Tik tak sesleri kulaklarımın haraketlenmesine sebep oluyordu. Yattığım örtü ipekten ve çok rahattı benim yatağım değildi. Zihnim açılırken göz kapaklarım bir o kadar oynamak istemiyordu. Yavaş yavaş araladığım gözlerim gördüğü şeyle şaşkına döndü gri ile döşenmiş bir odadaydım. Burası neresiydi ve neden odamda değildim? Doğruldum üstümde bana ait olmayan iki parça vardı bol gri renk bir şort ve beyaz bol tshirt bunlar ne ara üstüme gelmişti kıyafetlerim neredeydi en önemlisi ben burada ne arıyordum. Yataktan hızlıca kalktım. Aklıma tek bir isim dank etti, lanet olası Acarsoy. O getirmişti beni buraya kendi evi miydi acaba peki ya büyükannem o tüm gece tek mi kalmıştı kendime küfürler savururken deli gibi koşarak odadan çıktım koca bir hole geldim hızlı adımlarla sendelesemde son basamağa ulaştım. Tarçınlı kurabiye kokuyordu etraf büyükannemin yaptığı gibi bu nasıl oluyordu ki kokuyu bir izci köpek gibi takip ederek mutfağı buldum.
Mutfağa girdiğimde gördüğüm manzara ile şoka uğradım, büyükannem ve Balamir mutfakta tarçınlı kurabiye yapıyordu. Büyükannemin burada ne işi vardı?
"Günaydın denizim." Beni gördüğü anda annemin adıyla seslendi yine bana ,Büyükannem benim.. Annemin ölümünden sonra şizofreni tehşisi konulmuştu bazen hatırlıyor bazen hatırlamıyordu bende idare ediyordum. Düşüncelere dalarken günaydın dedim ve karameller üstüme değdi.
"Günaydın Vera. Bizde Büyükannem ile kurabiye yapıyorduk tarçınlı kurabiyesi çok sevdiğini söyledi." Sevmezdim alerjim vardı tarçınlı kurabiyeye annem çok severdi onu ben değil ben annem değildim. Bir saniye büyükannem mi demişti o?
"Balamir bey bir saniye gelir misiniz?"
Sorum beni bile şaşırtsa da hesap soracaktım neden buradaydım büyükannemin burada ne işi vardı ve neden ona büyükannem diyordu?
Büyükannemden ayrılıp bana doğru geldi adımlarım uyandığımodaya doğru ilerlerken parmaklarını belimde hissettim bana dokunuyordu beni yönlendiriyordu. İrkildim ciddi anlamda ama adımlarım durmadı. Merdivenleri tek tek çıktım.
Lanet olası Acarsoy neden beni buraya getirmişti? Aşağı da ki sahne de neydi öyle. Kapıyı açtım ardımdan o da kapattı ,odada tektik. Ona doğru yürüyüp omuzlarından itikledim lakin kıpırdamadı bile.
"Bu da ne böyle Balamir, ben neden buradaydım. O niye burada, neden sana güvendim ki ben? Tarçınlı kurabiye? Neden ona büyükannem dedin?" Nefessiz kalmıştım.
"Sakin ol biraz dünya güzeli. Bir süre buradasın ve bence teklifimi kabul etmek için yeteri zamanın var. Duruşma 5 gün sonra."
"Kıyafetlerim nerede ve bunlar kimin, kim giydirdi bunları bana?"
"Kıyafetlerin yıkamada dolapta yeterince kiyafet var bir süre misafirimsiniz ve kıyafetler benim ben giydirdim." Hafifçe tebessüm etti ve kapıdan çıktı.
Delireceğim cidden delireceğim bu koca evde ne halt yiyordum ben bu manyak adam beni neden buraya getirmişti? Büyükannem neden buradaydı üstümdekiler neydi böyle o mu giydirmişti cidden? Beni çıplak mı görmüştü şaka mıydı? Kendimi yatağa attım dakikasında ve derin nefesler aldım art arda yatağa yumruklarımı geçirdim.
" Lanet olası Acarsoy!!"
Kapı açıldı birden..
"Lanet okuma dünya güzeli aşağı gel üstünü değişip." Karamellerinde alaycılık vardı yine. Sırıtıyordu yüzüne yumruğumu geçirmek istedim o an sinirle kaşlarımı çattım. Kapıyı kapatıp çıkmak yerine odaya girdi. Yanıma yaklaştı donup kalmıştım çatık kaşlarımla burnuma vurdu parmağıyla ve dudakları kıpırdadı.
"Düzelt o kaşlarını dünya güzeli kaşlarını çatmak sana yakışmıyor hiç." Beni odada tek bırakıp çıktı. Sinirliydim bu adam kimdi ve bana bu kadar yakın olabiliyordu. Hemen kalkıp üstüme bir şeyler giyindim bir an önce teklifi reddedip büyükannemi de alıp gidecektim bir saniye durmak gibi bir lüksüm yoktu artık.
Bir kot şort ve bluz çıkarttım dolaptan geri iade edecektim ne de olsa. Hızlıca değiştim üstümü aşağı indim.
"Büyükanne gidiyoruz." Dedim sitemle oturma odasında oturup film izliyorlardı. İkisininde bakışları beni buldu.
"Nereye gidiyoruz denizim bu Bey oğlum bizi misafir edecek evimiz yapılana kadar." Ona evin kirasını ödeyemediğimi söylememiştim bir kaç hafta sonra tadilata girecek ev demiştim...
"Hayır büyükanne gerek yok hem daha evin tadilatına var eve gidiyoruz." Yüzünde ki hüznü gördüm.
"Biraz tarçınlı kurabiye ye denizim sonra gidelim." Dedi başımı salladım yemiş gibi yapacaktım yine. Karameller her adımımı takip ediyordu. Tekli koltuğa oturdum. Balamir'in tam karşısına.
"Gitmenize gerek yok. Misafirimsiniz bir süre burada kalın."
"Gerek yok teşekkür ederiz." Fazla zorlamaya gerek yoktu, bakışlarım ona değmedi önümde ki tarçınlı kurabiyeye değdi direkt.
"Yesene denizim en sevdiğinden." Deniz değilim ben büyükanne sevmem ben bunu...
Başımı salladım dolan gözlerimi gizledim elime bir kurabiye aldım her yediğimde nefesim kesilirdi yemek için uygun bir yer değildi burası. Bir ısırık aldım sadece bir ısırık. Bekledim içimden 20'ye kadar saydım. Nefesimi tuttum, gözlerimi kapattım. Onlar film ile ilgilenirken ben mücadele ediyordum. Nefesim kesildi ve koşar adım mutfağa girerken gördüğüm bahçeye çıktım.
"Nereye denizim noldu?"tedirginlik..
Derin derin nefesler almaya çalıştım.
"Sorun ne?" Sırtımda yine o parmakları hissettim.
"Nefes mi alamıyorsun?" Tedirgindi o da benim gibi.
"Alerjin mi vardı Vera? Büyükannen çok sevdiğini söyledi." Soluklarımı düzenledim.
"Gitmek istiyorum." Dedim tek seferde
"Gidecek bir yerin yok ev sahibi çıkmanızı istemiş. Teklifimi kabul etmeliydin."
"Sizi ilgilendirmez bilmediğiniz çok şey var nasıl geldiysek geri götürün bizi. Teklifinizi kabul etmiyorum." Bakışları bir kaç saniye mavilerime değdi. Telefonunu çıkarttı ve bir numarayı aradı.
"Efe arabayı hazırla Sevim hanım ve Vera hanımı evlerine bırak." Kolay olmuştu sahi benim telefonum neredeydi?15 dakika geçmişti o evden ayrılalı. Efe denen kişi bizi götürüyordu ve durmadan Büyükannem ile sohbet ediyorlardı.
"Vera hanım teklifi kabul ederseniz arayabilirsiniz düşünmek için zamanınız var lütfen gözden geçirin." Dedi bakışlarımı kaçırmakla yetindim sadece.Eve gelmiştik. Ev sahibi evden çıkmanızı tekrar yinelerken hüznüm artıyordu. Sadece 4 gün tanımıştı bize Ne yapacaktım Büyükannem ne olacaktı?
Bakışlarım odamda dolandı. Saat akşam vakitlerine geliyordu. Büyükannem uyuyordu terasa çıktım ve sigara yaktım. Dumanı izlerken düşünceler beyinimde kol geziyordu.Ertesi gün evden dışarı adım atmadım. Telefonum kapalıydı Büyükannem benimle konuşmuyordu çünkü evin durumunu ona anlatmamıştım.
Bir sonra ki günde evden çıkmadım ve sonra ki de...Son gün akşam saatleriydi yarın evi boşaltmaya geleceklerdi ve duruşma vardı. Büyükannem titrek adımlarla Balkona geldi sigarayı küllüğe attım direkt.
"İçme şöyle şeyler deniz gözlüm içme."
"Balamir Bey oğlum senin durumundan bahsettiydi bana bir süre misafir edelim sizi bizde dedi şirkete girecekmişsin oysa ki. Seni eve getirdiğinde sarhoştun neden içtin o kadar deniz gözlüm? Üstünü değiştirdim kıyafetler verdi sana. Ne sevdiğini sordu gitti malzeme aldı ve birlikte kurabiye yaptık çok iyi bir oğlan o. Bir suç atılmış ona şirketi yüzünden anlattı bana senin onu savunmanı istemiş savunsan olmaz mı deniz gözlüm. Suç atılmış evlata..." suç mu atılmış cinayeti o işlememiş miydi ne suçuydu bu?
"Düşüneceğim Büyükanne hadi uyu sen biraz."Odama çıktım apar topar telefonu aradım gece saat 3'tü.
Telefonu açtım ve terasa geri koştum. Balamir'in bana verdiği kartta olan numarayı tuşladım. Çalıyordu,
"Aç aç şunu aç lütfen." Çalmaya devam etti ve bir ses kulaklarıma doldu uyandırmıştım onu.
"Vera bir sorun mu var?""Yarın savunacağım seni."
"Ne? Fikrini neden değiştirdin?"
"Bana dosyaları at." Kapattım telefonu..
Selamm bölümü nasıl buldunuz vote vermeyi unutmayın lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vera
Teen Fiction"Sen çok tehlikeli ve şüphe çekicisin Balamir." Sözlerimin ağırlığıyla dudağımı dişledim. "Şüpheden uzak evrenlerde kalmalıydın." Karamelleri gözlerimi yakaladı hafifçe burnunu çekti şekilli dudakları tekrar aralandı. "İnsan adının hakkını vermeli...