Üniversite üçüncü sınıftaydım, yaklaşık iki yıl öncesinde namaz kılmaya başlamıştım ve Kur'an meali okuyordum. Dışarıda namaz kılarken altıma etek, üzerime hırka, başıma örtü takmak zorunda kalıyordum. Allah'ın huzuruna çıkmak için bu şekilde baştan sona giyinmek zorunda kaldığım için kendimi çıplak geziyor gibi hissetmeye başladım. Namazımı kılarken dışarıda zorlanmamak için yavaş yavaş uzun kollu tunikler giymeye, elbiselerimden, abdestte sorun olmasın diye makyaj yapmaktan vazgeçmeye başladım. Yani zamanla tesettüre çok yaklaşmıştım zaten.
Kur'anı okudukça ise cennet ehlinin özelliklerinden ne kadar uzak olduğumu görüyordum. Üçüncü sınıfın ara tatilindeyken yeni döneme tesettürle başlamayı düşündüm ama cesaret edemiyordum, hukuk okuduğum için de meslek hayatımda da sorun olur, etrafımdan gelen yorumlarla zaten cılız olan hevesim kırılır diye korkuyordum, o yüzden kimseye bir şey söylememiştim.
Pazar akşamı saçlarımı ördüm ertesi gün saçlarımı açar kıvır kıvır giderim ya da başarırsam tesettüre girerim dedim. Bütün gece yarının karın ağrısıyla yatarken bir arkadaşım bana bir fotoğraf attı ama kafamı toplamak istediğim için bakmadım.
Sabah uyandığımda arkadaşıma bir hafta önce doğum günü için hediye aldığım Necip Fazıl Kısakürek'e ait şiir kitabından bana bir fotoğraf attığını gördüm. Gönderdiği şiirde 'Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök' yazıyordu. Sanki benim aldığım kitaptan, tam da o sabah, her şeyden habersiz arkadaşım sayesinde benimle konuşmuştu şair.
Aynanın karşısına geçtim saçlarımı açtım kıvır kıvır çok güzeldi, sonra başımı örttüm, dedim güzel olan bu olacak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesettür Hikayeleri
No FicciónGel kalbinin sesini duyan kardeşim; kalbine iyi gelecek ayak izlerini görebilmen için yazıyorum Annen-baban yap dediği için değil, birileri zorladığı için değil; iradenle Allah'a giden yolda yolcu olmayı seçtiğin için bu yolun yolcularının üniforma...