dörtlü olarak kendimize en arkayı seçmiştik.

Yolculuk boyunca Ela uyumuş, Gökhan saçma şakalar yapmış, Toprak ise soğuk espriler yapmıştı, zavallı olan bense bunların hepsine maruz kalmak zorunda kalmıştım. En son yeter artık diye bağıracakken yolculuk sonunda bitmişti. Hepimiz hayranlıkla kamp alanına bakıyorduk. Şelalenin sesi çok hoş geliyordu, herkes yavaştan çadır kurmak için malzemeleri çıkarmaya başladılar. Bizim grubumuzsa maalesef çadır kurmakta pek marifetli sayılmazdık. Geçen sene yanlışlıkla alt sınıflardan bir oğlanın kafasını yarmıştık, zavallı çocuk kampa gelir gelmez kafasından olmuştu. Sonra da hocalardan bir araba laf yemiştik. Düşündükçe cırtlak sesli kimya öğretmenimizin sesi hala kulağımda çınlıyordu.

Herneyse düşünmeyi bırakıp bizimkilere yardım etmeye başladım. Binbir türlü deneme yanılmadan sonra biraz da öğretmenlerden yardım alıp en sonunda çadırı kurmuştuk. Çadırları kurunca hocalar tekrar bizi toplayıp sayım yaptılar. Kızlar iki şerli, erkeklerde ikişerli olmak üzere çadırlara dağıldık. Benle Ela Toprak' la da Gökhan kalmıştı. Tabii bu durumdan ne kadar memnun olduğu aşikar. En son çadıra  girince rahatladım " Oh be dünya varmış." diyerek üstümü değiştirdim. Biraz uyumak istiyordum. Ela' ya yemeğe kadar uyuyacağımı haber verip uykuya daldım. Rüyam biraz tuhaftı ben ve arkadaşlarım beraber ormanın için de ilerliyorduk. Sonra tapınak gibi tuhaf bir yere geldik.  İçeri girdiğimiz de orada tuhaf renkleri olan bir küre vardı ama renkler aklım da çok silik. Dördümüzün de o küreye dokunduğumuzu hatırlıyorum. Sonra kürede tuhaf parlak ışık huzmeleri çıkmaya başlamıştı ki rüyadan  uyandım. Garip çünkü ben genelde pek böyle şeyler görmem ama çok umursamayıp akşam yemeği için diğerlerini aramaya başladım. Ela da zaten beni uyatmaya geldiği için yerlerini çabuk buldum.

" Selam gençlik naber?" diyerek masaya oturdum. "İyidir" diyerek lafa Gökhan atıldı ama ağzına aynı zamanda tavuk budu da sokmaya çalıştığı için sesi çok tuhaf çıkmıştı. " Hepsini bitirme be." diyerek biraz da kendi önüme çektim. " Yarın ki doğa yürüyüşüne hazır mıyız?" diyerek bu sefer Ela lafa girdi. Toprak' ta " Yaa ne demezsin o kinci matematik hocası çıkaracakmış yürüyüşe görürsünüz yarın hepimizin canını okuyacak. Derste okuduğu yetmedi şimdi de yürüyüşte okuyacak" dedi dramatik bir şekilde. " Yaa demek ben sizin canınızı okuyorum." diyerek arkasında matematik hocasını görünce az daha içtiğim su burnumdan geliyordu. Yemeğin devamı hocanın kötü kötü Toprak' a bakmasıyla Toprak' ınsa mahcup bakışlarıyla geçmişti.

Kamp bayağı uzun olucak gibi gözüküyordu...

4 Element 1 GrupHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin