Odama geçtik. Hayatımda ilk kez bir kadınla bu kadar yakınlaşmıştım. Minibardaki içkileri Sasha ile karşılıklı içerken birden Sasha dudaklarıma yapıştı. Elimdeki viski ustune dokuldu. Altında sudyeni olmadığından ıslanan t-shirtünden goğusleri belli oluyordu. Yavaşça ustundekileri çikardım. Ve yatağa geçtik. Alkolün etkisi ile hepten cesaretlenip sevişmeye başlamamız çok çabuk oldu. Sabah uyandığımda Sasha sağ kolumda yatıyordu ikimizde cıplaktık. Akşama dair çok az şey hatırlıyordum. Saate 9:00'du 10da Bay Eric'in holdinginde olmam lazımdı daha ustadan aracı almamıştım bile. Hemen hazırlandım. Sasha'yı rahatsız etmemek için sessizce çıktım ve çıkmadan bir not bıraktım.
"Dün gece çok güzeldi"
-Aşk Sarhoşu
Hemen resepsiyondan bir taxi çağırmalarını istedim. Taxi geldiğinde hemen sanayiye götürmesini istedim. Sanayiye gelince ücretini ödeyip gönderdim. Dükkana gelmiştim fakat dükkan açık değildi. Sanayideki dükkanlar saat 9:30'da açılıyordu. Yaklaşık 10 dakikam vardı. Beklemeye basladım. Sonunda usta gelmişti aracı aldım. Karttaki adrese sürmeye başladım alışık olduğum bu caddelerde bir yılan misali kıvrılarak gidiyordum. Derken Bay Erick'in evine geldim. Kapıda duran korumaya Bay Erick'in yeni şoförüyüm diyerek kendimi tanıttım. Beni içeri aldı ve Bay Erick'in bulunduğu arka bahçedeki kamelyaya götürdü. Burada kahvaltı yapan Bay Erick beni görünce gülümseyip "Günaydın aç mısın?" diye sordu. "Sabah geç kalktım biraz açım efendim" dedim. Hemen masaya çağırdı ve muhabbet ederken kahvaltımızı yaptık. Bana kim olduğumu sordu doğrusu çok soru soran bir ihtiyardı. Kahvaltı bitince hizmetçiye şoförün kıyafetlerini getirin diye emretti. Hizmetçi jilet gibi bir takım elbise getirdi. Bu arada tostumu ve taze portakal suyumu bitirmiştim. Bayadır taze portakal suyu içmiyordum.Bana yukarıda üstümü goyebileceğimi soyledi. Neyseki burada ehliyet 16 yaşında alınabiliyordu. Ve yukarıda giyindim. 17 yaşında birine gore oldukça olgun gorunuyordum. Geniş omuzlarımı babamdan almışım sanırım. Bay Erick'in yanına geldim. "Hazırsan çıkabiliriz" dedi. Araca dogru ilerledik. Bay Erick ile şirkete gittik. Bana "Saat 12'de beni almaya gel onun haricinde serbestsin" dedi. Saat daha 10:40'dı. Bu süre içerisinde ne yapabilirim diye duşundum. Ve aklıma hala bir telefonumun olmadığı geldi. Hemen bir telefoncu aradım açıkcası teknoloji delisi biri olmadığım için biraz eski bir mantık olsada "Arama yapabileyim arayanda bana ulaşsın" diye düşünüyordum. Tam telefoncuya girmiştimki. Hemşirem de içerideydi. Ona cüzdanı hala vermemiştim ve kendine telefon bakıyordu. Guzel bir telefon beğenmiş ve fiyatını sormuştu. Tam alıcaktı ki cüzdanını bulamadı. Ve cüzdanı şuan Bay Erick'in malikanesindeydi. Hemen telefoncuya "Hanfendinin beğendiği telefon ne kadar" diye sordum. Fiyatı öğrenince aynından bitanede kendime aldım ve ikimizin telefonunun parasını ödedim. Çeki bozdurup paranın bir kısmını bankaya koymuştum fakat bir kısmını yanıma almıştım iyiki. Hemşirem istemesede ona "Arkadaşımın ameliyatını yaptınız hediyem olarak kabul edin" dedim. Teşekkürler ederek minnettarlığını belli etti. Üzerimdeki takım elbise ve aldığım hediye ile fiyakalı bir imajım oluşmuştu bile. Kendime birde hat çıkardım. Ve birlikte dükkandan çıktık. "Gideceğin biryer varsa aracımla bırakabilirim" dedim. O ise "Alışveriş yapıcam işinizden etmiyim. Hem bilirsiniz kadınlar tüm mağazaları gezmeden yapamazlar" dedi yüzünde bir melek misali gülümsemesi ile. Ve bu arada hemen "Hastahaneye gitmiyecekmisin?" diye sordum. Bu gününün ve yarınının tatil oldugunu öğrendim.
- Şey... Eğer akşam boşsan belki bir yemek yiyebiliriz ne dersin ?
+ Neden olmasın.
- O zaman akşama kimseye söz vermek yok. Ve numaranı rica edebilirmiyim ?
+ Tabikide. xxxxxxxxxxxx numaram.
- Peki o zaman akşam görüşürüz.
+ Görüşürüz.
Sonunda amacıma ulaşmama ramak kalmıştı. Arabaya atladım ve hastahaneye gittim. Paul bir akrabası ile hastahaneden ayrılmış. Paul'ün ailesi ile arasının düzelmesini umarak sevindim. Saat 12 ye geliyordu. Az bi zamanım vardı ve şehrin taa öbür ucuna gitmeliydim.