3 temmuz 2020
Park Jimin, yaz mevsiminin nefret ettiği bunaltıcı sıcağında bir parkta, en yakın arkadaşının kuzeni ve kuzeninin sevgilisini; yani Jin ile Namjoon'u bekliyordu.
Aslında bekliyordular: Taehyung, salıncağa binmiş olan sevgilisi Jungkook'u sallıyor; Hoseok ise onlara bakarak Jimin'e dert yanıyordu.
"Bence ben fazla iyiyim, ondan dolayı sevgilim yok."
Jimin, yanındaki kızıl saçlı çocuğa dönerken göz devirmişti.
"Hayır hyung, sadece gerektiğinden fazla ciddiyetsizsin."
Sözünü bitirir bitirmez kafasında hissettiği darbe onun yeniden göz devirmesini sağlamıştı.
Bu sırada karşıdan el ele tutuşarak gelen Namjoon & Jin çifti ise parkta çocuklaşan Taehyung & Jungkook çiftini gördükten sonra olası bir çocuk sahiplenme durumunda onlarla olan tüm bağını kesmeyi düşünüyorlardı. Aynı düşünceyi çoktan bağıra bağıra dillendirmiş olan Jimin, gelen hyunglarıyla beraber ayağa kalkmış ve hızlı olmaları gerektiğini söylemişti.
Herkesi bir çardağa toplamış, kafalarında ne yapacaklarını kurguluyorlardı. İlk konuşan kişi Hoseok olmuştu:
"Bence bir tanga ile karşısına çık, hayır diyemez."
Onun kolunu sıkan Seokjin mantıklı bir yol bulmaya çalışıyor gibiydi. O bu tür şeylerden fazla anlamazdı. Şu zamana kadar herhangi birisine oldukça önemli bir şey teklif ettiğini hatırlamıyordu; Namjoon hariç.
Jungkook, Taehyung'un çardakta bulunan masaya koyduğu koluna kafasını koyarak boş bakışlarını etrafa gönderiyordu. Uykusu gelmişti çünkü sevgilisi, onun sırtını minik dokunuşları ile okşuyor gibiydi. Mırıltısı sessiz olan çardağın ortamını bozarken dedikleri diğer herkese mantıklı gelmişti.
"Sade olsun, Yoongi hyung şatafatlı şeylerden haz etmez bence. Hem sen ne yaparsan yap o teklifine şaşıracaktır."
Jin onayladığı belli olan mimikle kafasını sallarken, kolunu ovuşturmakta olan Hoseok ise yeniden konuşmuştu.
"Bence tanga konusunda anlaşalım."
Herkes bıkmış bir hâlde isyan ederken dayanamayan Jungkook kıkırdamıştı. Taehyung ise onun kıkırtısı ile eğilerek yüzüne bakmıştı. Sevdiği çocuğun gülüşünü izlemek onun için cennetin yasak ikramından alınan bir pay gibiydi.
Jimin, iyiden iyiye gerilen sinirlerini atmak amaçlı oturduğu yerden kalkarak AVM'ye gitmeleri gerektiğini söylemişti. Aslında işini tek halledebilirdi, sadece ne olur ne olmaz diye arkadaşlarını da çekeliyordu. Gün sonunda pişman olacağını tahmin ediyordu, haklı da çıkmıştı.
Gün içinde girdikleri AVM'de aradıkları yeri bularak oyalanırlarken yanlarından iki kişinin kaybolduğunu hissetmişlerdi: Hoseok ve Jungkook. Jungkook'un telefonu Taehyung'un cebinde kalmış, Hoseok ise çağrılara dönmüyordu ve bu ikili yalnızken neler yapabileceklerini aklına bile getirmek istememişti Jimin.
Önce elektronik eşyaların satıldığı mağaza zincirinden birine gitmişlerdi. Mağaza yeni açılmış gibiydi, önünde duran kocaman balonlar göz kamaştırırken nedensizce dikkat çekiyordu. Namjoon ve Jin aralarda gezinerek ikiliyi ararken Taehyung ile Jimin ise kaçak ikiliyi söylene söylene mağazanın diğer taraflarında aramıştı.
"Jimin, buna bakman lazım."
Taehyung'un gülerek konuşması ilgisini çekerken hemen bahsettiği şeye bakmak amaçlı yanına gitmişti. Telefonların dizili olduğu sütunlara doğru ilerlerken bir tuhaflık fark edememişti. Sütuna yaklaşıp Taehyung'un yanına gittiğinde ise deneme amaçlı konulan telefonların duvar kağıtlarının hepsinde Jungkook ve Hoseok'un gıdığının belli olduğu fotoğrafların bulunduğunu anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fourth Of July // Yoonmin √
FanfictionTarih 4 temmuzu her gösterdiğinde Min Yoongi zamanı geriye almak istiyordu.