Selamm:-)
Bu bölümü dün akşam bize gülmekten yemek yedirmeyen Ümmiye teyzeye ithaf ediyorum
Hadi bölüme geçelim, iyi okumalar...
Bir anda okyanusun dibini boylamamla, anlık suda nefes alabildiğimi unutup öleceğim sandım. Sonrasında bana doğru son hız gelen ve köpek balığına benzeyen yaratığı görmem ile kendime gelip yaratığın suratına tekmeyi bastım. Başka yaratıklar üstüme çullanırken suyun kontrolunü ele alıp kendimi hızla havaya fırlattım.
"Shinee!"
"Noluyo amk!?" Bakugou'ya özenircesine bağırıp, suda kalan yaratıklara yumruklarını sallayan Midoriya'nın üstüne düştüğümde verdiğim tepki bu olmuştu.... Sanırım size neler olduğunu baştan anlatmalıyım!
***
Otobüste Bakugou'nun yanında ki koltukta oturuyordum. Herkes gibi o da kendi halinde takılıyordu. Kollarını kucağında birleştirmiş, çatık kaşları ile dışarıyı seyrediyordu. Ayaklarıma baktım. Midoriya'nın aksine- ki kendisi kostümü bildiğin parçalamıştı- benim sadece botlarım zedelendiği için hemen yenisini yapmışlardı ama onun kostümünü tekrar baştan tasarladıkları için o şimdi önümdeki koltukta beden kıyafeti ile oturuyordu. Evet, Aizawa hoca başımızda olmak üzere sınıfça okul gezisine gidiyorduk. Aslında tam olarak gezi sayılmazdı, bize gideceğimiz yerde antrenman yapacağımız söylenmişti...
"Merhaba, çocuklar!" hayranlıkla gözlerimi kırpıştırdım. Resmen kocaman bir kürenin içindeydik ve burada her şey vardı. Binaların olduğu şehir temalı, arama kurtarma temalı, orman temalı, karanlık temalı, okyanus temalı..... Kısacası bir kahramanın karşılaşabileceği her durum için farklı farklı bölümler ayrılmıştı. Etkilenmemek elde değildi. Bizi karşılayan kahramana baktım, kendisi bir çeşit karadelik özgünlüğüne sahipti ve arama kurtarma çalışmalarının bir numarası, gönüllerin kahramanı olan çok tatlı biriydi. Bize burayı gezdirirken birden duraksadı ve kötü bir haber almış gibi Aizawa hocaya baktı.
"Ne old-
"Merkez UA'ya ulaşamıyormuş. Bir saldırı gerçekleştiğinden şüpheleniyorlar."
"Bu imkansız." diye mırıldandı Aizawa hoca sonra Kaminari'ye dönüp ekledi. "Sen, onlarla iletişim kurmaya çalış." Kaminari tedirgince tamam desede özgünlüğünü henüz tam olarak kontrol edemiyordu ve voltajı çok salarsa birden beyinsiz birine dönüşebiliyordu. Kaminari, Aizawa sensei ile gittikten sonra kimseden çıt çıkmıyordu. Herkes ne olduğunu anlamaya çalışıyor, endişeli bir şekilde haber bekliyordu.
Birden bire ortalığı karanlık bir şey kapladığında geriye doğru kaçmaya çalıştım ama her yeri kapladığı için bu hiç bir işe yaramadı. Diğerlerinin de benimle aynı durumda olduğunu gördüğümde artık birinin duruma el atması gerektiğini düşünüp karanlığa doğru bir dalga gönderdim ve şaşkınlıkla gönderdiğim suyun karanlığın başka bir tarafından çıkıp Aoyama'yı yere sermesine şahit oldum. Dehşetle gözlerimi açtım, bu bir çeşit portal özgünlüğü falan mıydı?! Bakugou karanlık yaratığa doğru patlamaları ile saldırdığında, yaratık bize yüzünü gösterdi ve sesindeki bariz alayla konuşmaya başladı.
"Aman aman, bir an beni yakalayacaksınız sandım!"
"Lütfen, geri çekilin çocuklar" ortamda ki tek profosyenel kahramanın sözünü dinleyip arkasına geçtiğimizde parmağının ucundaki kapağı kaldırdı ve etraf birden güçlü bir çekim gücüyle doldu. Portal özgünlüğü olan villain yavaş yavaş karadeliğe doğru çekilirken, sınıftaki diğer herkes gibi hem şaşkınlık hemde biraz hayranlıkla onları izliyordum. Sonra birden karanlık dahada yoğunlaştı, önümde vücudunun yarısı parçalanıp yere yığılan kahramanı gördüğümde ne yapacağımı bilemedim. Daha sonra karanlıktan suratında ve vücudunda eller olan değişik bir adam çıktığında iyice paniklemeye başlamıştım ki, ellerimden ve vücudumun her tarafından istemsizce su akması bu anlama geliyordu-uzaktan bakan biri deli gibi terliyorum sanabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bnha x Reader
Fanfiction"Hadi gidelim, o zaman" Arkamızı döndüğümüzde, hiç kimse bu karşılaşmayı beklemiyordu. Ayriyeten ben don atlet yolun ortasında durmuş, elinde market poşetiyle bize bakan bir Bakugou görmeyi hiç beklemiyordum. Hayretler içerisinde ikimize bakıyordu...