lixieasmr_: Hyunjinnn Niye kapıyı çalmıyorsun Mesajını 15 dakika sonra görmüşüm Hala orada mısın Bekle
hjinnie8: Buradayım Büyükanneni rahatsız etmek istemedim O yüzden çalmadım Ayrıca biraz utandım
lixieasmr_: Seni öpeceğim
Güzel oğlanın mesajını okuyan genç çocuk kalbinin hızlı atışlarına engel olamadı. Felix'in değer verdiği biriyle tanışacak olmak onu fazlasıyla heyecanlandırmışken sevgilisi böyle şeyler diyerek onu bir aptala çeviriyordu. Ayrıca "Büyükannemin sana ihtiyacı var." cümlesini gayet iyi anlamıştı...
Üstünü düzelttikten sonra açılan kapıyla beraber sevgilisiyle buluştu kalbi. Felix şaşkın gözlerle ilk defa canlı canlı gördüğü sarı saçlara bakıyordu. "Çok harika gözüküyorsun..."
"Teşekkür ederim... Sen de çok... sevimlisin!" Çilli oğlana baktı tekrar. Çok sevimli gözüküyordu. Üstünde beyaz uzun bir tişört ve salaş bir eşofman vardı. Ama onu tatlı sevimli yapan kafasına taktığı sarı bandanası, dağınık saçları, ayağında elle örüldüğü belli olan patikleri ve şaşkın bakışlarıydı.
"Sevimli mi?" diye sordu güzel çocuk. "Şaşkın bir civciv gibisin." Hyunjin sevgilisine yaklaştı ve elleriyle saçlarını düzeltti. Felix hiç beklemeden sevgilisinin göğüsüne doğru başını yaslayıp ona sarıldı. "Bana tatlı şeyler deme. Ben buraya seni öpmek için çağırdım."
Gülerek kollarını ayırdı Hyunjin. "Hani büyükannen içindi?" Çilli çocuk da onun gülüşüne katıldı. Sonrasında ise yaptığı şey sarışın çocuğun dudaklarına kısa bir öpücük bırakmak oldu. "Büyükannem torununun mutlu olmasını istiyor."
Sonrasında kapıyı kapayıp içeri girdiler. Hyunjin gerginliğini biraz olsun atmıştı fakat sevgilisinin ailesinden biriyle tanışacak olmanın düşüncesi onu heyecanlanmaya itiyordu.
Evin salonu olduğunu düşündüğünü yere geldiklerinde Felix'in büyükannesini görmüştü. Yanındaki sehpanın üstünden aldığı bir bardak suyu içiyordu. Suyunu bitirdiğinde torunu ve yanındaki genç oğlanı fark etti.
"Merhaba oğlum, hoş geldin." Birkaç kere öksürdü yaşlı kadın. "Arkadaşının geleceğini söyleseydin ona güzel yemekler hazırlardık Yongbok."
Hyunjin çekinerek yaklaştı kadına. "Merhaba efendim. Umarım size rahatsızlık vermemişimdir." Büyükanne gülümsedi sarışın oğlana. "Yongbok'un arkadaşı benim torunum sayılır. Geç bakalım şöyle. Adın ne senin?" Yan taraftaki koltuğu parmağı ile işaret ederek Hyunjin'in oraya oturmasını istedi. Hyunjin hemen kendisine işaret edilen yere geçti ve gülümseyerek oturdu. "Adım Hyunjin efendim."
"Ne güzel ismin varmış Hyunjin oğlum. Yongbok keşke daha önce getirseymiş seni buraya. Zavallı çocuk benimle ilgilenmekten kendine zaman ayırmıyor. Asosyal olacak diye korkuyorum." dedi üzgün bir ifadeyle büyükanne.
"Büyükanne iyiyim ben böyle. Düşünme öyle şeyleri sen. Hem ben sosyalim." diyerek Hyunjin'in yanına oturdu Felix. Büyükannesinin sorduğu birkaç soruya daha cevap verdiler beraber. Hatta bu konuşma sonrası Hyunjin, Felix'e "Yongbok" demeyi aklının bir köşesine yazdı.
İkili yavaş yavaş gözleri uykuya teslim olan kadının yanından ayrılıp yan odaya geçmişti. Felix, Hyunjin'in saçlarına hayranlıkla bakıyor, bazen elleriyle onları okşuyordu. "Saçların yumuşacık. Şampuanının markası ne?"
Hyunjin gülerek Felix'in elini tuttu ve göz kırptı. "Bu bir sır." Güzel çocuk gözlerini devirip sevgilisinin saçlarını karıştırdı. "Sırrını benimle paylaşmazsan bir daha beni göremezsin." Genç oğlan aldığı tehdit yüzünden elini kalbine götürerek bayılıyormuş gibi yaptı. "Ne kadar da canisin sen öyle!"
Felix, sevgilisinin bu hâline gülerek yanında oturan sevgilisinin arkasına geçip ona kollarını doladı. Hyunjin kendisine kıyasla daha uzun boylu ve yapılı olduğu için onu kollarına hapsetmesi biraz zor olmuştu. Arkasında oturmuş ona sarılan Felix'in kollarına bıraktı kendini iyice genç oğlan. Daha sonra aklına gelen fikirle sırıttı. "Bir gün bize geldiğinde beraberce kullanırız."
Felix duyduğu cümleyle şaşırsa da gülmesen edemedi. Hyunjin'i kollarıyla daha çok sıktı ve onun oynadığı oyuna eşlik etmek için kulağına doğru fısıldadı. "Olur sevgilim. Saçlarını yıkamak eğlenceli olacak."
...
Kuzen: Felix Çabuk çık o evden Amcam oraya geliyor
Felix: Ne işi var onun burada
Kuzen: Bilmiyorum Çık hadi oradan
Felix: Tamam Sağ ol
Kuzen: Felix...
Felix: Efendim Minho hyung
Kuzen: Dikkatli ol
Felix: Olacağım
Hyunjin birkaç saat önce ayrılmıştı oradan. Felix büyükannesine yaptığı çorbadan sevgilisine de ikram etmiş, beraber güzel zaman geçirmişlerdi. Fakat şimdi çilli çocuk dünyanın en yalnız insanı gibi hissediyordu. O adamı görmektense ölmeyi tercih ederdi.
Büyükannesini kontrol ettikten sonra tüm eşyalarını alıp hızla evden çıktı. Evine doğru giderken ellerinin titrediğinin bile farkında değildi. Korkmadığını kendisine defalarca kez tekrar etse de içten içe gerçeği biliyordu. Yalnızlığının sebebi olan insan tekrar şehre dönmüştü.
• • • • • • • • Hey hey hey!!! Ne kadar uzun zaman oldu... Tatlı hikayemize biraz olay katmak hoşuma gitti. Aslında olaydan ziyade karakterleri tanımak için bir basamak diyebiliriz. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın <3 Love you~
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
