12 Mayıs 2015
Park Jimin, en yakın arkadaşı Kim Taehyung ile kollarındaki sepete market reyonlarından kaptıkları abur-cubur ürünlerini atarken ne izleyeceklerini tartışıyor, karar veremiyorlardı. Bir gün bu kararsızlıkları onların sonu olacaktı.
"Ya polisiye varken dram izlemek niye?"
Jimin sinirle oflayarak elindeki cipsi de sepete atarken kendi fikrini savunmaya başlamıştı.
"Çünkü pek sevgili arkadaşım olan Taehyung; ben polisiye filmlerinde bulunan cinayetlerden, kandan, ortamların gericiliğinden hoşlanmıyorum. Bunu sen de çok net bir şekilde biliyorsun."
Yanında dikilen Taehyung'a bakmak amaçlı dönerken arkadaşının arkasında durup kendi dudaklarına parmağını bastırmış bir hâlde 'sus' işareti veren Seokjin ile bozuntuya vermeden konuşmaya devam etmiş ve gözlerini karşısında bulunan sıkılmış çocuğa dikmişti.
"Üstelik dram filmlerini izlemek çok zevkli, duygularını daha net hissediyor insan."
Taehyung derin bir oflama sunacakken arkasından ona dolanıp sarılan kollarla korkarak hafif bir çığlık atmış ve arkasına dönmek istemişti ancak kollar bunu engellemişti. Jimin kahkahasını bastıramayarak gülerken Jin kollarını çekmiş, böylece kollarına dolanan kuzeni ona doğru dönmüştü.
"Bir de polisiye tutkunusun, birisi sana sarılınca hemen korkuyorsun."
Taehyung ise şoku atlatınca Seokjin'in omzuna vurmuş ve sitemle konuşmaya başlamıştı.
"İnanamıyorum sana Hyung! Cidden korktum. Ayrıca sana da yazıklar olsun Jim, resmen arkamdan kuyumu kazdın."
Taehyung Jimin'den bir açıklama bekliyordu oysa Jimin gülüşünü durduramıyordu bile...
Bu sırada cips reyonuna yaslanmış önündeki durumu izleyen Yoongi ise halinden memnun bir şekilde ellerini ceplerine koymuş tanıştırılmayı beklemişti. Onu fark eden ise Jimin olmuştu.
Bakışlarını tanımadığı bu şahsiyete çevirmiş, solan gülüşü ile gözlerine dik dik bakmıştı. Onun bakışlarına aynı şekilde karşılık veren Yoongi ise bunun bir yarışma olduğunu varsaymış, gözlerini karşısındaki tatlı çocuktan çekmemişti. Jimin'in bir yere odaklandığını gören Jin ise arkasında unuttuğu arkadaşını hatırlayarak onun koluna elini koymuş ve yanına çekelemişti.
"Çocuklar, en yakın arkadaşım Yoongi ile tanışın. "
Tae, Yoongi'yi görünce hemen tavırlarını değiştirmiş, elini uzatarak tanışma faslına geçmişti.
"Ah şey, az önce şahit olduğun manzaradan dolayı özür dilerim, normalde hiç öyle birisi değilim. Ben Taehyung."
Yoongi, Taehyung'un bu kadar gerilmesine gülerken elini sıkmış ardından Jimin'e bakmıştı. Göz göze gelişleri ile gülüşü tebessüme dönerken boğazını temizleyerek konuşmuştu.
"Sen de hain Jimin olmalısın?"
Sepeti tutan sarışın çocuk, yeni tanıdığı bu çocuğun ses tonundan bile etkilenirken ellerinin titrediğini hissetmişti. Konuşmak için ayırdığı dudakları sessizliğine devam ederken rezil olduğunu düşünerek ağlayası gelmişti. Bu duygu değişimleri de neyin nesiydi?
Hâlâ cevap bekleyen Yoongi'yi fark edince kafasını onaylarcasına sallamıştı. Bir müddet sesini kullanamayacaktı anlaşılan. Bu duruma gözleriyle şahit olan Taehyung ise aklındaki tüm şeytanları uyandırmış, dişlilerini birbirine çarpıtarak hızlanan çarklarını kullanıyordu.
"Hey, film gecesi yapacağız. Bize katılmak ister misiniz?"
Bir kere daha düşünmeden ortaya attığı fikir kendisinin de hoşuna gitmişti. Onların cevabını beklerken Jimin, büyüttüğü gözlerini Yoongi'den alarak Tae'ye yöneltmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fourth Of July // Yoonmin √
FanfictionTarih 4 temmuzu her gösterdiğinde Min Yoongi zamanı geriye almak istiyordu.