MEDYA: bölüm fotoğrafı
👶İYİ OKUMALAR👶
KARAN ACAR'IN ANLATIMIYLA
Saat gece 10 olmuştu. işlerim saatler önce bitmişti ama ben odamdan çıkmamıştım. Buradan çıkınca nereye gideceğimi, ne yapacağımı bilmiyordum. eve gitmek zor geliyordu ama bir yandan da eve gidip kızımın eskiden kalan kıyafetlerine sarılıp uyumak istiyordum.
Masanın üzerinde bulunan kızımın son fotoğrafını elime aldım. Doğal sarı-kahverengi saçlarını güzel bir topuz yapmıştım ama çok hareketli bir kızım olduğu için topuz çoktan dağılmıştı. Üstünde ki eşofman takımı onun annesine ne kadar çok benzediğini o kadar çok belli ediyordu ki, menekşe rengi gözleri ile gülümseyerek kameraya bakıyordu.
O kadar güzeldi ki, benim dokunmaya bile kıyamadığım kızımı almışlardı. Bir daha da hiç görememiştim. Eğer şuan yaşıyor olsaydı 17 yaşında olacaktı, eminim ki en az annesi kadar güzel bir genç kız olacaktı. Ne çok isterdim ikisinin de yanımda olmasını
Kapının tıklatılması ile hızlı bir şekilde elimdeki resmi geri yerine bıraktım. kapı açıldığında içeriye şirketten çıkmaya hazır bir şekilde uraz girdi.
"abicim işin saatler önce bitmiş neden çıkmadın" dedi yanıma gelirken, kolumdan tutup beni kaldırmaya çalıştı normalde gücü yetmezdi ama ona karşı çıkmadım. Kenardan montumu aldığında beni sürüklemeye başladı
Arabanın yan koltuğuna oturduğumda o da yanıma oturdu ve arabayı çalıştırdı. Şirketten uzaklaştığında 5 saniyeliğine bana döndü "mezarlığa gidecek miyiz?" dediğinde usulca başımı salladım. Onları çok özlemiştim. Her gün iş çıkışında yanlarına giderdim.
Araba bir süre sonra mezarlığın önünde durduğunda boğazımda bir yumru oluştu. Buraya gelmek bir yandan canımı yakarken bir yandan da bana iyi geliyordu. Uraz arka koltuktan vanilya çiçeği buketlerini bana uzattığında uzun süre çiçeklere baktım.
Lara'mın en sevdiği çiçeklerdi. Mezarına her gelişimde bir buket getirirdim. Çiçekleri ondan aldığımda arabadan inip ağır ve zorlu adımlarla mezarlıktan içeri girdim. Ardından yıllardır ezberlediğim yollarda ilerledim.
İki mezarın tam ortasında durup gözlerimi mezar taşlarının üzerlerinde yazan yazılarda gezdirdim. Öldüklerine inandırmayacak bir kanıt istiyordum. dizlerimin üzerine çöktüğümde elimde ki buketlerden birini lara'nın mezarının üstüne diğerini ise kızımın mezarının üstüne koydum ama elimi topraktan çekmedim.
Ne çok isterdim bu toprak yerine kızımın saçlarına dokunmayı
...
Bir gün daha bitmişti, ay yeniden yerini güneşe devretmişti. Elimde ki şişeyi salladığımda boş olduğunu belli eden ses çıktığında sinirle balkonun duvarına fırlattım. Mezarlığa gitmenin yükü her zaman olduğu gibi yine ağır gelmişti. rahatlamanın en kolayını alkolde bulmuştum.
Sarsak adımlarla odadan çıkıp aşağıya indim. saat daha çok erkendi, evde çalışanlar kahvaltıyı yavaştan hazırlamaya başlamışlardı. Onlara bir şey demeden salona ilerlerken kapı güçlü bir şekilde çaldı.
Bu saate kim benim kapımı bu kadar sert çalmaya cüret ederdi. Adımlarımı kapıya yönlendirdim. Bir iki adım sonra kapıya ulaştığımda sinirle kapıyı açtım. 50'li yaşların sonunda bir adam kapımda bekliyordu. adam bir yerden tanıdık geliyordu ama hafif alkolün verdiği kafa ile tanıyamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alisa-TAMAMLANDI-
ChickLit13 yıl olmuştu kızını görmeyeli, onu öldü sanalı... karısının ölümün ardından bir de kızının ölümü ile yaşamaya çalışan Karan Acar bir gün evine gelen bir adam sayesinde tüm gerçekleri öğreniyor. peki ya kızı, kızı onu ve bu hayatı kabul edecek mi? ...