𓆸

512 52 13
                                    

❝Özlemek bu dokunmakla geçmiyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Özlemek bu dokunmakla geçmiyor..

Gözlerini yavaştan açan Minsun karşısında Chan'ı görmesiyle tebessüm etti. Onu o kadar çok özlemişti ki dün gece babasını görmesinin korkusunu bile unutmuştu. Ona olan kırgınlığı bir köşeye bırakıp huzurla uyumayı tercih etmişti. Ama tek seferlik yapmıştı bunu. Chan'la bir daha olamayacağını o da biliyordu aynı Chan gibi. Parmağını yanağında gezdirdi narince. Her bir detayına aşık olduğu adamdı. 

Bir daha olamayışlarına gözleri doldu. Akan bir damla yaşını sildi. Onu uyandırmamaya çalışarak kıyafetlerini ve çantasını alarak odadan çıktı. Üstünü çabucak giyindikten sonra çıkardığı kıyafetleri katladı. Çantasından çıkardığı post-it ve kalemle bir şeyler yazmaya başladı.

"Teşekkür ederim, her şey için."

Katladığı kıyafetlerin üstüne koyup sessizce çıktı evden. 

Çantasından telefonunu çıkarıp saate baktı. Buradan direkt tavukçuya geçmesi gerektiğini fark etti. Jisung'dan da birkaç cevapsız arama vardı. Numarasını tuşlayıp telefonu kulağına götürdü.

"Alo Jisung."

"Minsun sabahtandır neden açmıyorsun ?"

"Kusura bakma ya sessizde kalmış."

"Birlikte gidelim diye aramıştım neyse tavukçuda görüşürüz o zaman."

"Tamamdır görüşürüz."

Minsun adımlarını hızlandırıp otobüse doğru yol aldı. Her an babası karşısına çıkacakmış gibi hissediyordu. Adımlarıyla dönüp dönüp arkaya bakmaları birleşiyordu. Bu korkuyla yine tek başına cebelleşiyordu.

Okul için kurduğu alarmıyla kalkan Chan yanında Minsun'u göremeyince panikledi.

"Minsun nerdesin ?"

Hızlı adımlarla içeriye geçince dün Minsun'a verdiği kıyafetlerini gördü. Üstündeki kağıdı da tabi. Notu okuduktan sonra yerine koydu. Biraz da olsa belki araları düzelir diye geçirmişti içinden dün gece.

Mırıldandı keni kendine.

"Zaten ne sandın ki onca şeye rağmen bir gecede her şeyi unutacağını mı ?"

Kafasını iki yana sallayıp hazırlanmak için odasına döndü.

--

"Hu hu dünyadan Bang Chan'a !"

Felix bir kaç kere seslense de Chan onu duymamıştı. Elini salladı gözünün önünde.

Chan kendine gelip Felix'e baktı.

"He efendim ?"

"Kardeşim nerelere daldın öyle ?"

Saçlarını karıştırıp ofladı Chan.

"Anlattım ya hani sana dünü. Babası tekrardan karşısına çıkıp ona zarar verirse diye korkuyorum."

"Abisinin duymasını istemediğini söylemiştin dimi ?"

Chan çaresizce kafasını salladı.

Felix biraz düşündükten sonra heyecanla konuştu.

"Jisung'a söyleyelim. Ne de olsa hep yan yanalar hem belki o gidip abisine de söyler hm ?"

Chan Felix'in fikrini mantıklı bulmuş olacak ki telefonunu cebinden çıkardı. Jisung'a mesaj yazmaya başladı.

"Jisung sana yazdığımdan Minsun'un haberi olmasın. Onun olmadığı müsait bir zamanda beş dakika konuşabilir miyiz ?"

Felix'e dönüp konuştu Chan.

"Umarım mesajı Minsun görmez."

"Umarım."

Chan ve Felix tam derse girecekken Chan'ın telefonuna gelen bildirimle durdular.

"Tam şuan profesörle bir şey hakkında konuşmaya gitti müsaitsen kafeteryada konuşalım."

"Müsaitim geliyorum."

Chan Felix'ten ayrılıp koşar adımlarla kafeteryaya doğru ilerledi. İçeri girdiğinde Jisung'u görmesiyle masaya gidip oturdu.

Jisung herkese pozitif yaklaşsa da tabiki olayları bildiği için Chan'a karşı soğuktu.

"Umarım mantıklı bir şey konuşacaksındır benimle."

"Merak etme Minsun'un iyiliği için konuşmak istedim."

Jisung'un ağzından 'hah' gibisinden bir gülme çıktı.

"Minsun'un iyiliğini isteyebilecek son kişisin biliyorsun değil mi ?"

"Jisung bana olan kızgınlığını bir kenara koyup diyeceklerimi dinler misin, lütfen ?"

Jisung bir şey demeden aşağı yukarı kafasını salladı.

"Dün kütüphaneye giderken Minsun'la karşılaştım ama yanında babası var-"

"Ne babası mı !??"

Jisung anlık tepkiyle sesini fazla yükseltmişi. Sonra elini alnına vurdu.

"Onu yalnız bırakmamalıydım."

"Dur bir sakin ol. Ben hemen gittim yanına yardımcı oldum ama o abisine falan söylemememi istedi."

"Bu kız beni delirtecek. O adam neler yaptı ona hâlâ abisinin huzurunu düşünüyor korkmadan."

"Ne yaptı ki bu kadar ? Eskiden de sıkıntılıydı babasıyla ama bu kadar kötü olduğunu hiç görmemiştim."

Jisung derin bir nefes aldı.

"Üç yıl önce şiddet uygulayıp bir odaya kitlemiş eğer Minho abi gelmeseymiş.. ah neyse."

Chan duydukları karşısında yumruklarını sıkıyordu. Keşke dedi içinden keşke dün öldüresiye dövseydim o herifi.

[BÖLÜM SONU]

Bitmesin Hikayemiz | Christopher Bang ChanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin