B.6

37 8 28
                                    

"Bende onlardan biriyim"
▪︎
▪︎
▪︎

"Evet Chaerin gel otur." Dediğinde onu dinledim ve karşısındaki koltuğa kurtuldum. Odası bir sürü eşyayşa dolu olsa da garip bir şekilde düzenliydi. Konuya nasıl gireceğimi düşünürken endişeden kendi kendimi yiyordum. "Dün parti nasıldı ?"

"Harika"

"Chae dün okul bahçesinde dolaşırken görmüşler seni. Okul bahçesi tabi ki güvenli. Üstelik parti olmasaydı da kalabalık olur akşamları dahi. Sadece bir yere gidiyormuşsun. Nereye gittin ?"

"Sadece biraz gezdim." Dediğimde yalan söyleyip söylemediğimi öğrenmek istercesine yüzüme bakıyordu. Bir şeyler söylemem gerekiyordu. "Partideki bakışlar beni biraz rahatsız etti."

"Sonuçta yenisin. Bu normal."

"Bundan kaynaklı olduğunu sanmıyorum. Sonuçta tek yeni ben değildim. Herkesi aralarına hemen kabul ederken beni...dışlamışlar gibi hissettim." Diye mırıldandım. Kafatasını yavaşça salladı. "Belki de dün olanlar yüzündendir."

"Kürenin kırılması normal bir olay. Tamam her yıl olan bir şey değil ama daha öncede başımıza geldi. Buradaki öğrenciler burada o kadar da eski değil." Diye açıkladı

"Peki neden kırıldı ?"

"Neden ateşi seçtin ?" Dediğinde kalakaldım. Bu önemli miydi ? Zaten birileri seçsin diye yok muydu ?

"Seçmemde bir sakınca mı var ?"

"Hayır..sadece ne gördüğünü merak ediyorum. İnsanlar genelde ateşle uyumlu değildir. Bir çoğu da tercih etmez. Çünkü bilirsin ateş tehlikeli." Dedi. Neyi analiz ediyordu bir fikrim yoktu ama buraya onun sorularına cevap vermeye değil, kendi sorularıma cevap bulmaya gelmiştim.

"Ailem hakkında bir bilginiz var mı ?" Dediğimde kaşları çatıldı.

"Chaerin ailem birinci dünyada, kızlarının yurtdışına eğitime gittiğini düşünerek gayet mutlu."

"Onu demiyorum. Onlar...gerçek ailem değil...dimi ?" Dedim. İçimde sanki bir şeyler kırılıyordu. Düşünürken de zor geliyordu ama bunları söylemek insanı öldürüyordu sanki.

"Bunu bilemem."

"Ama biliyorsunuz. Bir şeyler biliyor olmalısınız. Sonuçta fani insanların peri kızları olmaz v-"

"Ekstrem olaylar var Chaerin. Annen bir periyle beraber olmuş olabilir. Bu seni melez yapar. Bu kadar fazla merak etmemen gerek." Dediğinde ağzım açık bir şekilde ona baktım. "Dersine gitmelisin."

"Beni buraya getirdiniz." Diye sinirle soludum. "Peri olduğumu söylediniz. Ailem hakkında saçma sapan şeyler dediniz ve bana merak etme diyorsunuz ? Ne hakla ?"

"Bir perinin faniler dünyasında olması çok tehlikelidir küçük hanım. Ayrıca bana sesini yükseltme."

"Ama tehlikeli değildim! Perilere bile inanmazdım ben. Kendi halimde yaşıyordum"

"Çünkü reşit değildin." Diye çıkıştı ayağa kalkarken. "Reşit değildin ama güçlerin içinde. Kullanmadığın her yıl körelir sanırsın ama aksine daha da güçlenir ve içinden çıkmak için bir fırsat arar! Bir sürü insana zarar verebilirdin. Onları öldürebilirdin."

"Ama" dedim ama devamı yoktu. Ne diyebilirdim ki ? Periler hakkında bunca şeyi bilen ben değildim, oydu. "Ailemi merak ediyorum."

"Ben etmiyorum Chaerin. Burada sorumlu olduğum onlarca öğrenci var. Eğitimini tamamlamalısın ki kimseye zarar verme. Sonra ister eski hayatına dönersin ki bunun sonuçları var, istersen de burada yaşamaya devam edersin. Her neyi tercih edeceksen et önceliğin eğitim. Sokaklara gücünü kontrol etmeyi bilmeyen bir periyi salarak sorumluluk alamam. Şimdi dersine lütfen." Dedi kapıyı gösterip. Çaresizce ona bakıp odasından çıktım.

