Sabah telefon sesiyle uyandım. Arayan Rindi. Uykulu uykulu sesimle konuştum.
(Yazar not: sanzunun uykulu sesini hayal edin.)
"Efendim Rin"
"Nasılsın güzelim"
"İyiyim uyuyordum"
"Özür dilerim uyandırdığım için. Dünü telafi edelim mi diyecektim"
Bu çocuğun işi gücü yok muydu amk.
"Olur aslında"
"Tamam o zaman hazırlan seni almaya gelirim"
"Tamam"
Bu çocuk niye böyle davranıyordu anlamadım. Benden hoşlandığı düşüncesi aklıma geliyordu ama bir türlü olduramıyordum. Koskoca Rindou Haitani benden hoşlanacak değildi ama bu hareketleri de normal değildi. Belki de çok derin düşünüyordum. Sadece eğlenmek için kullanıyor da olabilirdi.
...
Rindou gelmişti. Ve beraber arabasına bindik. Nereye gittiğimizi sorduğumda bir şey söylemedi. Sürpriz deyip geçiştirdi.
"Rinn söyle hadi ya"
"Gidince görürsün bebiş"
"İyi tamamm"
Gideceğimiz yere varmıştık. Issız bir yerdi. Her yer yeşillikti. Ama çok hoş manzarası vardı. Rinle küçük bir yerin tepesine çıkıp oturduk. Hâlâ neden geldiğimizi bilmiyordum ama çok heyecanlıydım yanındayken. Onunlayken güvende hissediyordum, mutlu hissediyordum. İlk defa birine ait hissettim kendimi. Ait olduğun yeri bulmak gerçekten güzel bir duyguymuş...
Yaklaşık 1-2 saat boyunca sohbet edip bir şeyler yedik içtik. Gerçekten çok güzel zaman geçirmiştim ama niye buraya geldik hâlâ anlayamıyordum.
"Rin neden geldik buraya"
"Çok sıkılıyordum, seninle herkesten uzak vakit geçirmek istedim"
"Anladım. Biraz garipsin bugün"
"Bunaldım biraz. Aman neyse ya boş verelim bunları"
Bunu deyip eliyle yanağımı okşamaya başlamıştı. Ben gerçekten aşık oluyordum bu çocuğa. Rindounun beni öpmesini beklerken kafamda bir darbe hissettim. Rindou kafama taşla vurup beni bayıltmıştı.
...
Uyandığımda ellerim bağlıydı. Nerede olduğumu bilmiyorum diyecektim ama biraz inceledikten sonra, buranın dün gece Rin'i takip ederek geldiğim yer olduğunu fark ettim. Sanırım dün yakalanmıştım ve fena sıçmıştım. Ama asıl olay Rindounun bana bunu yapmasıydı. Anlamalıydım zaten. Oyun oynayayım derken oyun oynanan kişi olmuştum. Beynimi sikeyim. Neden güvendim ki ona bu kadar. Neden aşık olmuştum ki. Aptal aptal. Ama güvenmenin bedelini ağır ödemiştim. Her zaman böyle olmamış mıydı zaten...
"Selam Haruchiyo"
Duyduğum sesle irkilmiştim. Bu ses... Çocukluğumdan beri asla unutamayacağım bir sesti. Mikeynin sesiydi.
"Neden peşimizdeydin? Neden kaç yıl sonra çıkıp geldin? Daha doğrusu kaç yıldır nerelerdeydin?"
"Bir sebebi yok"
"NE DEMEK BİR SEBEBİ YOK"
"Yok işte yok. Gittiğim yerde çok bunalmıştım. Haberlerde seni ve çeteni görünce dayanamadım geldim"
"Haberlerde çetemi gördün demek... Hahaha Sanzu hoşuna gitti mi bu büyük çetem"
"Ne diyorsun Mikey"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rinzu- Ait Olduğum Yer
AléatoireHer şeyini Japonya'da bırakıp kaçan Sanzu, merakına yenilip geri döndüğünde beklediği gibi olacak mıydı her şey? Arkadaşlar smut var ve angst🤠🤠🤠