Proditione

53 5 5
                                    

Kızışmış kumlara basarak son sürat denize doğru koşmaya başladım. Balıklama bir şekilde denize atladığımda, sıcaktan alev alacak raddeye gelmiş bedenimin ferahladığını hissettim. Yüzeye çıkarak önüme gelen kısa tutamları geriye doğru ittim. Sinsi bir sırıtışla az ilerimdeki arkadaşıma doğru yüzmeye başladım. Suyun içine girerek Ömür'ün bacağına asıldım. Suya batınca, hemen yüzeye çıkarak kafasına bastırdım.

''Az kalsın ölüyordum lan.'' dedi yüzeye çıkıp öksürerek. Sırıttım. ''Kötüye bir şey olmaz koçum.'' dedim omzunu patpatlayarak. Bir süre daha boğuşup denizden çıktık.

Vücudumu kurularken şezlongda uzanmış güneşlenen Ecrin, gözlüğünü hafif aşağı indirerek bize baktı. ''Acıktım ben.'' dedi karnını ovuşturarak. Tam o sırada Ömür'ün saçlarını savurmasıyla sular Ecrin'e sıçradı. 

''Yapma!'' Çığlık atıp yattığı yerden kalktı. Ömür'ün daha çok yapmasıyla çığlık atarak kaçmaya başladı. Gülerek onları izledim. Eşyaları toplayarak arkalarından gittim.

Yemek için sofrayı kurduktan sonra bahçede olan ikizime seslendim. ''Dora! Yemek hazır. Gelin hadi.'' 

Borazan sesiyle cevap verdi. ''Geliyoruz.''

Mutfağa girdiğimde tabaklara yemek koyan Nida'nın yanağına bir öpücük kondurdum.

''Ellerine sağlık. Mis gibi kokmuş.'' Gülümseyerek cevap verdi. ''Afiyet olsun kuzum.'' 

Tabakları içeriye götürmek için çıkacağım sırada k-9 köpeği gibi havayı koklayarak Ömür içeri girdi. ''Sote ha?'' dedi dudaklarını yalayarak. Elini uzatacakken eline vurdum.

''Parmaklama.'' 

''Neyi?'' diye sordu sırıtarak. ''Kendini'' Göz kırptım.

Tabakları masaya dizmeye başladığımda bahçe kapısından içeri Dora ve Emir girdi. Bir kolu Emir'in belini sarmışken, şakağına öpücük kondurdu.

''Sevginizi gözüme sokmayın. Az ötede yaşayın'' dedi merdivenlerden inen Ecrin.

''Kıskanma zilli. Bir gün senin de olur.'' dedi Emir. Tam sandalyeye oturacağı sırada ne ara geldiğini kestiremediğim Ömür, Emir'in sandalyesini çekti. Gürültüyle kalçasının üstüne çakılmasıyla kahkaha atmaya başladık. 

''Ulan puşt. Gel buraya ağzına sıçacağım. Götüm kırıldı sanırım.'' 

Kalçasını tutarak doğrulmaya çalıştı. Dora gülmemeye çalışıp götünden tutarak destek(?) oldu. ''Lan bastırmasana. Kırıldı diyorum.''

''Kırılsa duramazsın yavrum.'' dedi kalçasını okşayarak. ''Duramıyorum zaten şerefsiz.''

Sinirli kahveleriyle Ömür'ü aradı. Köşeye oturup yemek yemeye başlayan Ömür ile daha da kızdı. ''Gamsız puşta bak. Götümü kırdı utanmaz bir de karşıma geçmiş yemek yiyor. Boğazında kalır inşallah.'' Ömür gülerek ağzına büyük bir ekmek parçası attı. 

''Köpeğin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı.'' dedi ağzını şapırdatarak. 

''Ulan!'' Yerinden kalkmaya çalıştı. Dora gülerek sevgilisinin omuzlarından bastırıp, boynuna ardı ardına öpücükler kondurdu. Emir'in sakinleşmesiyle kapıdan içeri elinde market poşetleriyle Doruk girdi.

''Ne oluyor kardeşim. Ne bu tantana?'' dedi kapıyı kalçasıyla ittirerek.

''Klasik Ömür ve şakaları işte'' dedi Ecrin elini geçiştirircesine sallayarak.

''Yine ne yaptı bu dalyarak? Emir'in böğürmesi sokağın başına kadar geliyordu.''

''Abartma lan sende.'' dedi Emir burnunu kırıştırarak. 

''Çanağı kırdım'' dedi ağzına kaşığı tıkıştırıp gevşekçe. Emir'in Ömür'ün kafasına kaşık fırlatmasıyla kafasını eğip, öpücük atarak yemeye devam etti. Ömür'ün ensesine bir tane patlatarak sandalyeye oturdum. 

''Vera, sen niye vurdun ki şimdi?''

''İçimden geldi.''

Karanlık çökmesiyle birlikte biralarımızı alıp sahile inmiştik. Yanan ateşin etrafında oturmuş, bira yudumlayarak sohbet ediyorduk. Oturduğu pufu bana yaklaştırarak dibime giren Ecrin'in omzuna kolumu attım.

''Üşüdün mü barbie bebek?'' dedim kolunu sıvazlayarak. ''Üşüdüm.''

''Kısacık tişörtle çıkarsan üşürsün tabii. Tarzan mısın kızım sen?'' Çenesini omzuma yaslayıp, başını kaldırarak dudak büktü. ''Unutmuşum. Ne yapayım.'' Kolumu çekip doğruldum. Üzerimdeki sweati çıkarıp, başından geçirdim. Bedenimi süzüp üzerimdeki bol tişörte bakarak ''Ama sen üşüyeceksin.'' dedi.

''Üşümem'' dedim göz kırparak. Eski pozisyonu aldığımızda ortada dönen konuya kulak kabarttım.

''İnanıyorum ki bu sene mezun olacağım'' dedi Ömür.

''Bu zekayla o iş zor.'' dedi Doruk. Kalbini tuttu. ''Acıttın.'' 

''Bir kere öpersen geçer ama.'' dedi kafasını Doruk'a yaklaştırarak. Dudaklarını öne çıkardığı sırada Doruk kafasından itti gülerek. ''Siktir git.''

Soluna dönerek kafasını Nida'nın omzuna koydu.

''Görüyorsun dimi Nida'cım?''

''Görmüyorum. Hadi gözlerini kapat da uyu. Uykun gelmiş bak senin.'' 

''Pü. Seni de esefle kınıyorum.''

Biramdan bir yudum alarak, bakışlarımı dalgalanan denize diktim. Kara bir çarşaf gibi görünüyordu.

''Oha! Bu götten bacaklıların burada ne işi var?''

Bakışlarımı Ömür'e çevirdim. 

''Kim?''

Arkamda bir yere bakıyordu. Arkamı döndüğümde nefes alamadım. 

İhanetin kanlı elleri boğazımdaydı.

KOR |GXG|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin