İyi okumalar🩵
Ben Asena , adımın aksine bir kurt değil kurtların en büyük düşmanı olan cadı ırkındanım. Adım neden Asena ailem dışında kimse bilmiyor ve bu sır ailemle birlikte toprağa gömüldü.
Kim bilir belki de zamanla bunu birlikte öğreniriz.
Eğitimim biter bitmez verilen ilk görevle yurttan ayrılmak zorunda kaldım.
Verilen görev insan olduğunu iddia ettikleri bir kızdı fakat biliyordum ki o kız bir insan değil güçleri kilitlenmiş , zavallı halde bırakılan cadı krallığının varisi , Umaydı. Bundan kendinin bile haberi yokken şu anki varisin nasıl haberi vardı? Bilmiyorum.Onu izlemek için kurt krallığının topraklarında eyaletlerin en sefil halde olanında hayatımı sürdürmek zorundaydım. Ne kadar iğrenç bir durumdu.
Yine yağmurlu günlerden birinde dışarıdaydım çünkü küçük varis dışarı çıkmaya karar vermişti. Aramızda belli bir mesafe bırakarak ilerliyordum.
Merkeze gidiyordu. Evleri şehrin merkezine uzak bir yerdeydi haliyle erzak almak için inmeleri gerekiyordu. Neyseki benim öyle bir sorunum yoktu her hafta krallık tarafından erzak yolluyorlardı.
Merkeze indiğimizde kızın alışverişini yapmasını bekledim. Beklemekten nefret ediyordum! Çok uzakta olmayan bir standın üzerindeki kırmızı elmaları görmemle eş zamanlı olarak oraya doğru ilerledim.
Satıcının müşterileriyle konuşmasını fırsat vererek bir elmayı aldım ve gizledim. Tekrardan gözetleme yerine ilerlerken "hey sen elma hırsızı!"
Hızla peşimden gelmesiyle adımlarımı hızlandırdım. Biraz eğlenmem de sakınca yoktu.Ormana girerek daha da ilerledim. Adımlarımı durdurduğumda hemen arkamda o da durdu. "Her hafta elmalarımı çalan sensin! İşte şimdi yakaladım şimdi ne yapacaksın bakalım." Dedi öfkeyle karışık alayla.
Alayla güldüm beni yakaladığını mı sanıyordu.
Ona doğru döndüm.
Beni baştan aşağı süzerek beğeniyle dudaklarını büktü. " Borçlarını ödemenin zamanı geldi."
Üstümde kapüşonlu sweatshirt ve gri bir pantolon vardı. Bu halimle bile onu etkilediğim için kendi kendime güldüm fakat adam da oldukça zevksizdi.
"Sana verebileceğim param yok." Gerçekten de yoktu ve bunu bildirmeliydim. Cadıların kullandığı para kurtlar ve insanlardan farklıydı.
"O zaman başka şekilde ödeyebilirsin."
Cüretkar konuşmasına karşılık küçümseyici bir şekilde baktım. 40 lı yaşlarının ortasında evli olmasına rağmen böyle konuşması akıl almazdı.
Başka genç kızlara yaptığı sarkıntılıkların haddi hesabı yoktu.
Ona doğru adım attım.
Onu öldürmek kimse için sorun olmazdı.
Ona doğru yürümemden cesaret almış olacak ki o da bana doğru adam attı.
Kapüşonlumun şapkasının kapattığı gözlerimden bir haberdi.
Şapkayı indirdigimde göz göze gelmemizle yerinde donakaldı. Eflatuna dönmüş harelerim parmaklarımın arasında dolaşan gücümün hareleriydi." Ateş"
Elimi hızla adama doğru uzattım. Adamın alevler içinde kalmasıyla acıyla çığlık attı. Tiz sesiyle ağaçlardaki kargalar ağaçtan kaçtı.
Aklıma Umay'ın gelmesiyle elimi alnıma vurdum. Hızla yanmış berbat kokan cesetin yanından geçtim. Tekrardan pazara farklı bir yoldan indiğimde etrafta onu göremiyorum.
Meydandaki çoğu kişi birkaç dakika önceki çığlığa doğru ilerliyordu. Bu işimi kolaylaştırmıştı Umay'ı ileride görmemle rahat bir nefes aldım. Alışverişini yapmış kalabalığın aksine umursamazca ilerliyordu.
Geri dönüyorduk.
Dikkat çekmemek için boş tezgahlardan birinden bir poşet ve içine açılmış boş bir kese koydum.
Gelirken kalabalık olan yolun bomboş olması benim için avantajdı. Şapkamı geri takmadan ilerledim, çok yakınıma gelmeden gözlerimdeki eflatun hareleri görmek zordu çoğunluğunu gizliyorduk fakat bazen en olmadık zamanda ışıldıyabiliyordu.
Gök gürültüsüyle başımı yukarı kaldırdım. Kasvetli havaları seviyordum fakat ıslanmayı asla.
Umayın birden sola ormana dalmasıyla şaşkınlıkla saliselik durdum. Hızla peşinden ilerledim, durmasıyla bir ağacın arkasına geçtim.
Ormanın ortasında öylece duruyordu, ne yaptığını anlayamıyordum. Elindeki poşetleri karıştırarak bir tane torbayı çıkardı. İçindeki havuç ve çürük marulları eline alarak ilerledi.
Hemen ileride olan çukurun yanına koyduğunda cukurdan iki beyaz tavşan çıktı. Başlarını okşadı sanırım bu yabani tavşanları evcilleştirmişti güzeldi akşam yemeğim belli olmuştu.
Oraya o kadar çok dalmıştım ki belime sarılan kollarla küçük bir çığlık attım. Neyse ki son anda eliyle ağzımı kapatmış bizi yakalanmaktan kurtarmıştı.
Hızla arkamı döndüğümde Ulaşın kırmızı hareleriyle göz göze geldim.
"Seni özledim." Mırıldanışıyla başını boynuma gömdü , şah damarımı öpmesiyle onu ittim.Onu görmeyeli uzun zaman olmuştu ilişkimiz toksitleştikçe ondan uzaklaşmıştım fakat o beni saplantı haline getirmişti.
"Burda ne işin var?" Dedim Ulaş cadı krallığının topraklarında yaşıyordu daha doğrusu sürgün edilen vampir halkın çoğunluğu cadı krallığına sığınmıştı. Bunu ne kadar istemeselerde mecburdular gidecek yerleri yoktu vampir krallığının topraklarını kurtlar işgal etmişti.
" Bunu sana sormalı bu iğrenç köpeklerin yaşadığı semtte ne işin var?" Kurtlardan ölesiye nefret ediyordu.
"Burada yaşamaya karar verdim."
Bana inanmamışça baktı " seni tanıyorum buna inanmamı bekleme!" Sesini yükseltmesiyle hızla öne atılarak ağzını kapattım. Başımı çevirerek umayın olduğu yere baktım fakat yoktu.
"Sussana gerizekalı! Bizi yakalatacaksın. Kahretsin gitmiş." Ulaşı iterek ormanın içine Umayın az önce olduğu noktaya koştum.
"Şimdi anladım birini gözetliyorsun ama neden, o kızın özelliği ne?" Konu oldukça ilgisini çekmişti.
"Seni ilgilendirmez bir daha buraya gelme başını yakarım!" Omzuna sertçe çarparak caddeye koştum. Belki de eve dönmüştür fakat bu birkaç dakika içinde olması imkansızdı.
Caddeye çıktığımda sağa sola baktım.
O sırada ormandan bir çığlık yükseldi.
Bu Umayın çığlığıydı.
*************
*********
![](https://img.wattpad.com/cover/316968310-288-k383606.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mühürlenmiş Cadı
Werewolf"Demek eyaletin korktuğu cadılardan biri sensin ha?" Dedi alaycıl şekilde. "Varlığımız krallığınızın en büyük korkusu olduğunu bilmek beni gururlandırdı. Ne o yoksa sen benden korkmuyor musun?" dedi giydiği pelerinden görünen tek yer olan kırmızı...