Ah çattık ilk günden yine bi ukalaya. Düşünüyorum da bunlar beni sinir etmek için mi var? Çocuğun her ne kadar kulağıma eğilip fısıldaması hoş bi şey olsa da içimi ürpertti. Sakince ona bakıp "Kusura bakma başka yer yoktu beraber oturmak zorundayız" dedim.
Beni kabaca ittirip "Ben öyle bi zorunluluk görmüyorum" dedi.
Ben beni ittirmesinin şokunu yaşarken Tuana yanıma gelip " Aldırma o herkese karşı böyle herkes onun ilkokul çocuğu olduğunu düşünüyor. " dedi
Ben popomun acısına aldırmadan Tuananın yardımıyla ayağa kalktım.
Göz ucuyla kendini beğenmiş ukalaya sinirle baktım ama bana bakmıyordu bile. En azından bi özür dilemeliydi. Aman ne saçmalıyordum ben be çocuk kaba herifin teki beni hızlıca ittirip ilgilenmiyor bile ben hala tutmuş çocuğun özür dilemesini bekliyorum. Yine salaklığım tuttu. Halbuki sadece popomun üstüne düşmüştüm kafamın değil!
Eski Güneş olsa bu ukalaya gününü gösterirdi ama kendime söz vermiştim acılarımı unutup yeni sayfalar açıp kimseye bulaşmadan sade bi hayat süreceğim diye. Bakalım ne kadar bu sözüme sadık kalacağım?
Ben bunları düşünürken yanıma Tuana geldi. Elinde iki tane kahve vardı. Teşekkür edip kahveyi aldım. Tuana bana dönüp " Alınma sen ona , o kimseyi sevmez bi grubu var onlarla takılır geri kimseyi takmaz okulunda sahibi olduğu için yaptıkları yüzünden pek de ceza almaz. " dedi.
Ben ağzım açık bi şekilde Tuanayı dinlerken yine göz ucuyla ukalaya baktım. Sonra Tuanaya dönüp "Adı ne ?" diye sordum. "Görkem, Görkemli Görkem Sözer" dedi.
Tuanaya dönüp "Dışarı çıkalım mı? "
diye sordum. Evet anlamında başını sallayınca Görkem'e bakmadan sınıftan çıktım.Sözer Koleji epey büyüktü. Hatta bi havuzu da vardı. Tuanayla havuzun yanına doğru ilerledik. Tuana arkadaşlarını görünce yanımdan uzaklaştı.
Ben tek başıma havuzun etrafında dalgınca yürürken ayağım birinin ayağına takıldı. Tam düşecektim ki bi el elimi sıkıca kavradı. Kafamı kaldırınca ukala gözlerin alayla bana baktığını gördüm.
"Daha dikkatli olmalısın güzelim, ayakkabılarımı mahvettin" deyip elimi kendisine doğru çekerken bi anda bırakıverdi. Sanırım bu onda huydu beni havuzun içine itti.
"Sen gibi eziğe yardım edeceğimi mi sandın?Gerçekten çok aptalsın."
Ah bu çocuk gerçekten sinirimi bozuyordu. Ona aldırmadan havuzdan çıkıp sınıfa doğru ilerledim.
İnsanların bana gülerek bakmasına aldırmadan arabamın anahtarlarını aldım ve lanet sınıftan tıslayarak çıktım. Bu gibi durumlar için arabamda yedek kıyafetim mutlaka olurdu.
Arabamdan siyah eşofmanlarımı aldım ve soyunma odasına doğru ilerledim. Bi an önce üstümdeki kıyafetlerden kurtulup eşofmanlarımı giydim. Sarı saçlarıma ne kadar uydu bilmem ama vücudumu tam anlamıyla sarıyordu.
Kıyafetlerimi değiştirdikten sonra sınıfa geçtim. Aptal sırıtmalara ifadesizce bakabildiğim için bi ara kendimi tebrik edecektim bunu unutmamalıyım.
Bu Görkem'e gününü göstermeliyim ama nasıl?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka Muhtaç
JugendliteraturYeni bir okul aşka inanmayan birinin hayatını nasıl değiştirebilir ki? Güneş gibi parlayan bi kız, yakışıklılığıyla dikkat çeken Görkem. İkisi de bu kadar bencilken kader bunları birleştiribilecek miydi acaba? Yoksa Görkemin karanlık geçmişi peşler...