1,2,3 derken 4 hafta 1 ay olmuştu onsuz geçen kos koca 4 hafta kızımız ve ben güçlü durmam gerekti evet ama ben ömersiz nasıl yapardım? Yapamadım ama benim Ömer'in emaneti olan bir kızım vardı odasında o günden beri çıkmadı en zoruma gideni ise küs gitmesi idi bana ben küsmüştüm ama bunu tahmin etmemiştim, düşünmemiştim benim bir annem , babam yoktu abim yoktu ama o her şeyim idi benim her bir parçam idi geçmişin her parçasında o vardı yüzüğünü verdiler bana hastanede tutamadım ellerim titredi , alamadım cenazene sonradan gelebildim özür dilerim ama orada uyudum orada , senin ile birlikte idim bu mektubu ise diğer mektupların arasına koyacağım sen gideli tam 1 ay oldu sevgilim ...
Alçinin geçmişi geleceği kadar karanlıktı neler yaşamıştı, çok şey öğretmişti hayat ona oda şu an sevgilisinin yanına gidebilir di ama yapmadı kızı vardı Ömer'in en önemlisi ondan bir parçası vardı sadece onun için yaşardı
Alçin: Nil? ( Kapıyı tıklatır ) kızım bak hiç bir şey yemedin gel bak en sevdiğin çorbayı yaptım sana sonrada yine en sevdiğin havuçlu keki yaptım hem yanında limon suyunda var hadi kızım üzme anneni
Kısa bir süre sonra kapı açılmış Nil odadan çıkmıştı Alçin onu görünce acı bir tebessüm ederek elini tuttu ve mutfağa geçtiler . Nil yemek yerken alçin onu izleyip bir yandan ise Ömer'i düşünüyordu
Nil - anne babam bir daha gelmeyecek mi?
Alçin bu sorunun karşısında öylece kaldı. Nil haklıydı daha 7 yaşındaydı ölüm kelimesi ile karşılaşması ayrıca bunun babası üzerinden olması onun için ağır ve merak dolu olurdu
Alçin: annecim sen daha çok küçüksün bunları düşünmek için
Nil : anne lütfen cevap verir misin ?
Alçin: annecim baban ne kadar yanımızda olmasa bile o hep seni izleyecek hep senin ile gurur duyacak evet belki sarılmak biraz zor olucak ama o hep kalbimde olacak
Nil: anladım...
Alçin: üzülme annecim gel
Nil ağlayarak Alçinin yanına gitmişti alçin onu göğüsüne yaslayarak sarıldı saçlarını öpüp kokladı
Alçin: (göz yaşlarını silerek ) evet annecim hadi bakalım ilk elini yüzünü yıka sonra da televizyon izleyebilirsin
Evet maalesef Nil babasız kalmıştı alçin ise hayatındaki tek anlamı kaybetmişti peki ya Ömer, Ömer ne yapmıştı? Ama o öldü dediğinizi duyar gibiyim size kitabın en başında dediğim gibi bu bir savcının hikâyesi.
Ömer: etraf, herşey çok bulanıktı başımda bir ağrı vardı hissediyordum ama bu çok acı veriyordu ağzım kurumuştu etrafta adamlar vardı . Görüyordum ama hepsi bulanıktı.
?: Sanırım uyanıyor
?!: Hemen büyük beyi çağırın
Bu konuşmaları çok netti ama hala biraz bulanık görüyordum
? : Demek uyandın ha " patavatsız bir gülümseme ile"
Onu çok net görebiliyordum , karşımda idi kocaman cüssesi , gözünün birinde bandana , elinde bastonu ve kabanı vardı saçları hafif kumrala kaçan, gözleri bir yılanın edasını taşıyan bir yeşil idi
Ömer: " zar zor dudaklarını aralayıp" ne istiyorsun arat ?
Arat: çık çık çık arat değil büyük bey demelisin ama yoksa kırılırım
Ömer: her ne bokumsa ne istiyorsun ellerimi neden kelepçeledin?
Arat : bence sen bunu daha iyi biliyorsun he Ömer