B.5

38 7 30
                                    

"Siyah korkuyu temsil eder."
▪︎
▪︎
▪︎

Bir çığlıkla ve sağ tarafımda aynı anda hissettiğim bir kuvvetle gözlerimi açmam bir olmuştu ki peşine yataktan düşmem sonucu popoma giren acı arsızca gülümseyip bana merhaba dedi. Acıyla yüzünü buruşturdum.

"Sende kimsin be ?" Diye bir ses onu takip etti. Gözlerimi açığ karşımdaki kıza baktım. Kesinlikle tanımıyordum.

"Ben Cha-"

"Ne oluyor burada ?" Diye odaya daldı Bom. Üzerinde kısa bir pijama vardı ve uyku bandı yamuk bir şekilde kafasına çekilmişti. "Dara ne diye bağırıyorsun ?"

"Bu da kim ?" Dedi sanki bir suçlu gibi beni gösterirken. O sıra da yerden kalkmayı akıl etmiştim. Ben yerden kalkarken içeri Minzy girmişti. Tamamen dışarı çıkmaya hazır gözüküyordu.

"Koridordan sırf senin bağırman yüzünden döndüm. Ne oluyor ?"

"Bilmediğim bir şahıs yatağımdan yatıyor! Başka ne olabilir ?" Dedi Dara çığırırcasına

"O yabancı değil Dara. Oda arkadaşın ve gözüktüğü gibi sen onun yatağında yatıyorsun."

"Oda arkadaşın derken ?"

"Bildiğin oda arkadaşı ?" Dedi Minzy. Sonra Bom ve kendisini işaret etti. "Bizim gibi."

"Siz kafayı mı yediniz ? Ev arkadaşım olduğu yetmiyormuş gibi bir de odamı mı paylaşmak zorundayım ? Bu ne cüret ?"

"Bunu müdürle konuşman gerek sanırım Dara. Ben bana söyleneni yaptım. Chaerin burada yeni ve bizin yanımızda olması daha iyi. Okulun en kıdemlileri biziz. Bu süreçte ona yardımcı olursan sevinirim." Dedi Bom. Dara ile göz göze geldiler. "Ya da sadece görmemezlikten gel. Kızın başına bela açma."

"Bak fena halde akşamdan kalmayım. Önce bir şeyler yiyeceğim ve şunu." Dedi beni gösterirken. "Yemekten sonra konuşacağız. Ah lanet olsun direk müdürle mi konuşsam ?"

"Dara." Diye sinirle mırıldandı Bom ama Dara onu umursamadan banyoya ilerledi. Bom bana döndü. "Tanıştırayım Sandara. Oda arkadaşın."

"Belli bir süre sanırım ?" Dedim öyle olmasını umarak. Bom ise kahkaha atarak kafasını iki yana salladı.

"Müdürle konuşsa bile bir şey değiştirmez Chae çünkü bu tek boş oda. Dara prenses olduğu için ona biraz ayrıcalık tanıyorlardı ama ellerinde başka oda kalmadı. Yani artık oda arkadaşsınız. Zamanla alışırsın."

"Prenses ?"

"Zurgar Prensesi Sandara Park. Eh yaptığı şey için de kusuruna bakma. Büyük ihtimalle sarhoş geldi ve yatağına yattı." Dedi Minzy. Odadaki diğer yatağa baktım. Üzeri çamaşırlarla doluydu.

"Pis biri değil. Sadece kıyafet konusunda kararsız ve seçiçi. Duşta da en az 1 saat oyalanacak."

"Aslında benim de müdüre gitmem gerek. Yani önemli değil." Dedim önemsiz olduğu belli etmek için elimi havada sallayarak.

"Peki bende kütüphaneye gitmeden Daesung'ı uyandırmalıyım. Derste görüşürüz." Dedi Minzy ve gözden uzaklaştı. Bom'a baktım.

"Bende uyuyacağım çünkü derse daha 2 saat var." Dedi ve gözden uzaklaştı. Bir kaç saniye donmuş bir şekilde kalsam da sonunda bavulumun başına dikilmiştim. Dün seçim yüzünden eşyalarımı yerleştirememiştim. Bu yüzden bavulu açarken kendime küfretmemek için zor duruyordum. Elime bir kotla beyaz bir tişört aldığım gibi üzerime geçirdim ve koşar adım odadan çıktım.

Dünden sonra tek istediğim şey müdire ile konuşmaktı çünkü kafamda bir dünya şey vardı. İster istemez korkuyordum. Bir bilinmezliğe gidiyordum ve tek iyi tarafı saatin erkenliğinden dolayı koridorların boş olmasıydı. Bu düşüncem odalardan birinden yarı çıplak bir şekilde çıkıp bana çarpan çocukla yarıda bölündü çünkü adeta duvara yapıştım.

"Tanrım bugün insanların benimle derdi var!"

"Bir daha gözüme gözükme Lee Seungri!" Diye bir bağırış duyuldu odadan ve ona eş zamanlı kapı büyik bir gürültüyle kapandı. Kendimi toparlayıp çocuğa baktığımda hızla pantolonunu üzerine geçiriyordu.

"Hey sen iyi misin ?"

"Duvarla bütünleşmem dışında evet." Dedim sinirle. Tamam sakin biri olabilirdim ama bu okula tahammülüm tırnağımın ucu kadar bile kalmamıştı.

"Bunun için üzgünüm ama bu kız deli!" Diye söylendi kapıyı gösterip. "Neymiş ciddi ilişki olacakmış! Bu devirde öyle bir şey mi var ya ?"

"Şey...evet var." Dediğimde durup bana baktı.

"Ah sen şu ateş değil misin? Dünkü gösteri baya iyiydi ha! Müdürün yüzü yavaş yavaş beyazladı resmen."

"Bunun sorun olmadığını söyledi. Hep olan bir şey."

"Değil." Dedi ve kapıya döndü. "Gömleğimi alabilir miyim ?"

"Nasıl değil ?" Dediğimde kapıyı bırakıp bana döndü.

"Basbaya yalan söylüyordu. O kadar endişelendi ki etrafımdaki lacivert rengi görüyordum. Ah lanet gömleğimi vermeyecek sanırım." Diye söylendi

"Ne grisi ? Ne diyorsun sen ?" Dediğimde bana doğru yaklaştı.

"Tanışalım ben Seungri. Sonradan öğrenenim." Dediğinde Bom'un onlara yaklaşma dediği aklıma gelmişti. "Tabi bir yandan da uzmanım. Ah kanımda perilikte var. Yani melezim. Bu çok karışık ama tüm bunların bana artısı var. İnsanları görüyorum."

"Ah ne güzel! Bende bunu yapabiliyorum." Dedim alayla. Melezlerin varlığından bile yeni haberim oluyordu.

"Öyle değil. Şuan etrafındaki siyah duman gibi." Dediğinde kaşlarımı çatıp etrafıma bakındım. "Ah hadi ama bunu sen göremezsin. Neyse müdürde de dün o vardı. Lacivert bir bulut gibi. Endişeyi temsil ediyor. Fazla endişeliydi. Normal şartlarda kendini koruyan bir kalkanı var ama fazla şok olmuş olmalı. Sadece bir kaç saniye de olsa gördüm onu. Yalan söylüyor."

"Peki siyah neyi temsil ediyor ?" Dedim. Etrafımda siyah bir bulut gördüğünü söylemişti.

"Siyah korkuyu temsil eder. Başka neyi olabilir ?" Dediğinde kapı açıldı ve bir gömlek tam olarak yüzüne atıldı. Hemen ardından kapanan kapıyla Seungri güldü ve giyinmeye devam etti. "Hey bu kadar gerilme. Sadece şaka yaptım. Yani etrafında siyah duman gördüğüme dair. Sende hiç duman yok. Yani bu işte iyisin ha ? Gizleme konusunda."

"Ben...sanırım." dedim. Şaka olsa bile dediği doğruydu. Korktuğum konusunda. "Gitmem lazım. Hoşçakal."

▪︎▪︎▪︎

Böyle bir başlayalım dedim. Biliyorum iyi yaptım.
Büyük ihtimalle unuttunuz her şeyi baştan okuyun zaten uzun sürmez djjdjd
Ve Dara ile Riri de katıldı

King Of DarknessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin