Sonunda Japonyaya gelmiştim. Kimseye haber vermeden bir otele yerleştim.Gizli takılmak istiyordum bir süre. Özellikle Mikeynin çetesini gözetlemek istiyordum. Benden sonra her şey çok değişmişti gerçekten. Ama Mikey asla değişmemişti. O hep böyleydi zaten, bencil egoistin tekiydi. Hâlâ öyle duruyordu.
Otelime iyice yerleşip buralara biraz alıştıktan sonra 'Bonten' hakkında bilgi edinmeye başladım. Kime sorarsam ödü kopuyordu. Kimse konuşmak istemiyordu hakkında. Bilgi almam çok zor olacaktı bu gidişle ama umrumda değildi. Sadece orta yaşlı bir adamdan öğrendiğim kadarıyla, Bontendeki kardeşlerin yürüttüğü bir kafe varmış. Oranın adresini ismini aldıktan sonra oraya gitmeye karar verdim. Çok korkuyordum hayatımı yeniden mahvedebilirdim ama buna değerdi. Hayatımın bomboş geçmesinden çok yorulmuştum.
...
Nihayet kafeye gitme cesaretini toplayıp yoluma koyulmuştum. Kafe roppongideydi, otelime çok da uzak değildi. Hemen gördüğüm taksiyi çevirip bindim. 15 dakika sonra kafenin olduğu sokağa girdim. Ropponginin diğer sokaklarına göre daha sessiz ama hoş bir yerdeydi kafeleri. Sessiz bir yer demiştim ama kafenin içi hiç de öyle değildi. Ünlü bir mekandı anladığım kadarıyla.
Bir masaya yerleştim. Tanınmamak için maske takarak dolaştığımdan dolayı garip bakan insanlar vardı. Hayırdır size ne yani. Neyse ben menüyü incelerken başımda birinin varlığını hissettim. Kafamı kaldırıp baktığımda karşımda 170li boylarda uzun mor saçlı, boynunda 'Bonten'den olduğunu belli eden bir dövmesi olan bir çocuk vardı. İnanılmaz seksiydi. Gözleri zaten ayrı bir güzeldi. Sanırım kardeşlerden birini bulmuştum. İnanılmaz mutluydum. Şimdi geriye sadece yakınlaşmak kalmıştı. Eğer karşımdaki adamın sex düşkünü ve biraz da gay olma ihtimali varsa -ki özür dilerim ama tam o vibe'ı veriyordu- işim kolaydı. E biz de boş değiliz yani. Gayet güzel adamız.
"Ne sipariş etmek istersiniz"
Çapkınca bir tavırla,
"Bilmem, sizce ne etmeliyim"
Tavrıma karşılık bir tavırla gülümseyip yüzüme doğru eğildi.
"Gyozalarımız çok ünlüdür, tavsiye ederim"
"Hmm, o zaman ondan alayım"
"Hemen getiriyorum"
Siparişimi beklerken biraz kafeyi inceledim. Garip tipler vardı. Muhtemelen çoğu ya saçma sapan serserilerdi ya da Bontendendi. Gerçi benim de çok normal bir tip olduğum söylenemezdi. Siparişim gelmişti. Bu sefer getiren kişi sıradan bir çalışandı.
...
Yemeğimi yemiştim. Hesabı isteyip içine numaramı koymayı planlıyordum. Umarım o mor saçlı çocuk biraz da olsa benden hoşlanmıştır.
"Hesabı alabilir miyim"
"Tabii"
Hesabı yine aynı çalışan getirmişti. Tam parayı koyacakken içinde bir kağıt gördüm. İnanamıyorum bir numara ve bir isim yazıyordu. Rindou adında biri yollamıştı. Eğer doğru tahmin ediyorsam bu mor saçlı çocuk olmalıydı. Benim yapmak istediğim şeyi yapmıştı. İnanılmaz heyecanlanmıştım. Hesabı ödeyip hızlıca ayrıldım oradan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rinzu- Ait Olduğum Yer
RandomHer şeyini Japonya'da bırakıp kaçan Sanzu, merakına yenilip geri döndüğünde beklediği gibi olacak mıydı her şey? Arkadaşlar smut var ve angst🤠🤠🤠