İkinci Taklitçi | Leydiler Serisi |
🍷
•
' Şlapp! '
Tokat sesi etraftaki sesleri bıçak gibi keserken yanağı yana düşmüş kıza doğru kimsenin duymasını önemsemeyerek haykırdı;
' Eğer o karnında ki piç seninle beraber gebermezse onun acı çekeceğinden e...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İkinci Taklitçi | Leydiler Serisi |
Sectio; 1 Kısım;‘Pluvia’
•
Okumadan önce şuna dikkat ediniz; Geçmiş tarihte yaşamadığımı göz önüne alınırsa mantık hataları olacaktır ve kitapta belli bir tarih yoktur karakterler ve olaylar hayal ürünüdür. Keyifli okumalar :D
•
🍷
Kısa saçlarım rüzgarın sertliği ile arkaya doğru savrulurken rüzgardan dolayı zorlukla önümü görmem işimi zorlaştırıyordu, arkadan gelen adım seslerine karışmış kılıç sesleri ile koşuşum hızlanırken adım seslerinin uzaklaşması ile derin bir nefes verip koşmaya devam ettim.Lüks geniş malikanelerden geçip giderken sokağın bittimiyle; yıkık dökük harabe evlerin sıra sıra dizilimleriyle karşılaştım.
Diğer harabe evlerden çok daha farklı gözükerek ağaçlarla iç içe ve oldukça uzakta olan kumarhanenin önünde durduğumda soluklanarak pelerimin başlığına daha da sarıldım, elimde tuttuğum nadide parçayla keyiflenerek ıslık çalarak yapının arka tarafına doğru gittim; Ağaçların sık olduğu tarafa dalarak ilerledim.Duvarı yoklarken elime gelen kulpa baskı uygulayıp açtım, üzerimde ki ağaç yapraklarını elimle silkeleyerek içeri girdim. Sıralı merdivenlerden ıslık çalarak ilerlerken kumarhanenin olduğu odalardan gelen rahatsız edici ses son kata gelmemle kesilmişti, terazi baskılı gri kapının önünde durmam ile elimi kapının tam ortasına tuttum.
Büyü ile korunan kapı beni algılayarak yavaşça açıldı, geniş odaya bir adım attarken elimde ki küçük heykel ile yerime oturarak keyifle güldüm.Heykeli hızla duvara doğru fırlattığımda parçalanarak içinde ki küçük mücevheri ortaya çıkardı; ‘Sonunda’ diye mırıldanarak sakin adımlarla ilerleyip eğildim simsiyah olan mücevheri elime alınca yavaş yavaş yeşile döndü, koyu yeşile dönen mücevheri alıp ayaklanarak masanın başına gittim.
Sivri bıçağı parmağıma bastırarak açılan yaradan akan kanı yeşil mücevhere damlattım, mücevherden çıkmaya başlayan dumanların artmasıyla görüş açım bulanıklaştı, gözlerimi mücevherden çekmezken mücevher büyüyerek Asa şeklini aldı.Bir Agle* ejderini andıran Asa ile sesli bir şekilde kahkaha attım, sol gözümden akan yaşı sildiğimde kapı tıklatıldı;
