Mavi solarsa kasımpatının çürüğünü sever miydi insan?

94 21 136
                                    

24 Ağustos 2017

Park Jimin, en sevdiği arkadaşlarından birisi olan Kim Taehyung ile beraber okul sayesinde tanıştığı Jeon Jungkook ve Jung Hoseok ile sinemaya gitmek amaçlı hazırlanıyorken ne giyeceğine karar verememiş bir şekilde elinde tuttuğu kıyafetlere sürekli bakıp durmuştu. Bir gün bu takıntısı onun sonu olacaktı.

"Sence hangisi?"

Elindeki kıyafetleri, yatağında uzanmış bir şekilde kendisine bakan sevgilisine gösterek seçmesini istemişti. Sevgilisi ise doğrularak ayağa kalkmış ve ona doğru ilerlemişti. Askıları elinden alıp kenara koyarken bir elini Jimin'in yanağına, diğer elini ise belinin kavisine koymuş kendine doğru çektikten sonra dudaklarını dudaklarına örterek minik bir öpücük bırakmıştı.

Jimin bu minik öpücük ile yüreğinin havalanacağını düşünürken karşısında duran kişi konuşmaya başlamıştı.

"Açıkçası sana en çok benim dudaklarım yakışıyor ama mavi senin favorin, bu yüzden kesinlikle mavi takım."

Ağlayacağını düşünmüştü Jimin, gerçekten seviliyordu. Gözlerinin dolduğunu fark edince hemen arkalarında kalan askılardan mavi ceketli olanını seçmiş, sevdiği adama göstermişti.

"O hâlde bu takımın üstüne bir kere daha dudaklarını alırım, ne dersin?"

Min Yoongi, Jimin'in bu arsız tavırlarına gülmüştü. Ne ara bu hâle geldiklerini bilmiyordu ama feci hoşuna gitmişti.

"Benim dudaklarımı hep alırsın derim."

Jimin, sevgilisinin sözleri üzerine üstünü, onun önünde çıkartmaya başlamıştı. Tişörtü zaten yoktu, eşofmanının ipini tek çekişle çözdükten sonra bacaklarından aşağıya doğru indirmişti. Yoongi karşısındaki manzarayı izlerken farkında bile olmadan yatağa oturmuş, gözlerini alamamıştı.

Evet, defalarca şahit olmuştu ancak her seferinde yaşanan durumun ana unsuru olan bedene hayran oluyordu ve bu Jimin'in çok hoşuna gidiyordu.

En sonunda Jimin tamamen giyinip hazır olduğunda Yoongi'nin telefonla uğraştığını görmüştü. Kaşlarının çatılmasına engel olamazken konuşmaktan kendini alamamıştı.

"İstersen sen de gel, hem beraber takılırız hem de çocuklar seni daha yakından tanır."

Telefona kilitlenen genç adam sevgilisinin sesiyle telefonu kapatarak bir köşeye koymuş ve ayağa kalkmıştı yeniden.

"Bebeğim benim biraz işim var, siz güzelce eğlenin. Ayrıca mutlaka çıkarken bana haber et, ben seni alırım olur mu?"

Jimin anladığını belirtircesine kafasını sallarken aklında dolaşan tilkileri kenara itelemişti. Daha fazla sorup onu sıkmak istemezdi çünkü.

Evden çıkmadan önce sözleştiği gibi öpücüğünü almıştı ama içi rahat değildi. Yol boyunca kafasını kurcalayan düşünceler onu hapsederken çok abarttığını dile getiriyordu beyni, lâkin kalbi bu durumda daha baskın bir hâle bürünmüş; bir bit yeniği olduğuna dair fısıltılar gönderiyordu endişeli gence. Aklı beş karış havada tabirinin birebir görselini oluşturan Jimin, bir şekilde çocuklarla buluşacakları alışveriş merkezine ulaşmış ve diğerlerine yansıtmadan görüşmüştü. Tabii Taehyung bir şeyler sezmiş olsa bile ortamı bozmamak için çıtını çıkarmamıştı.

İstedikleri filme girmiş ve güzelce eğlenmiş olmalarına rağmen Jimin iyi hissetmemişti. Zaten filmin bitmesine az kalmıştı. Arkadaşlarına çıkacağını, onları bekleyeceğini söylemiş ardından kimseleri rahatsız etmemek için eğilerek koltukların bölümlerinden ayrılmıştı. Merdivenlerden de indikten sonra üstündeki bu hissi atmak amaçlı lavaboya gitmiş, eline yüzüne su tutmuştu. Ona ne zıkkım olmuştu?

Fourth Of July // Yoonmin √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin