Uyandığımda hala demirin göğsünde yatıyordum. Sabah olmuştu kendimi dinç ve bir o kadar da bitkin hissediyordum babama haber vermemiştim. Deliye dönmüş olmalıydı hemen kalkıp yavaş adımlarla yukardaki odaya çıktım. Demir hala uyuyordu odadan montumu ve çantamı aldım. Banyo sandığım kapının önünde geldim içeri girdim elimi yüzümü yıkadım. Merakıma yenik düşüp banyo dolaplarını karıştırdım. Acaba bir sevgilisi varmıydı olmamasını dileyerek dolabı açtım. Kız ürünleri bulamyınca mutlu oldum karıştırdığıma da pişman olmadım. Odadan çıkıp salona ilerledim demir uyanmış krem tonlarında ki oldukça rahat ve güzel koltukta oturuyordu.
"Günaydın" dedimyarım ağız gülümsemeye çalışırken
"Günaydın" dedi
soğuk bir şekilde harika yine buzdan adamı oynuyordu.
"Gitmem gerek dün için teşekkür ederim"
dediğimde."Ben seni bırakırım, önce kahvaltı" dedi
"Teşekkürler ama gitmem lazım"
"Lafımı ikiletme ve bana kahvaltı hazırla"
dediğinde ağzım açık kalmıştı. Bir de ben mi kahvaltı hazırlayacaktım ah hiç sanmıyorum.
"Cidden gitmem lazım babam merak etmiştir"dediğimde
"Kendin bilirsin" dedi
beni yine şaşırtmamıştı bu kadar ısrar etmesi bile fazlaydı. Ayakkabılarımı giyip kapıyı açtım nerde olduğumu bilmiyordum hiç tanıdık bir sokak değildi. İçeri girdiğimde
"Nerdeyiz" dedim.Gülümsediğinde bir kere daha ne kadar etkileyici olduğunu farkettim
"Önce kahvaltı sonra bırakırım seni" dedi.Ah süper bir de kahvaltı hazırlayacaktım. "Peki mutfak nerde"
Eliyle bir koridor gösterdi mutfağın orda olduğunu anladığımda ayakkabımı ve montumu çıkardım. Mutfağa doğru ilerleyip dolabı açtım sosis paketini çıkardım salatalık ve domates de çıkarıp kapadım. Bir tava buldum ve sosisleri ikiye ayırdım tavanın altını açtım tekrar dolabı açıp salça çıkardım süper salça soslu sosis yapardım. Annem öğretmişti bu tarifi annem aklıma geldiğinde ağlamaya başladım yere çöküp hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ettim.
"Bu kadar zor geldiğini bilseydim kahvaltı hazırla demezdim" dedi.
"Hiç birşey bilmiyorsun" dedim.
"Kes sesini ve beni eve bırak" dedim devam ederek.
"Bana emir verme" dedi.
"Ah Peki unutmuşum bay ego" diyip
ayaklandım ayağa kalktım. Atakkabımı ve montumu giydim. Dışarı çıktım tabiki arkamdan gelmiyordu. Bay egoist ağlaya ağlaya yürümeye başladım. Nerdeydim ben böyle İzmirdi kesinlikle ama neresi bilmiyordum. Bir araba yanımda durduğunda dünkü olayı tekrar yaşamak istemediğimden koşmaya başladım. Arabadan inenin demir olduğunu farkettiğimde yavaşladım.
"Gel buraya seni aptal"
diyip kolumu sıkıca kavradı arabaya doğru sürüklemeye başladı.
"Bırak canımı acıtıyorsun"
desemde aldırmadı arabaya bindim. O da sürücü koltuğuna binip arabayı çalıştırdı.
Neden ağladığımı bile sormadı odun, duygusuz piç yol boyunca evimi tarif etmek dışında hiç konuşmadık. Evimin önüne geldiğimizde arabayı durdurdu kemerimi çözüp kapıyı açtığımda kapıyla beraber benide çekti. Hızlıca yaklaşıp beni öpmeye başladı bir süre tepki vermesemde sonu kendimi serbest bırakıp bende karşılık verdim. Geri çekildiğinde
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çapkın
ChickLit"Hayata ve herkese karşı acımasızken bir tek senin yanında insan olabiliyorum"