Koridor daha kalabalıktı. Derse son 10 dakika vardı. Yavaş yavaş koridorlardan geçerken dediklerini düşünüyordum. Tamam ailemle ilgilenmemesi normaldi. Sonuçta gerçekten bir sürü öğrenciye ve okula sahip çıkması gerekiyordu. Ve normal insanların aksine buradaki herkeste büyü vardı ki bu ekstra belaydı ama içimdeki merak susmama engel oluyordu.

Sadece iki günde beni mahvedecek kadar şey öğrenmiştim. Müdire karşıma çıkıp benim bir peri olduğumu açıklandığında ondan koşarak kaçmıştım ama o sürekli olarak beni bulmaya, beni bu okula davet etmeye ve peri olduğumun kayıtlarını sunmaya devam etmişti. Korkmuştum çünkü dediğim gibi ben perilere inanmazdım bile.

Bir gece kendimi asla ait hissetmediğim o dünyada olmak yerine başka bir hayat yaşamanın iyi olacağını düşündüm. Sıradan bir okul ve tekrar dışlanmış bir öğrenci olmaktan uzakta olacaktım en azından. Ve buraya geldim. Dışlanmışlık konusunda yapacağım hiç bir şey yoktu ki eski okulumun aksine en azından Bom yanımdaydı. Sıradana gelirsek koridorlarında büyü yapılan bu okul kesinlikle listede değildi.

Bende onlardan biriydim. Bana ne kadar garip garip baksalarda onlardan biriydim. Tek farkımız onların hep ikinci dünyada olması. Benim ise bu dünyaya iki gün önce adım atmış olmamdı ama onlardandım işte. Büyü yapabilirdim. Onlar gibi eğlenebilir, koruyabilirdim. Tabi nerden geldiğimi bilirsem.

Belki gerçek ailem de buradaydı. İkinci dünyadaydı. Peki bunu ailem biliyor muydu ? Bana neden evlatlık olduğumu söylemediler. Beni kandırdılar. Gerçek ailem kimdi ? Yaşıyorlar mıydı ?

Tüm bunlar beynimi yerken buradan uzakta gibiydim. Bahçeye çıkmıştım. Gözlerim etrafta benden izinsiz birine bakınırken duraksadım. Onun üzerinde duraksadım. Yine böyle olmuştu işte. Sanki biri bütün vücudumu ele geçirmiş ve ona bakmamı sağlamıştı. Yine de aklıma gelen fikirle gülümsedim ve bahçede oturan çocuğun yanına doğru ilerledim.

Yine siyahlar içindeydi. Tek farkı koyu gri saten bir gömlek vardı üzerinde. Saçları gözlerine düşüyordu ve elindeki o topu havaya atıp tutuyordu. Sakin gözükse de topu sertçe kavrıyordu. Yüzüklerin çarpan toptan hafif bir çınlama çıkıyordu. Tam önünde durduğumda bana bakmadı. Elindeki topu bir kez daha havaya atıp tuttu.

"Söyle." Dedi net bir sesle

"Ben Chaerin." Dedim neşeli olmaya çalışarak. Kafasını kaldırıp yüzüme baktı. "Lee Chaerin. Birinci dünyadan dün geldim. Sende borçlu olduğum kişin. Yani iyi bir ekip olduk ha ? Artık tanıştığımıza göre arkadaşta olabiliriz." Dedim. Tamamen saçmalamıştım. O da bunun farkında olacak ki gülüyordu. Yavaşça ayağa kalktı.

"Bak yeni kız. Dün şu oyuncak bebek seni benim için uyarmadı mı ?" Dedi. Bom'dan bahsettiğini biliyordum ama Bom beni uyanırken bahçenin neredeyse öteki ucundaydık. Bizi duymuş olması imkansızdı. Göz göze geldiğimizde söylemek istediğim her şey boğazıma dizildi ve o karanlık gözlerine bakakaldım.  Siyahın en koyu tonuydu ve siyah bir su gibi irisleri dalgalanıyordu. "Bence onu dinle. Borcunu bir ara ödeyeceksin zaten ama pek arkadaş canlısı değilim. Ah tabi kölem olmak istersen o ayrı."

"Köle ?"

"Hı hı." Dedi. Ses tonu be o siyah gözlerden uzaklaştırdı. Korkuyla geri çekildim. "Tamam bu istemem demek sanırım." Dedi alayla ve yanımdan uzaklaştı.

▪︎▪︎
Benim bunları yakınlaştırmam gerekti

King Of DarknessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin