B.8

27 5 52
                                    

"Tamam toplantı yapmalıyız."

"Toplantı falan yapmıyorum. Onunla herhangi bir şey yapmayı reddediyorum." Dedi Dara hızla. "Ayrıca bu konu beni alakadar etmiyor."

"Ama o bir ateş" Dedi Bom fısıltıyla

"Müdüre gitmemiz gerek." Dedi Minzy ama Dara ve Bom kafasını iki yana salladı. Sadece onları izliyordum. Ne olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu ama müdire gitmek istemediğimi biliyordum. "Ne ? Hadi ama Bom bari sen yapma. Dara müdire ile anlaşamıyor olabilir ama sen ?"

"Önce emin olmamız gerek."

"Neyden emin olacaksın ? Ben havayım ve o ateş diyorsam ateş. Zurgar'da ateşler hala dost olarak anılır."

"Siz dostlarınıza böyle davranıyorsanız Tanrı sizin düşmanlarınızı korusun." Dediğimde Dara sinirle bana baktı.

"Tamam sakin olun. Bu kavgaya dönüşmeden hallolsun istiyorsak beraber çalışmamız lazım. Eğer o gerçekten ateşse..kalan son ateş oluyor." Dedi Bom. Neden bilmiyordum ama bu kalbimi acıtmıştı. İçimde bilmediğim bir yas vardı.

"Tamam...burada olan burada kalır. Hem bu bilgilendirici olacak." Dedi Minzy hevesle

"Ben yokum." Dedi Dara banyoya ilerlerken

"Dara yapma ama!" Dediğinde kız sinirle Bom'a baktı. "Mesafe koyma. Biliyoruz prenses olan sensin falan ama kapıyı kapattığımızda hepimiz bu evdeyiz ve sadece ev arkadaşıyız. En azından...Chaerin'e yardım edelim."

"Of tamam." Diye söylenip kendini yatağına attı.

"Evet Minzy Chaerin'e olayı anlat."

"Bundan yıllar önce ikinci dünya 4 ülkeden oluşuyordu. Asgar, Ostra, Zurgar, Icewort. Şuan da bulunduğumuz yer yani Ostra ateş krallığına aitti. Aynı zaman da en büyük krallıktı. Daha sonra bir anda ülkeyr giriş çıkışlar yasaklandı. Kendi ırkları dışında kimse ülkeye alınmıyordu ama bu diğer ülkeleri zor duruma sokuyordu çünkü Ostra büyük tahıl ticaretinde önemli rol alıyordu ama içeriden hiç bir şey çıkmadığı için tahıllar bitiyordu. Sonunda Iceworth zorla Ostra'ya girmeye çalıştı. Bulduğu tek şey ise boş evlerdi. Tüm ülke sanki yok olmuş gibiydi."

"Yani...herkes, ölüler ?" Dedim merakla. Sonuçta bir anda yer yarılıp içine girecek halleri yoktu ya.

"İşte sonradan fark edildiği üzere herkesin heykel olduğunu anladılar. Yani insanlar...Ne oldu kimse bilmiyor. O en başta heykel sandıkları şeylerin fazlalığıyla insanlar bunu garipsemiş. Daha sonra bir kaç kişi tanıdığı birine benzeyen heykeller görünce şaşırmış. En sonunda Icewort kralı gidip Ostra kral ve kraliçesini heykel halinde görünce her şey açığa çıkmış."

"Onları öylece bırakmışlar mı ?" Dedim ürpererek. Bu konu tüylerimi diken diken etmişti.

"Icewort kralı diğerleriyle beraber Ostra'ya tekrar gelmiş. Simyacılar heykelleri nasıl hayata döndürebilir uğraşmış. Hatta içinde hapsolduğunu düşündükleri insanları çıkarmak için türlü deneyler yapmışlar ama onları çıkarmak için yapılan en ufak darbede heykeller küllere dönüşmüş. Cadılar üzerinde büyü olduğunu iddia edip kaldırmak için bir sürü büyü yapmış ama nafile. Hiç bir şey onları eski haline getirememiş." Dedi Minzy. Bu olayın onun ilgisini çektiği gözlerinden belliydi.

"Peki onlara ne olmuş ? Yani onlarca kişiden bahsediyors-"

"Onlarca değil." Dedi Dara. "Binlerce kişiden. Ostra ikinci dünyanın en kalabalık ülkesiydi. İnsanlar ilkel çağlardan beri en çok ateşi benimsemişti çünkü aydınlık getiriyordu. Hayatta kalma iç güdüsü bile korkudan geçer ve hayattaki en büyük korku karanlığa bağlıdır. Karanlık seni içine çeker. Görmeni engeller. Duyularını bile senden alır. Bu yüzden ateşin ikinci dünyada yeri çok önemliydi. Tabi bu olaydan sonra insanlar bunu istemedi. Ateşin lanet getirdiğini ve Tanrıların onları cezalandırdığını düşündüler."

"Ama bu saçmalık! Onlara biri bir şey yapmış olmalı."

"Krallığım bunu çok araştırdı. Ostra Zurgar'a yakındır. Üstelik ne kadar diğer ülkelerle de iyi olsak da onunla dost ülkeyiz. Bu durum halkımızı derinden yaraladı. Hala yıl dönemlerinde ülkenin her yerinde anma törenleri yapılır ama maalesef. Bunu yapan kişi hakkında bir şey bulamadık."

"Ama şimdi sen ateşsen bu da hala yaşayan birileri var demektir. Anne babanla konuşman gerek çünkü yerlerini anca onlar biliyordur. Eh sonuçta onlarda ateş." Dedi Bom heyecanla. Ben ise yavaşça yutkundum.

"Benim annemle babam peri değil."

"Ne ?" Diye üçünün aynı anda tepki vermesi bile beni geriyordu.

"Faniler. Ne ikinci dünyadan ne de benim burada olduğumdan haberleri var. Yani üzgünüm ama bildiklerini sanmıyorum."

"Annen ve baban değil onlar." Dedi Dara. Bütün prensesler böyle kaba mıydı yoksa bu tamamen onun kişiliği miydi ?

"Ah evet prenses bunun bende farkındayım! Bu yüzden beş büyükleri arıyordum" diye sesimi yükselttiğimde bu sefer Minzy ve Dara'nın aksine Bom sakin gözüküyordu.

"Beş büyükler mi ? Sen deli misin be ? Onlar tehlikeli!"

"Peki ailemi nasıl bulacağım ? Bir fikrin var mı Minzy ?" Dedim hızla. Bende tehlikeli olduklarını anlamıştım ama yapacak başka bir şey yoktu.

"Bunu düşünmemiz gerek. O zamana kadar kimse kimseye bir şey demesin." Dedi Bom. İşte şimdi Dara ve Minzy ona uzaylı görmüş gibi bakıyordu. "Ne ?"

"Sen okul adına çalışıyorsun farkındasın dimi? " Dedi Dara alayla. "Ayrıca neden birilerinden sır saklamam gerekiyor ?"

"Dara peki gidip herkese onun ateş olduğunu mu anlatalım ? Sonra ne olacak ? Chaerin'i burada tutmazlar ve ülkeler onu alıp sorguya çekmeye çalışır."

"Tamam en iyisi Zurgar'a gitmesi. Aileme haber verir ve onu bir arabayla aldırırım."

"Politik olma prenses." Dedi Bom sinirle ."Yıllar sonra gördüğün ilk ateşi herkesin önüne mi atacaksın ? Senin halkın ve Zurgar bundan mı ibaret ?"

"Sen ne cüretle halkıma laf edersin? " Diye çıkıştı Dara. Hızla ayağa fırladım.

"Bakın gerilmenizi istemiyorum. Açıkçası...ben kim olduğunu bilmiyorum. Neden buradayım bunu bile bilmiyorum. İçimdeki his sanki..buraya aitmişim gibi hissettiriyor ama bir yanda da değilmişim gibi. Anlatamıyorum ama...ama sanki önemli bir şey yapmam gerekiyor da bunu unutmuşum gibi. Ve tüm bunlar gerçekten beni bunalttı. Bu yüzden şu ateş konusunu kapatıp önümüze mi baksak ?" Dediğimde üçü de lafımı bitirmeyi bekler şekilde bana bakıyordu.

"Hayır."

"Olmaz."

"I ıh." Dediler. Bana verdikleri ilk tepki buydu ve benim tekrar koltuğa çökmeme sebep olmuştu. Derin bir nefes aldım.

"Chaerin şuan farkında değilsin ama şuan hayatın belki de bütün bir ülkenin hayatına bağlı. Sen sihri öğrenirken biz de bu konuyu araştıracağız. Tüm bunlar olurken de bu konu üçümüz adasında kalacak. Belki.. gerçek aileni de buluruz belli mi olur ?" Dedi Bom yanıma çökerken. İtiraz edemezdim çünkü etsem bile ne değişecekti ki ?

"Müdüre söylüyor muyuz ?" Dedi Minzy.

"Hayır. Bir süre sadece biz bilelim. Her şeyden emin olduktan sonra birilerine gideriz." Dedi Bom ve Dara'ya döndü. "Anlaştık mı ?"

"Of neyse tamam." Dedi Dara ve göz ucuyla bana baktı. "Tüm Zurgar, hava halkı adına ve ateş halkıyla yüzyıllardır gelen dostluğumuz adına sana yardım edeceğim."

"Kısacası arkadaşız diye demiyorsun da lafı dolandırıyorsun" Dedi Minzy

"Biz arkadaş değiliz!" Diye çığırıp banyoya ilerlese de kapının hemen yanındaki aynaya yansıyan gülümsemeyi ben görmüştüm ve o gülümseme tam tersini söylüyor gibiydi.

King Of DarknessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin