Herkes sabrının son damlalarına gelmişti.Alp ve Anıl bizimkilerin yanında belirmeye başlayan damarları ve seğiren gözleriyle birazdan çıkıcak felaketin haberini erkenden veriyorlardı zaten.
Herhangi bir hareketimizde götlerine vura vura kaçacak olan kumaş parçaları önlerindeki şişme kaslıya güveniyorlardı sanırım.
"Alper hadi olay çıkmasın boşver abi onları."Alp'e sadece çok nadir zamanlarda Alper derdik.
"Ben bu piçi dövmeden gitmem."Anıl da katılırcasına sesler çıkarttı.
Adam bizim birbirimize baktığımız anda Göktuğ'ya kafa attı.Kızlardan küçük bi çığlık çıkarken Yankı ve ben hariç diğerleri dalmışlardı bile.7-8 dakika sonra Burnu ve dudağı patlamış Anıl ve Alp,boynunu ovan bir Göktuğ vardı karşımızda.Ha birde yerde kanlar içinde yatan bir adam.Kızlar zaten topuklamışlardı.
"Lan ne diye hepiniz (Sağıma dönerek) sen hariç Yankı,adama dalıyosunuz?"dedim sinirli bir şekilde.
"Gece şimdi hiç kusura bakma ama o piç kurusu bunu haketti."dedi kararlı bir sesle Göktuğ.
"Olum cidden Gece haklı neden hepimiz daldık ki?"dedi Alp.Bütün bakışlar ona döndü.
"Ha?"kaçtı Anıl'ın ağzından.Cidden biraz önce adama dalan Alp şimdi geçmiş karşımıza neler söylüyor.
"Bizim depoya götürüp tek tek dalabilirdik bu piçe."dedi yüzümüzü kara çıkarmayan Alp.
"Lan olum aklına sokuyim senin!"dedi Yankı bağırarak sonra kolumdan tutup çekmeye başladı.
Hala neden böyle yaptığını anlayamasamada ona ayak uydurdum.Siyah Range Rover'ının önüne gelinceye kadar sürükledi.Neden böyle bir atar yaptığını anlamasamda sesimi çıkarmadım.Açtığı kapıdan hemen arabaya bindim oda arabanın önünden dolaşıp sürücü koltuğuna bindi.
"Yankı bunu yapmandaki amacı öğrenebilir miyim?"sakin bir ses tonuyla konuşmama rağmen bana ters ters bakan Yankı'nın cevap vermiyceğini anladım.
Gittiğimiz yola bakılırsa benim evime gidiyorduk.Bi dakika,benim evim mi!
"Yankı bence sahile gidelim benim evim biraz dağınıkta."dedim umutla.Ne?Evimin her tarafı kan ve jiletlerle kaplı.Eğer onları görürse boku yerdim.
"Tamam."Yankı'nın tek söylediği şey buydu.
10 dakikalık bir yolun ardından masmavi denizin serildiği manzaranın önündeki küçük 2 kişilik banklardan birine oturduk.
"Ee... Artık neden böyle davrandığını söyliycek misin?"dedim sakince.
"Zaten sinirliyim bide onlar öyle yapı-"
" bi dakika?Benim sakin Yankı'm neye sinirlenmiş?"dedim ellerimi beline dolayıp ona sokularak yaralarımın sızlaması beni kendime getirdi.Ve devam ettim "Yoksa kötü bişey mi oldu?"
"Sen beni bırak şimdi ee senin durumun nasıl?"dedi imayla.İmasını anlamıştım ama bilmiyo numarasına sığındım.
"Ne durumu?"
"Kendini kandırma gece neyden bahsettiğimizi çok iyi biliyosun."Artık bu numaranın battığını anlayıp gözlerimi devirdim.
"Hiçbir gelişme kaydetmedim hatta daha kötü oldum diyebilirim.Artık sizin ısrarlarınızdan sıkılıp psikoloğa bile gittim ama sonuç ortada."Dedim ve omuz silktim.
" Gece biliyorum yine aynı konuşmayı yaptığımız için sıkılıcaksın ama biz bile vazgeçtik."
Ah.Birde bu durum vardı.Bizim grup aslında diğer serseriler gibi insanlara sataşan veya piçlik yapan insanlardan oluşmuyordu.Daha çok birbirimizin sorunlarını çözmeye çalışan insanlar çoktu tu ekini getiriyorum çünkü biz bu dengeyi sağlayana kadar birsürü insanı kaybettik
-FLASHBACK-
Nisa,Murat,Ekin,Doğukan ve Zeynep onları böyle görmeyi istememiştik başımı Göktuğ'nun boynuna yaslarken yaşaran gözlerimi durdurmaya çalıştım.Onlar ne böyle bi sonu nede böyle bir hayatı hak etmişlerdi.Nisa ve Murat hayatımda gördüğüm ne yakışan ve birbirini tamamlayan çiftti.Ekin ve Zeynep'inde onlardan aşağı kalır yanları yoktu.Murat ve Zeynep o zehiri almadan önce o kadar mutlulardı ki...
O barda başladı herşey adını anmak istemiyceğimiz o barda.
-----------------------
Evet uzun zaman sonra bir bölüm daha bundan sonraki 2 bölüm tahminimce part olucak.fazla zamanım olmadığı içinde kısa kısa yazmak zorunda kalıyorum.en az 2.vote bile gelse diğer partı yazmaya başlıycam daha uzun veya daha kısa olmasını mesaj veya yorum atarak belirtebilirsiniz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mazoşist
Teen FictionHer acı bir kurtuluştur insanlara... -© "Gece Saygıner" İsminin hakkını veren Kendine güvenen Geçmişte yaşamayı bırakmış O'ydu Karanlık