❝Bitmesin hikayemiz..❞
✿
..Seninle aynı okulda olmanın bu kadar beni zorlayacağını tahmin edemezdim. Bana bakarken ateş saçan gözlerin her seferinde kalbimi kül ediyor. Geçen sarılarak uyuduğumuz gün varya belki de üç yıl boyunca uyuduğum en güzel uykuydu. Uzaktayken bir şekilde ittiriyordum ama yanındayken seni özlemek çok zormuş be Minsun..
Minsun Chan'ın en son yazdığı yazıyı da okunduktan sonra defteri yatağa bırakıp yüzünü ellerinin arasında aldı. Bağıra bağıra ağlıyordu. Ne yapacağını bilmiyordu. Bunların altından nasıl kalkacağını bilmiyordu. Sevdiği adam bunları çekerken ondan nefret edermişçesine yaşadığı günlerden utandı.
Ağlaması hafifleyince yataktan kalktı. Üstüne montunu geçirip defteri de aldıktan sonra telefondan Chan'a mesaj attı. Kapıdaki aynadan kendine baktı. Mahvolmuştu resmen. Ağlamaktan kızaran gözleri ve şişen yüzünü umursamadan evden çıktı.
Minsun : "Hemen sahile gel."
Mesajı okuyan Chan şaşkınlıkla ekrana baktı. Buz gibi soğuk bir mesajdı. Ne olduğunu anlaması için hemen kalkıp üstüne bir şeyler geçirdikten sonra sahile doğru yol aldı.
Sahile vardığında pijaması ve bol montuyla denizi izleyen Minsun'u gördü. Hızlıca yanına yaklaşıp omzunu dürttü.
Minsun döndüğünde kızarmış gözleriyle göz göze gelince şaşırdı. Ağlamaktan mahvolmuştu resmen.
"M...Minsun."
Şaşkınlıktan kekeledi Chan.
Minsun, elindeki defteri ağır hareketle kaldırıp görmesini sağladı. Chan'ın şaşkınlığı ikiye katlanmıştı. Ne diyeceğini bilemedi öylece elindeki deftere baktı.
"Ne zaman gerçekleri anlatacaktın Chan, ne zaman ?"
"Minsun ben-"
"Ben her aklıma geldiğinde kendimi korudum senden. Her kalbim ağırdığında kendime kızdım. Beni sevmediğine inandırdım kendimi. Terk etti seni Minsun yoluna bak artık dedim..."
Birden bastıran yağmur Minsun'un göz yaşlarıyla yarış haline girmişti.
Devam etti, sesi fazlasıyla yüksek çıkarak.
"Tüm bunlara neden tek başına katlandın ? Hem bana hem kendine neden acı çektirdin ? Neden acı cekerken yanında olmama izin vermedin neden !!?"
Minsun bir yandan bağırırken bir yandan Chan'ın göğsüne, sıktığı yumruklarıyla vurmaya başladı.
"Minsun dur artık."
Durmadı, "Neden ?" diye sayıklarken vurmaya devam etti.
Chan bileklerinden tutup bir kere daha "Dur artık." dedi.
Minsun'un sayıklamaları dudağında Chan'ın dudaklarını hissetmesiyle kesildi. Minsun gözlerini kapatırken karşılık vermeye başladı.
Aldığı karşılıkla Minsun'un tuttuğu kollarını boynuna dolarken daha çok hareket ettirdi dudaklarını Chan. Boşta kalan ellerini beline dolayıp iyice kendine çekti.
Yağan yağmur ikilinin çok özlediği bu anı süslerken bir yandan da göz yaşlarına karışıp yanaklarından süzülüp gidiyordu.
İkili nefes nefese ayrılırken Chan alnını Minsun'un alnına yasladı. Ağlamaktan kan çanağına dönmüş iki çift göz bu kadar acıya rağmen göz gözelerdi. Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar aşkla bakıyorlardı birbirlerine.
"Seni kurtulduğun karanlığına geri iterim diye çok korktum Minsun."
Alnını ayırıp yüzünü avuçlarının içine aldı, baş parmaklarıyla göz yaşını sildi. Alnına bir öpücük kondurduktan sonra konuşmaya devam etti.
"Seni deliler gibi sevmeme rağmen bunu yapmak zorunda kaldım. O anki psikolojim en doğru bunu gördü. Eğer.. eğer bana bir şey olsaydı-"
Yanağındaki elleri tutup lafını kesti.
"Sus, söyleme böyle şeyler. Bak burdasın yanımda."
Chan gülümsedi. Evet gerçekten buradaydı tam yanında.
Minsun içini döküp öylesine hafiflemişti ki kuş olup uçsa abartı olmazdı. Zaten hasta olduğunu ilk öğrendiği cümleden itibaren Chan'ı affetmişti bile. Düşündüğü gibi Chan onu bırakıp gitmemişti. Onun için aşkını kalbine gömüp acısıyla tek başına savaşmıştı. Evet Minsun da kötü günler geçirmişti ama artık bunların bir önemi yoktu. Hepsi geçip gitmişti. Artık sadece Chanla mutlu olmak istiyordu..
✿
[BÖLÜM SONU]
•Medyadaki şarkı bu bölüm için yazılmış gibi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitmesin Hikayemiz | Christopher Bang Chan
FanfictionVe ekledi.. "Beni karanlığının içine çekiyorsun." Min Sun duyduğu cümle karşısında öylece kaldı. İki senedir biraz olsun Chan'la nefes almışken şimdi niye böyle olmuştu ? Sadece sustu, susuyor gözükse de içinde fırtınalar kopuyordu. Onu asıl üzen...