Şans

15 0 0
                                    

Nasıl oluyordu da hiç tanımadığı bir adamın omzuna kafasını koyabiliyordu .Heyecandan sanki başından aşağıya kaynar sular dökülüyordu . Kadının yanına oturduğunu farketmemişti bile ya da kadın neden gelip onun yanına oturmuştu ? Öylece kaskatı bir halde duruyordu . Ama ilk defa denize odaklanmıyordu. Kadının boyu Salihden kısa olduğu için hafif koluna denk geliyordu kafası. Sağ gözünün ucuyla kadına bakmaya çalıştı , kucağının üzerinde hangi dil olduğunu anlayamadığı iki kitap duruyordu .İki elini de kitapların üzerine koymuştu.İnce uzun elleri vardı.Yüzük parmağında yonca şekli olan bir yüzük vardı.Yoksa kadın evli miydi?Neden şuan omzunda kadının kafası vardı ? Neden hiç bir şey söyleyemiyordu ? Eteğinin üzerindeki çiçekleri daha yakından görüyordu .Mor kumaşın üzerinde beyaz,siyah, lila karışımı çiçekler...
Daha fazla dayanamadı ve kendini yavaşca sola doğru çekti . Sağa doğru bakamıyordu , yanındaki kıpırtıdan anladığı kadarıyla kadın ona bakıyordu sanki saçlarıyla oynuyor gibiydi .Bakmamak için direniyordu .
"Denize mi bakıyorsun yoksa bana mı bakmıyorsun?" dedi kadın hafif alaycı bir sesle .Bu kadar açık sözlü olması şaşırtıcıydı .Neden salihle konuşmaya çalışıyordu? Hiç tanımadığı bir yabancıyla ne diye bu kadar muhatap oluyordu? Melodisini çok iyi bildiği bir şarkı mırıldanmaya başlamıştı kadın. kafasını ısrarla o tarafa çevirmiyordu .Neden çeviremediğini bilmiyordu ? Belki de birinin ilk defa onu bu kadar önemsemesine anlam veremiyordu .

Kadının sorusuna hala cevap vermemişti. Ona bakmamaya mı çalışıyordu yoksa denizi mi izliyordu? Denizi izlemediği kesindi . Kadına bakmamaya çalışıyordu.Zaten bunu biliyordu neden tekrar düşünmüştü ? Kadına doğru kafasını çevirdi.Ani bir şekilde çevirmiş olacak ki kadın ona doğru kafasını çevirdiğini farkedip "Bana baktığına göre denizi izliyorsun" deyip küçük bir kahkaha koyuverdi. Hal ve hareketleri ne Nazan'a ne annesine benziyordu .Salih onlardan başka kadınla tanışmamıştı ,zaten Nazanla da tanışmış sayılmazdı onlar tanıştığını sanan iki yabancıydı .Kadının hareketleri Salihe şımarık geliyordu . Salih hiç sevmezdi böyle tipleri. Gerçi bir şeyi sevmemesi için önceden onunla ilgili kötü bir deneyimi olması gerekmez miydi ? Aklından geçen bu düşünceler yüzünden kadına bakarken dalıp gitmişti.Bir şey düşünürken dalıp gitme huyu vardı ve bu defa kadının yüzüne donuk donuk bakıyordu . Kadın böyle şeylere alışıktı anlaşılan. Hınzır bir gülümsemeyle adama karşılık olarak gözlerini kaçırmadan bakıyordu . Yavaşça kulağına doğru yaklaşıp "Yonca "dedi . Salih'in anlamsız bakışları karşısında "Adım diyorum ,Yonca..."derken duraksadı . Salih'in anlamsız bakışlarından rahatsız olmuş olacak ki :"Neden öyle bakıyorsun?"dedi . Salih bir çırpıda"Salih ben de memnun oldum, memnun oldum Yonca" deyiverdi. Adının Yonca olduğunu duyunca Salih,tekrar kadının yüzüğüne doğru bakışlarını çevirdi ."Adın ...neden Yonca yani yüzüğünde de yonca var , yoncaları mı seviyorsun yoksa..." Allah'ım! Ne saçmalıyorum diye düşündü . Hiç kimseye çok soru sormazdı ,kimsenin hayatını merak etmezdi . Şimdi ne diye kadının adında bir mâna arıyordu?
"Babam koymuş adımı ,ben doğduğum sene işleri çok kötüymüş batma eşiğine gelmiş , tabi annem o zamanlar bana hamileymiş.Annemle bu işlerden dolayı boşanmanın eşiğine gelmişler.Ben doğduktan sonra babamın işleri yoluna girmiş . İşlerini kurtarmış .Annemle arası düzelmiş . Hep sen evime şans ,huzur getirdin der ,öyle işte ."
"Doğru "dedi Salih.Dört yapraklı yonca hep şans getirir derler . Salih çocukken bazen mahallede arkadaşlarıyla arardı dört yapraklı yonca . Hiç bulamamıştı ,belki de ondan hayatı boyunca şanssız konumundaydı. Ya bir yoncaya bu kadar anlam yüklemek saçmaydı .

"Fatihler şansa inanmaz der Nietzsche, Ama ben Yoncayım inanmak zorundayım,ya sen? inanır mısın şansa ? dedi kadın, meraklı gözlerle Salih'e bakıyordu.

"Dört yapraklı yoncaya mı?"diye sordu Salih . Tebessümle kahkaha arası bir gülüşü vardı kadının. Bembeyaz dişleri hafif görünüyordu .Sanki gülümsemesi bulaşıcı bir mutluluk veriyordu .Yine o gülüşten koyuverdi. Salih'in sorusuna cevap vermeyip önüne döndü. Elindeki kitabın sayfalarını narin elleriyle karıştırmaya başladı.Ne kadar keyifliydi onu izlemek . İçten içe Salih daha fazla izlemek istiyordu. Salih çocukluğundan beri ne zaman üzülse Denizi izlerdi , içi huzurla dolardı sonra üzüntüsünü unutuverirdi.Onu izlerken de aynı his vardı içinde .Daha sadece adını yeni öğrendiği bir kadına bir anlam yüklemişti .Belki de iyi hissettiğini sanıyordu .Vapur limana yanaştıktan sonra bir daha onu görmeyecekti , onu seyretmekten neden keyif almıştı.İçini yine sıkıntı bastı.Nerden çıkmıştı bu kadın ?Sanki gitmesini istemeyen bir hali vardı . Yabancı bir kadının gitmesinden korkuyor olamazdı yok hayır hayır mümkün değildi ama sanki ilk defa bir yerden ayrılmak istemiyordu, kaçmak istemiyordu.

Vapur limana yanaştı .Herkes gibi ayağa kalkmışlardı inmek için hazırlanıyorlardı. Yonca arkasında kalmıştı ,arkasına dönüp tekrar bakmak istiyordu ama yapamazdı. Ama ani bir hareketle yonca eline bir kağıt tutuşturup insanları iteleyerek öne doğru ilerledi . Hızla uzaklaşıyordu , neredeyse vapurun diğer ucuna gitmişti, kalabalığa karışmıştı , göremiyodu . Vapurdan iner inmez dakikalarca sağına soluna bakındı, yoktu belli ki gitmişti.Ama kağıtta bir adres yazıyordu. Sanki aklının almadığı şeyler oluyordu , şimdi neden ona kağıda yazılı bir adres vermişti? Ne yapması gerekirdi ?.Bu tekrar seni görmek istiyorum demek miydi? Bunları düşünürken sahil kenarında karşıya geçince hep geldiği turşu suyu satan dükkana girdi.Adresi defalarca okumuştu hala bakıyordu. Aradan ne kadar zaman geçtiğini fark edemediği sırada . Dükkan sahibinin "abicim kapatıyoruz hayırlı akşamlar "sesiyle kendine geldi .Saatlerdir buradaydı belli ki. Turşu suyundan olsa gerek midesi bulanıyordu . Hesabı ödeyip hızlı adımlarla çıktı. Son vapura yetişmişti tekrar Kendi evinin tarafına geçip limandan , hala yarım saat uzaklıkta olan evine yürümüştü, .Eve geldiğinde annesi sabah bıraktığı haliyle uyuyordu . Çok yorgundu sanki günlerdir yürüyor gibi hissediyordu. Üstündeki her şeyi çıkarıp çırılçıplak yatağa uzandı. Aklında tek bir şey vardı . Uyumasına engel olan tek bir neden ,tek bir kişi...30 senedir sanki ilk defa bir şey ona yaşadığını hissetirmişti ,var olduğunu ,farkedildiğini...


Okyanus EtkisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin