'Çınar ağacı'

28 6 2
                                    




Kan bağının sadece kelimelerden ibaret olması gerçeği benim de hayatımın gerçeğiydi. Ve bu gerçeklerin son zamanlarda daha çok üzerime gelmesi omuzlarımı dik tutmamı engelliyordu.

Elimdeki kahve dökülmüş resme tekrardan baktım. 1 haftadır uğraştığım resme kahve dökmüştü sevgili kuzenim. Annem ile babamın tayini çıktıktan sonra beni teyzeme bırakmışlardı. 12. Sınıf olduğum için düzenimin bozulmasını istemiyorlardı. Ancak böyle daha çok düzenimin bozulduğunu bilmiyorlardı.

Onlarda kalmaya başladığımdan beri bana karşı nefreti artan Feyza'nın son yaptığı ise annem ile babamın resmine kahve dökmesiydi. Ona karşı olan öfkemi tutmuş sınıftan fırlamıştım. Şuan ise okulun arka bahçesindeydim. Buraya girmek yasak olduğu için kimsenin gelmeyeceğine güvenerek gözyaşlarımı serbest bıraktım. Annemler gittikten sonra yaslanabileceğim tek şey bu çınar ağacıydı.

Ancak ağacın birkaç yüzyıllık olması yüzünden zarar görmemesi için bu alanı kapatmışlardı. Ağzımdan bir hıçkırık daha kaçtığında gözlerimi gökyüzüne çevirdim.

Gökyüzünün fotoğrafını çekmek için telefonumu cebimden çıkartım. Gelen bildirim sesiyle gözyaşlarımı silerek ekrana baktım.

Bilinmeyen numara: Niye ağlıyorsun?

Gördüğüm yazı ile kaşlarımı çatıp etrafta bakışlarımı gezdirdim. Ağlarken birinin beni görme ihtimali canımı sıkmıştı. Mesaj atanın Feyza olma ihtimali ise sinirlenmeme sebep olmuştu.

İnci: Feyza sen misin? Yetmedi mi artık?

Bilinmeyen numara: Feyza değilim.

Numara Feyza'nın değildi ama sırf benimle uğraşmak için bile yeni bir numara alabilirdi.

İnci: Kimsin o zaman?

Bilinmeyen numara: Sadece niye ağladığını merak eden biri.

İnci: Canım ağlamak istedi ağladım.

Bilinmeyen numara: Sadece ağlamak istediğin için ağladın yani.

İnci: Aynen öyle.

Bilinmeyen numara: Tamam öyle olsun. Ama ağlamak sana hiç yakışmıyor.

Sadece gözlerimi devirmek ile yetindim.

İnci: Ağlamanın yakıştığı biri var mı sahiden?

Bilinmeyen numara: Yani yok aslında ama gözlerim daha çok ortaya çıktığı için bana yakıştığını söyleyenler oldu.

İnci: Tamam bu kadar saçmalama yeter. Kim olduğunu söyle artık.

.Görüldü.

Adım seslerini duyduğumda doğruldum. Her gün Selami amca buraya gelip bakım ve temizlikle uğraşırdı. Yakalanmamak için duvara tırmanıp atladım. Ayağım burkulmuştu ama acımı göz ardı ederek hızla uzaklaştım.


Arkadaşlar merhaba. Bu kurgu aklıma gelince beni biraz heyecanlandırdı umarım siz de seversiniz. Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

İNCİ-TEXTİNG-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin