XIV

2.4K 349 130
                                    

Gözlerini araladığında güneş gözbebeklerine dolmuştu. Duyduğu ıslık sesiydi Felix'i uyandıran.

Olduğu yeri inceledi kısık gözleriyle, Hyunjin'in yanındaydı. Elleri birbirine kenetli, gözlerinin önündeki saçların kendisine ait olmadığı açık.

Melodisini sonlandırıp gözlerinin içine baktı yanındaki oğlanın uzun olan.
"Günaydın uykucu."
"Günaydın Jinnie."

İkisi de garipsemedi bulundukları konumu. İki beden bunun için yaratılmış gibi uyumluydu. Parça parça, duygu duygu işlenmişlerdi.

Felix'in omzundan yavaş yavaş kaldırdı kafasını Hyunjin. Onun gözlerine bakacaktı. Gözlerinde, kendisinin hissettiği aşkın aynısını bulmak istiyordu.

Yıldızlarla süslenmiş bir gökyüzüydü güzel oğlanın yüzü. Gözleri diğer yıldızların arasında en büyük olandı. "Gözleri güneş gibi..." dedi içinden. Gülümsemeden edemedi. "Sanırım benim için parlıyor."

"Senin için parlayan ne?"

Düşünceleri sesli dile getirmiş olduğunun farkındalığı ile birkaç saniye donakaldı. Güneş gözlere bakınmaya devam ediyordu. "Gözlerin Felix. Seninkiler de benimkiler gibi." Felix genç oğlanın düşüncelerinden birhaber olarak şaşırmıştı. "Kahverengi olmalarından mı bahsediyorsun?"

Hyunjin duyduğu sözcüklerle sesli bir kahkaha patlatıp yaslandığı ağaç gövdesinden uzaklaştı, ellerini ayırmamaya özen göstererek.

"Hayır Lixie, kahverengi olmalarından bahsetmiyorum." Güzel oğlan meraklı gözlerle bakmaya devam ediyordu. "Ee ne o zaman?"

Boşta kalan elini de tüm cesaretiyle Felix'in eliyle birleştirdi Hyunjin. Sanki bundan gücünü alıyordu. "Benim gibi bakıyorsun bana, kayboluyormuş gibi."

Kelimelerinin doğruluğu ile bir kez daha gözlerinde kaybolmak istedi Felix. Karşısındaki oğlanın sözcükleri kalbine saplanmış, içindeki umutları sonsuza kadar solmayacak bir çiçek gibi açtırmıştı.

Utangaç oğlan ondan daha cesaretliydi şimdi. Bunun için tanrısına günlerce dua edebilirdi Lix. Çünkü kendisi genç oğlanın önünde tüm yeteneklerini yitiriyor gibi hissediyordu. "Kendine gel Felix, şimdi tam zamanı." diye tekrarladı sessizce kendi kendine.

"Hyunjin..."
Kenetledikleri ellerinden birini karşısındaki çocuğun yanağına çıkardı. Hyunjin, bir dokunuşun nelere sebep olabileceğini o an anladı. Yakıyordu tüm vücudunu, benliğini, kalbini...

"Sözcüklerimi sıralarken lütfen ayırma gözlerini benden. Çünkü başka türlü cesaretimi toplayamıyorum." Derin bir nefes alarak sözlerine devam etti Felix. "Her zaman varlığını hissetmek istiyorum. Daima kalbimde, aklımda taşımak istiyorum seni. Nasıl bağlandık böyle? Nasıl bu kadar tutuldum sana?"

Kalbi deli gibi atan oğlanın yanağından çekti elini. Şimdi de kalbine dokunuyordu. "Senin kalbini böyle hızlandıran bensem eğer, söylemek isterim ki..." Kenetli ellerini ayırıp genç oğlanın elini de kendi kalbinin üstüne yerleştirdi.  "Benim kalbimi de hızlandıran sensin."

İkisi birbirinin gözlerinde kaybolurken yönlerini kalp atışlarında buluyordu. Son cümlesini söylemek istiyordu Felix. Son cesaretini kullanmalıydı.

"Ve ben senin sevgilin olmak istiyorum."

Sadece kalp atışları, nehrin sesi ve ikisinin heyecanlı nefesleri duyuluyordu o an. Hyunjin sonunda huzuru bulduğunu hissediyordu. Duymayı sadece hayal edebileceği cümleler kulaklarına dolmuştu. Tüm gücü çekilmişti bedeninden. Karşısındaki çocuğun alnına yasladı kendininkini.

"Sevgilim.."









Oldular...
Texting olarak bölüme devam etmek istiyordum çünkü çok kısa oldu. Fakat büyüsü bozulabilirdi. O yüzden bununla idare edeceğiz... Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın <3
Love you~

 Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın <3Love you~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Asmr | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin