Hem ağlamaya hem koşmaya devam ediyordum. Bacaklarım artık iflas etmişti babam nasıl böyle bişey yapabiliyordu ah babam dedim. Artık o benim babam değildi olamazdı. İşlek bir caddeye girmiştim biraz içip kafa dağıtmak iyi olabilir diye düşündüm. Karşı taraf da "Black Stone" yazan bir bar gördüğümde bara doğru ilerledim. Kapıdaki adam bana çok dikkatli baktıktan sonra önümden çekildi. Oldukça büyük bir bardı kırmızı ve siyahın hakim olduğu, çok güzel olmasa da fena gözükmüyordu. Sigara çok yoğundu, dans eden bir sürü insanlar, öpüşüp yiyişen bir çok kişi. Lavoboyu aramaya başladım kendime baksam iyi olurdu, lavaboyu bulduğumda içeri girdim. Bir kaç kız vardı, yüzüme baktığımda gözlerim şişmiş kıp kırmızı olmuştu. Rimelim akmış, yüzüm berbat gözüküyordu. Yüzümü yıkadım, yanımdaki kızdan kapatacı istedim. Kısa bir makyaj yapıp lavabodan çıktım.
Barmene doğru yaklaşıp ağır bişeyler vermesini söyledim.
Bana uzattığı kristal bardaktaki içkiyi alıp kafama diktim. Ağır ve boğazımı yakan bir tadı vardı olayı düşünmemeye çalışsam da aklımdan çıkmıyordu, aklım almıyordu daha doğrusu nasıl böyle bişey olabilirdi ki?.
Bir daha onun suratını bile görmek istemiyordum.
Bir insana güvenip, yarı yol da kalmak cidden çok zor. Arkadaşlarımı şimdi daha iyi anlıyorum, daha önceki sevgilime de güvenip yarı yolda kalmıştım, pek takılmamıştım. Peki bu neydi, hissettiğim koca bir boşlukta gibiydim. Kendimi daha ne kötü hissedebilirdim ki?
Selini arayıp gelmesini söylesem 'neden moralin bozuk ' gibi bir sürü şey geveleyecek. Peki ben bunu ona nasıl açıklayacağım ?
Utanç verici iğrenç birşeydi bu .
Garsondan daha ağır bir içecek istedim. Büyük bir bardakta adını bile bilmediğim bir içki verdi , içmeye başladım. Selini aramak için telefonumu çıkardım."Efendim tuğçe , bişey mi oldu ?"
"Selin ben bardayım , hiç iyi değilim gelebilir misin ? "
"Hangi bar hemen geliyorum.?"
"Bilmiyorum tam yerini ama ismi BLACK STONE "
"Tamam hemen geliyorum canım bekle"
Dedikten sonra telefonu kapadım. Yanımda olmasına ihtiyacım vardı , bilmem kaçıncı içkimi içiyordum. Başım dönüyordu , miğdem yanmaya başlamıştı tam anlamıyla bok gibi hissesiyordum. Miğdem ağzıma geldiğinde koşa koşa lavoboyu aramaya başladım. Bulduğum kapıdan içeri girdim , boş olduğunu düşündüğüm bir kapıyı açıp içeri girdim. Klozetin kapığını açıp kusmaya başladım , miğdem iflas etmiş durumdaydı. Miğdemdekilerin hepsinin çıktığından emin olduktan sonra kalkıp , elimi yüzümü yıkadım. Yüzüm bembeyaz kesilmişti. Lavobodan çıkıp bar bölümüne gittim , bar bölümünde Demirle karşılaşmayı beklemiyordum. Yanında bir kız oldukça samimi gözüküyorlardı. Bar taburesine oturup Selini beklemeye başladım. Demir beni fark etmiş olacak ki yanıma doğru gelmeye başladı.
"Tuğçe sen iyi misin ? Ne bu hal , niye ağladın ? "
Ağladığımı daha yeni farketmiştim ne ara bu kadar ağlamıştım ki.
"Sanane seni ilgilendirmez " dedim. Onunla uğraşamazdım , açıklama yapmak zorunda da değildim.
"İyi keyfin bilir " diyip. Kızın yanına gitti bay umursamaz.
O sırada bara Selin geldi koşa koşa banı sarıldı."Neyin var senin , çabuk anlatıyosun , bune hal kızım ?" dediğinde kendimi tutamadım ağlamaya başladım. Deli gibi ağlıyordum , başım dönüyordu, bir anda yer ayağından kesildi , gözlerim karardı. Etrafımda ki sesler birer uğultuya dönüştü. Birinin beni kaldırdığını hissettim , o mükemmel koku burnuma çarptı , bu kokuyla o an ölmeyi diledim. Birin adımı tekrarladığın duydum ama gözlerime sanki kilit vurulmuştu. Konuşmayı denedim olmadı. Biri beni kucağında taşıyordu kim olduğundan emin değilim. Beni bir yere yatırdılar bir kaç uğultudan başka bir şey duyamıyordum. Araba olduğunu düşündüm kısa bir yolculuktan sonra durdu. Kapı açıldı beni yattığım yerle birlikte aşağı indirdiler galiba hastanedeydim. Beni bir odaya götürdüler , başımda bir kaç kişi vardı. Koluma sivri bir şeyin battığını hissettim. Tepki veremiyordum , hayat durmuştu sanki , neden bu halde olduğumu bile hatırlamıyordum. Kolumun uyuştuğunu farkettim yavaş yavaş bilincim kapanıyordu.
Demir'den
"Doktor bey tuğçenin neyi var ? Neden bu halde?"
"Tuğçe hanım ağır bir travma geçiriyor , bizi duyuyor fakat cevap veremiyor. Tahminimiz şu ki çok kötü şeyler yaşamış. Bu gibi durumlarda hastalarımız uzu bir süre içine kapanır kimseyle konuşmaz. Sizden istediğimkz tuğceyi yalnız bırakmamanız."
Doktora diyecek hiç birşeyim yoktu sonuçta tuğçe hiç birşeyim değildi. Nedense onu aklımdan çıkaramıyordum son günlerde bişeyler oluyordu , anlam veremiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çapkın
ChickLit"Hayata ve herkese karşı acımasızken bir tek senin yanında insan olabiliyorum"