Ölüm Tanrısı'nın Laneti

93 13 9
                                    


NOT: Buradaki olayların Novelle bir alakası yok, hepsini sallıyorum.

Kim Dokja sonunda biraz dinlenebilecek zaman bulabilmişti. Bitirdikleri senaryo bedenini fazlasıyla zorlamış, onu her zamankinden daha fazla yormuştu. Sert ve soğuk zemine oturduğunda derin bir nefes aldı, sonraki senaryo bundan çok daha zor olacaktı ve hazırlanmalıydı. Yavaşça gözlerini kapattı, takım arkadaşlarının sessiz sohbeti yavaşça daha da sessizleşmiş, giderek duyulmaz olmuştu. Kısa süre içinde derin uykuya daldığında, uzun süre sonra ilk defa göğsü uykunun verdiği rahatlıkla yavaşça inip kalkmaya başlamıştı. Sessiz ve yavaş nefes alışları, yüzündeki ifadeyle beraber onun ne kadar rahat olduğunu ispatlıyordu. Bunu gören Lee Gilyoung yüzündeki minik, tatlı gülümsemeyle bir süre daha onu izledi. Küçük çocuk yavaşça uyuyan bedene yaklaşmış, hemen yanına uzanıp başını dizine yaslamıştı. Ekipteki herkes, özellikle de bu küçük, zavallı çocuk Kim Dokja'ya inanılmaz bir sempati besliyordu, ona olan güveni sarsılmazdı. Kısa bir süre sonra hissettiği hafif titremeyle gözlerini yavaşça araladı, dizine yaslandığı savunmasız adamın gerilmiş yüz hatlarına baktı. Yoksa dizi yaralı mıydı? Yatarak canını acıtmış olma düşüncesi minik kalbine bir hançer gibi saplanmış, ondan uzaklaşmasını sağlamıştı. Çok geçmeden duyduğu mırıltılarla duraksadı, rahat bir nefes verdi. Sadece o aptal adam hakkında başka kabuslar görüyor olmalıydı. Hafifçe iç çekti, tekrardan yavaşça dizine uzanıp gözlerini kapattı.

"Seni aptal Güneş Balığı! Kendine gel, henüz böylece gidemezsin!" Kim Dokja, kolları arasında sıkıca tuttuğu bu iri adamın kanlı yüzüne bakmaya devam etti. Yüzündeki kederli ifade her geçen saniye biraz daha acınası oluyordu. "Yoo Joonghyuk! Hadi ama, aç gözlerini!" Onu son kez sertçe sarstı, öyle ki başı hafifçe yana eğilmiş, saçları yüzünü kapatmıştı. Kim Dokja onun hareketsizce duran elini kavradı ve yanağına yerleştirdi, gözyaşları yanaklarından akıp zavallı adamın izlerle dolu elini ıslatıyordu. "Sen böyle ölemezsin, Yoo Joonghyuk.. Benim yüzümden böylece ölemezsin, üstelik bu aptal senaryoda.." Kim Dokja'nın acınası sesi birkaç Takımyıldızı'nın dikkatini çekmişti. Önüne düşen ekranı umursamadan kolları arasındaki bedene tutunmaya devam etti. "Senin.. İleride çok tatlı bir kızın olacaktı.. Eşinle.. Ve çocuğunla, mutlu bir hayat sürecektin.. Kızınla çay partisi yapacak, hayatının geri kalanını mutlu geçirecektin.. Şimdi burada, benim gibi basit birisi için ölme, lütfen.. Aptal Güneş Balığı seni.." Kim Dokja, dikkatini çeken yazıyla ıslanmış gözlerini sildi, burnunu çekti.

[Takımyıldızı 'Alevin Şeytanvari Yargıcı' Söyledikleriniz karşısında duygulandı.]

Bu ismi sıkça görüyordu. Son kez burnunu çekip kollarının arasındaki bedene gömüldü. Ona sıkıca sarılıp minik hıçkırıklarına devam etti.

[Takımyıldızı 'Alevin Şeytanvari Yargıcı' Gözyaşlarına boğuldu.]

Kim Dokja sonunda çekilecek gücü bulduğunda onu yavaşça, dikkatle bırakıp geriledi. On yılı aşkın zamanda okuyup bitirdiği hikayedeki bu adam, ölmüştü. Yeri geldiğinde hayranlık duyduğu, yeri geldiğinde nefret ettiği adam, son nefesini kolları arasında vermişti.

[Takımyıldızı 'Alevin Şeytanvari Yargıcı' ölen 'Yoo Joonghyuk' karakterini yeniden hayata döndürmek için 'Ölüm Tanrısı Yama' ile anlaşma yaptı.]

Kim Dokja gördüğü ekranla sessiz kaldı. Sonunda hafif kıpırtı gözüne çarptığında dudaklarını araladı, kelimeler ağzından aciz bir hıçkırık sayesinde çıkamamıştı. Ölen Yoo Joonghyuk, Takımyıldızlarının merhameti sayesinde tekrardan hayata dönmüştü.

[Takımyıldızı 'Ölüm Tanrısı Yama'nın laneti aktive edildi.]

Anında yüzünden silinen masum gülümseme, yerini dehşet dolu bir ifadeye bırakmıştı. Yoo Joonghyuk, ağzından hâlâ akmaya devam eden kanlarla, nefret dolu bir şekilde Kim Dokja'ya bakıyordu. Yerinden kalktı, kırılan kemikleri yüzünden düzgün yürüyemiyor, artık tam olarak yaşamadığı içinse güçleriyle kendini iyileştiremiyordu. Kim Dokja irkilerek geriledi, gözleri korkuyla dolmuştu.

Yaoi OneShotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin