Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bol bol yorum gelir mi lütfen
---
Sıcak, çok sıcak. Üzerimde bir ağırlık var. Hareket edemiyorum, nefes alamıyorum. Deprem oldu da yorgunluktan fark etmedim mi acaba? Molozların altında mı kalmıştım? Zorlukla gözlerimi açtım. Yüzümde bir şey vardı. Kafamı iki yana salladım ondan kurtulmak için. Biraz daha açılan görüş alanımla etrafıma baktım.
Deprem olmamıştı sadece yatağa örgülü de gelmişti. Yüzümdekiler saçlarıymış çekmese miydim acaba? Saçları etrafa dağılmışken de başka bir güzeldi. Ran her seferinde nasıl daha da güzel oluyor anlayabilmiş değilim.
Bit kadar yatakta üç kişi sıkışmıştık Ran sayesinde. Ağzımın kuruduğunu hissettiğimd biraz daha kalkmak için hareket etmeye çalıştım. İkisi de kollarını daha da çok sıkılaştırdı. Amk yeter su alıcam kendime.
Uyandırmak için saçlarını çeksem ebemi sikerler. Rin'in kulağına üflesem kızmaz heralde. Ran'dan daha yakındı kulağı bana. Zaten Ran daha yakın olsa bile kulağına üfleyebileceğimi zannetmiyorum. Yaklaştım, boruyu üfleyen İsrafil'mişçesine bir nefes çektim ve üfledim.
Kulağındaki yoğun hava akışından rahatsız olarak başını yana çevirdi. Uyanmıştı homurdanarak. Kafasını yana çevirince bana kızacakken yatağa yayılmış Ran'ı görünce bana bişi demeden ani bir şekilde Ran'ı tekmeleyerek yataktan attı.
"Amına koduğum bir şeye de maydonoz olma kız bana kalsın biraz." Ran ne olduğunu anlamaya çalışırken aradan sıyrıldım sanıyordum. Ağzımın ortasına elinin tersi ile geçirdi. "Sen ne diye üflüyosun. Üfürükçü müsün kızım sen?!"
Rindou gözlüğünü alacakken Ran ondan önce davrandı. yukarıya kaldırdı. "Beni niye yataktan attım onu geçtim kıza niye tokat attın diyen sen değil miydin, hanımcı Rin?" Rindou gözlüğünü almaya çalışırken itişe kakışa cevap veriyordu.
Bence kenardan sıvışabilirim. Yorganı kenara çektim ve bacağını yataktan sarkıttım. Dolaba tutunarak kalktım. Geceki kadar sızlamasa da hala biraz zorlanıyordum. Paytak adımlar atarken bana doğru gelen cisimle ani bir şekilde hareket etmek zorunda kaldım. Kenara hızla geçtim. Rindou'nun Ran'a attığı tarak, Ran başını eğdiğinden bana geliyordu az kalsın.
Ani hareket edince ağzımdan hafif sesli bir inleme çıktı. Rindou benim tutunarak durduğumu görünce Ran'ı kenara itti. Ran elinde gözlükle mal gibi bakakalmıştı arkada. Rin hızla yanıma geldi.
Am gerçekten mucizevi bir şeydi. 2 günde bunu öğrenmiştim. Sırf inledim diye "Heğpimiğiğiğiiiiz kardeğşiğiğiz, buğ kağvgağağa neğ diyeğeğee" tarzında türkü söylemeye başlayacaklardı. Rin beni kucağına alıp yatağa oturdu. Sırtımı göğsüne yaslamıştım tek dizinde oturuyordum. Oturuduğum tek dizini titreterek sallarken inadına mı yapıyor diye düşünsem de sesimi çıkarmadım.
Kulağımın arkasını öpmesi beklenmedik olduğundan ürpertti. "Sen niye yataktan kalktın. Dinlensen daha iyi olurdu kedicik." nefesini kulağımda hissederken bu defa 'kedy' tarzında söylediği için kıkırdadım. Yüzümü görmek için beni biraz kendine çevirdiğinde kıkırdamam tebessüme dönüştü."Tarak sana geldi mi?" Tch, sesi çıkartarak kafamı iki yana sallandım.
"İki yüzlü amcı. Şunu şımartma fazla. Kendini önemli zannedip şımarmasın." Ran yine laf sokup esneyerek odadan çıktı. Keyfime sıçmasa olmazdı.
Bir süre sonra kalkacakken Rin belimdeki ellerini sıkıca sarıp iyice kendine yapıştırmıştı beni. Sıkıntıdan yanaklarımı şişirerek "Susadım ben." dedim.
Elmacık kemiğime buse kondurup çekilmek yerine dudağını orada tutarak konuştu. "İğrenmezsen benim komidinde ki su şişesinden iç. Oradan içmeyeceksen ben aşağı inene kadar bekle." Dudağını çekmeden konuştuğundan tenim gıdıklansa da fazla kapılmadan başımı uzaklaştırıp sordum.
"Ne yani, odaya mı kitliyeceksiniz beni?"
"Bunun hakkında bir sorunun mu vardı ki?"
"Yioo, ne sorunum olacak ki."
"N'oldu süt dökmüş kedi gibi oldun bir anda?" Biraz kıkırdadıktan sonra devam etti. "Aşağıya gidene kadar oyalanacak bir şeyim olmazsa sıkılırım. O yüzden gidemezsin seni bir yere kapamıyoruz sakin ol."
Beni kenara bırakıp dolaba yöneldi. Sessizce "İyi bari." dedikten sonra bahsettiği şişeyi bulup içmeye başladım. Bir kaç yudumdan sonra gelen izlenme hissi ile ona baktım. Dik dik bakıyordu munzur bir ifadeyle. 'Ne?' dercesine baktım içmeye devam ederken.
"Bu ilk kez dolaylı yoldan öpüşmemiz." Sırıtarak söylediği şeylerle su yanlışlık soluk boruma kaçtı. Hayvan gibi öksürürken yanıma geldi. Sırtıma vururken safsatasına devam etti. "Sen de hemen etkilenip utanıyorsun. Daha dün yaptık." Komik olduğunu zannediyordu galiba.
