"Güzel günler mazide kalmış, ben hâlâ rüyada."
"Orospu çocuğu suçu olmadığını söylüyor anlamıyor musun?!" diyerek bağırdım.
"Senin belanı sikeceğim." dedim. Sertçe yutkunup karşımda ağlayan babamın başında dikilen adama doğru ilerledim, ağır bir yumruğu yüzüne geçirdim ve bir diğer yumruğu daha yüzüne geçireceğim sırada elimi yakalamasıyla bileğimi döndürmesi bir oldu.
"Siktir." diye mırıldandım.
Babamın ağzından küçük bir "Oğlum!" isyanı çıkmıştı ama söyler söylemez susup içinde olduğumuz dev bahçeden koşarak uzaklaşmıştı.O sırada döndürülen kolum yüzünden dudaklarımdan derin bir inleme döküldü.
Dudaklarını yalayıp yüzümü yavaşça süzdü. Islanan dudakları öylesine güzel duruyordu ki birkaç saniye gözlerim dudaklarında takılı kalmıştı.Bunu fark ettiğinde küçük bir tebessüm yüzünde belirdi. Ardından tutarak döndürdüğü kolumu bırakıp diğer eline aldı ve onu diğer tarafa doğru sertçe çekti.
Bu hareketiyle ona sırtımı dönmüş oldum, elimi bileğime atıp ovalamaya başladığımda arkamdan yaslanıp önümdeki iki elimi ayırıp sırtımda birleştirdi.
Ne kadar yakın olduğunu hissedebiliyordum. Ellerimden bastırıp öne doğru eğilmemi sağladığında, yemin ederim ki yakınlığını hissediyordum.
Kollarımı kurtarmak için çırpındım ve "Bırak beni!" diyerek ona emirler yağdırdım.
Küçücük bir mırıldanma işittim ondan.
"Bu konumdayken çırpınmasan senin için daha sağlıklı olur." dedi gülerek. Sesinin dalgalanmasından sessizce güldüğünü anlamıştım.
Kurtulma çabalarıma son verdim fakat öfkeme son veremedim.
"Babam sana diz çökmüş suç işlemediğini söyleyip işi için yalvarırken gülüyordun orospu çocuğu!"
O an takım elbiseleri içinde, çalışanlardan olduğunu düşündüğüm biri geldi.Bu şekilde birisinin beni görmesi gerekiyor muydu? Utançtan gözlerimin yaşardığını hissedebiliyordum, belki de kolumdaki önceden kalma sızıdandı.
"Efendim, Bay Hakan'ın suçlu olmadığı kanıtlandı. Güvenliğe saldırıldığı sırada görevli odasında uyukluyormuş. Araştırmalara göre sistemimize girebilecek güçte olan hiçbir bağlantısı yok." diyerek eğildi ve hızlıca uzaklaştı.
"Duydun mu? Babamın hiçbir suçu yok!" diyerek sinirle kendimi kurtarmaya çalıştım.
"Sikeyim, sana sabit dur dedim." diyerek kollarımı serbest bıraktı.
Kalçalarımdaki hissiyatından kurtulduğum için rahat bir nefes aldım.
"Sana babamın suçu yok dedim." diyerek tekrarlarken, dikleştim ve bileğimin sağlamlığından emin olmak için birkaç kez hareket ettirdim.
Baştan aşağı vücudumu süzdü ve gülümsedi.
"Baban az önce işini kaybetti çocuk adam." dedi.
Babamın iş sırasında görevli odasına gidip uyuması doğru değildi, onu kovmalarını garipsememiştim.Fakat babamı ziyarete gittiğimde onu patronunun önünde diz çökmüş, suçlu olmadığına onu ikna etmeye çalışırken gördüğümde, sinirlerim oynayıvermişti. Çünkü o gülüyordu, acımasız canavar, demiştim içimden. Ona haddini bildirmeyi kendime görev edinmiş, aklıma estiğince olaya girmiştim.
Eğer beni eğip birkaç saniye önceki pozisyonda dakikalarca tutacağını bilseydim ilk yumruğumu attıktan sonra topuklardım.
Ona cevap vermediğimde devam etti,
"Baban kaçtığına göre cezasını da sen çekeceksin." dedi."Ne saçmalıyorsun sen?" diyerek onunla alay ettim ve bahçenin kapısına yolumu tuttum. Bu benim, biz yavaştan kalkalım, deme biçimimdi.
"Aptal bir mafya falan mısın?" dedim giderken.
Cevap vermedi. Tekrar alayla güldüm ve elimi bahçenin kapısına attım.
Birkaç saniye sonra görüşüm suratıma geçirilen siyah bir çuvalla engellendi ve kollarım tekrar arkamda birleştirilerek gittiğim yönün tersine sürüklenmeye başladım.
Bu da onun, daha karpuz kesecektik, deme şekliydi.
"Görüşeçeğiz!" Uzaktan seslendiğini duydum.
Evet, diye geçirdim içimden.
Kesinlikle, Görüşeceğiz.;
Öldüm bayıldım ayıldım geldim su an MERABA UMARIM ZEVKLE OKUMUSSUNUZDUR SAGLICAKLA KALIN💘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nobran BxB
Fanfiction"Seni diğerleri gibi öldürmeyeceğimi biliyorsun değil mi?" diye sordu zehirli elleriyle ensemi okşarken. "Biliyorum." dedim. "Daha acımasızca öldüreceksin." +18