day 7

318 53 16
                                    

dün gece uyuyakaldığım için bölümü bugün atıyorum dün atamadım... kusura bakmayın :( son zamanlarda kafam çok dalgın özellikle dün benim için çok zordu. bölümü unutmamın telafisi olarak uzunca bir bölümle karşınızdayım :))
.

lisa okul çıkışı kapının önünde jennie'yi bekliyordu. evine birlikte yürüyeceklerdi. heyecandan ileri geri yapıp duruyordu.

sonunda kalabalığın arasından jennie'yi görünce gülümseyerek el salladı. "selam!"

"selam," dedi jennie ve yanına geldi. yavaşça yürümeye başladılar.

"nasılsın? günün nasıldı?" diye sordu lisa. aslında dün gece uyumadan bu konuşma sırasında soracağı tüm soruları, yapacağı tüm espirleri ve açacağı konuların pratiğini yapmış, kafasında kurgulamıştı. fakat şuanda hepsi aklından çıkmıştı. heyecandan. sadece doğaçlamaya kalmıştı.

"yorucuydu. farkındaysan bugün iki derse falan girebildim zaten, sınavlardan sonra matematik kulübü olarak bir yarışmaya katılacağız. okulu temsil edeceğimiz için üzerine çok düşüyoruz. aslında tarihi çok kötü denk geldi, okulda derslere girmemi engelliyor tam sınav dönemi ama işte. senin?"

"düz, normal bir gündü açıkçası ya. benim havalı kulüp işlerim yok. derslere gir-çık, fen derslerinde uyuyakal, kızlarla sohbetler falan. jisoo zaten dün alt dönemlerden bir çocuğun ödevine yardım etmiş, iki saat sürmesini planladığı şey dört saat sürmüş. çok gergindi o yüzden. kendisi biraz... ders konusunda takıntılı ama onu suçlamıyorum, ailesinin beklentilerini karşılıyor sadece. rosé zaten hep aklı bir karış havada. ama üçümüz birleşince ideal arkadaş grubunu oluşturuyoruz denebilir ya," dedi lisa.

"aynen öyle. chaeyoung ve ben de biraz öyleyiz, kendisi adeta enerji makinesi. bense sıfır enerji. zıt dinamiğimiz birlikte tamamlanıyor." birkaç saniye sonra jennie sordu, "jisoo'nun yardım ettiği alt dönem seungmin mi? chae bahsetmişti de, tzuyu'nun arkadaşıymış."

lisa onaylar bir şekilde kafasını salladı. "uzaktan da olsa ortak arkadaşlarımız olmasına rağmen yıllardır birbirimizle birkaç cümle dışında konuşmamış olmamız çok garip."

"evet. biraz öyle." jennie lisa'ya baktı. "ama ne derler bilirsin, geç olsun güç olmasın!"

lisa gülümsedi. jennie'nin saate bakmak için telefonunu çıkarttığını görünce gözü duvar kağıdına takıldı. "tanrım jennie! marvel mı seviyorsun? kusura bakma istemeden duvar kağıdını gördüm ama... marvel mı seviyorsun?!"

"evet! önceden çok ilgim yoktu ama son filmlerden sonra sıkı takip etmeye başladım."

"ben uzun zamandır takip ediyorum, çok sevindim. anime ve marvel konumuzun ortak olması bana konuşacak birçok konu veriyor, benden bıkacaksın," dedi lisa gülerek.

"asla."

"haftaya thor çıkacak," dedi lisa çekingence. hadi lisa. sor. sorabilirsin. sor. "birlikte gitmek ister misin? yani çevremde marvel seven yok da. marvel hayranı biriyle gitmenin tadı ayrı olur. o yüzden. ama başkasıyla planın varsa..."

"olur, gelmek isterim tabii," dedi jennie.

bu dört kelimelik cümle lisa'nın içinde sevinçten partiler vermesine yetmişti. heyecan ve mutluluktan olduğu yerde zıplamak istiyordu. ama bunu dersten sonra evde tek kaldığı bir vakite saklamıştı.

lisa'nın teklifinden sonra evine varmışlardı. lisa anahtarını çıkarttı, kapıya taktı.

"anahtarlığın güzelmiş," dedi jennie.

30 days || jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin