7-Gerçek yaralar

35 4 0
                                    


En çok nefret ettiğim yere geliyoruz ve güzel sıcacık yatağımdan kalkıp çantamı hazırlıyorum. Yüzümü yıkamaya uykulu gözlerle ve yorgun yürüyüşlerle gidiyorum, bu kısacık mesafe bana uzun bir sene gibi geliyor. Sonrasında okulda Toprakçığımı göreceğim aklıma geliyor ve mutluluk hormonlarımı salgılıyorum.

Size her bölüm bahsettiğim o sıkıcı yollardan Geceyle birlikte geçiyoruz ve okulumuza varıyoruz. Keşke de varmasaydık.

Sınıfımıza geliyorum ve Toprağı arıyorum ve bu sefer sırasında sadece çantasını görmekten ziyade kendisini de buluyorum. Mutluluğum daha da artıyor ve gözlerimdeki parıltılar daha da çok dikkat çekmek için büyüyorlar.
Bir iç çekip yerime oturuyorum ve Toprağın kahverengi hafif dalgalı saçlarını farklı bir tarzda yaptığını farkediyorum, ve bu tarz beni gönlümden vurmayı iyi biliyor. Tam 12'den.

Bütün bir dersi hocamızın anlattıklarıyla değil de Toprağı düşünmekle geçirmek istiyorum ama canım hocacığım beni tahtaya kaldırmaktan geri kalmıyor. Bütün 30 kişinin arasında beni buldun yani öyle mi?

Tahtaya kalkıyorum ve olacak oluyor. En zor soru ve konusunu hiç bilmediğim bir işlem geliyor. Ne yapacağımı şaşırıyorum tabi. İlk önce işe birşeyler geveleyerek başlıyorum, hoca yapamayacağımı anlayınca biraz biraz dilinin ucundan bana yardım ediyor.

"Evet şimdi kendin çöz bunu Yasemin'cim"

"Hocam- şey. Öhm- ilk önce şunu bölüyoruz."

"Kaça bölüyoruz? Ve bir kuralımiz da vardı onu da hatırlat arkadaslarina."

*Anskm
Ne kuralı ya?

Tahrayla türk dizisinde gibi bakışıyoruz ve bir umut almak için sınıfa dönüyorum ama bana pas veren olmuyor. Acaba yere düşüp bayılma taklidi yapsam yerler mı diye düşünüyorum ve aklıma şahane bir fikir geliyor.

"Hocam benim biraz karnım ağrıyor da lavaboya gidebilir miyim?"

"İlk önce soruyu çöz. Teneffüsde gidersin"

Gece'ye şimdi sıçtım bakışı atıp yardım dileniyorum, ve Toprağın da arkadan gülmekten geberdiğini farkediyorum. En arka dörtlü de kimseye farkettirmeden tavuk dürüm gömüyor.

Böm böm sınıfa bakınca hoca bir of çekiyor ve elini başına koyup başka birisini çağırıyor.

"Şu soruyu yapabilecek birisi var mı çocuklar?"

Benim gibi bir iyilik meleği işte bu şekilde hocasının canını sıkmaya başarıyor, o sırada da arka dörtlünun ayran serdiklerini görüyorum. Vay be, gözlerim bunları da mı görecekti?

Sonunda lanet dersimiz bitiyor ve yakama yapışan o sorudan sonsuza dek kurtuluyorum. Sormayın, gittiğim bütün hocalar okulda aileme "çok zeki bir kız, hemen anlayabiliyor konuyu fakat çalışmıyor. Azıcık gayret etse matematikte çok iyi"
diyor. Bende hala çalışmıyorum, akıllanmadım var mı diyeceğiniz?

Kendimi matematik öğretmeni olarak düşünüyorum ve bunun rüyamda bile gerçekleşemeyeceğini anladığım zaman başka mesleklerin hayallerine dalıyorum. Ama hayallerimde matematik öğretmeni olmak bana ayrı bir hava katıyor.

Yanlış anlamayın, gelecekteki mesleğim hakkında kafam çok karışık.

Öylesine sıramda otururken bir hoca yanıma geliyor ve eğilerek bana birşeyler söyleme çabasında bulunuyor.

"Çalış kızım, ileride kendi paranı kazanmak ve kocanın parasından geçinmemek için acilen çalışmaya başla. Seni görüyorum biliyorum, zeki bir çocuksun. Cesaretlisin, bunu yapabileceğine eminim. Belki biraz geç kaldın çalışmak için ama işin sonunda değilsin bunu unutma. Başarmak için daha geç olmadan yolunu belirle ve çalışmaktan yorulsan bile vazgeçme. Çünkü geç kalanlar değil, vazgeçenler kaybeder."

(Araya giriyorum, bu sözü özellikle yazdım. Vazgeçmeyin, hiçbir şeyden. Hayallerinizden, asla vazgeçmeyin. Her ne pahasına olursa olsun kararlı olun ve çalışmadan birşey olacağını, emek vermeden kazanacağınızı düşünmeyin.)

"P-peki hocam.."

Bir insanın bana söylediği şeyler beni etkileyebilir mıydı? Değiştirebilir miydi? Ya da beni çalışmaya itebilir miydi?

Hocanın dedikleri aklımda dört dolanırken koridorda gezmeyi seçiyorum ve önüme bakmadan dalgın bir şekilde yürüyorum. Birisine çarptığımı farkettiğimde hemen kafamı kaldırıyorum ve karşımda onu görüyorum...
Aman Allah'ım, bu it Aynur!

"Bana bak kızım, Toprak'tan uzak dur."

"Hayırdır ya arkadaşın mı kalmadı?"

"Seni varya...Herneyse, ondan uzak dur çünkü onun sevgilisi var."

"Nasıl?...kim?"

"Tanıtayım, ben yani Aynur. Yanında çok görmeyeyim seni."

"Sende ona söyle o zaman benim yanımda olmasın. Bu aralar senden çok benimle vakit geçiriyor da."

Lafı yapıştırdığımda direkt arkamı döndüm ve lavaboya doğru koştum, belki dışarı yansıtmamış olabilirdim ama kalbim çok kırılmıştı. Bir ümit, onun beni sevdiğini düşünmüştüm. Kalbim her adımımda bir parça daha kırılıyor, gözüm ise bir damla daha doluyordu.

Aynur doğru mu söylüyordu? Gerçekten bunu yapmış mıydı, beni kullanmış mıydı?..

Lavaboya gidip kimsenin olmadığını görünce rahatlıyorum ve buna bir açıklama getirmeye çalışıyorum.

"Sevgilisi benim."

Kafamda yankılanan bu cümleyi susturmak istiyorum ama bunu yapmaya çalıştıkça daha da çok büyüyor. Demek ki bize bir şans bile yok. Bütün sevgimi sadece içinde yaşayacak olan ben oluyorum. Gece'ye dayanmak istiyorum ama yanımda olmayınca zar zor yerimden kalkıp onu bulmak için koşuyorum. Gözlerim anında kıpkırmızı olmuşken ve bacaklarım da koşmaya lanet okumuşken onu çabucak bulmayı diliyorum.

Gece'yi bütün okulu o halimle arayıp bulduğumda bana her arkadaşın yaptığı gibi direkt ne olduğunu sorup sarılmıyor. Diğerlerine nazaran ilk önce dalga geçiyor, sonra benim gerçekten ağladığımı ve mahvolduğumu anladığında o zaman endişeleniyor.

"Noldu?"

"Burda olmaz.."

Müsait bir yere geçtikten sonra benim gözyaşlarım hala sel olurken, Gece olayı anlatmamı bekliyor.

"Aynur!"

"Noldu, yoksa o mu birşey yaptı sana?"

"Aynur Toprağın..."
Ben iki gözüm çeşme ağlamaya devam ederken bir nefes alıyorum ve anlatmaya çalışıyorum.

"Aynur Toprakla sevgili olduğunu söyledi! Toprak'tan uzak dur diyor.."

"Nasıl ya?.."
Bu habere Gece de çok şaşırmış olmalı ki aradan birkaç dakika geçtikten sonra kendine gelebiliyor ve durumu toparlamaya çalışıyor.

"Saçmalama kızım! Aynur'un sözüne mı inanacağız?"

"Ya gerçekten doğru söylüyorsa Gece, benim onu deli gibi sevdiğimi bilmiyor ki bana sevgili olduklarını söylesin!"

"E tamam işte."

"Oyun oynayacaksa elinde benimle ilgili bir bilgi biliyor olmalı ama bilmiyor işte! Ya gerçekten sevgililerse ve onun yanında dolaşmamdan rahatsız oluyorsa?.."

"Madem öyle birkaç gün bakacağız Toprak sana soğuk davranıyor mu? Aynur'la vakit geçiriyor mu."

Dediği şeyi sadece kafamla onaylamakla yetiniyorum.
Sonra bir anne edasıyla beni göğsüne yatırıyor ve başımı okşuyor. Ne kadar mal olsa da, beni hep seven Gece..

Gecenin Bir Köründe ~ (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin